"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" cümlesinin kısaltılmış şekli.
Arapça'da iki veya daha fazla kelimeden oluşan bir cümlenin ilk iki yahut daha çok harfi alınarak bunlardan yeni kelimeler meydana getirilmektedir ( "Hamdele" de olduğu gibi). Havkale de bunlardan biri olup "Her türlü değişim ve gücün kaynağı sadece Allah'tır" anlamına gelen "lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" şeklindeki dua ve zikir cümlesinin kısaltılmasıyla oluşturulmuştur.
Bu cümlede geçen "havl" kelimesi; hareket ve çare anlamına gelmektedir. Metinde geçen kuvvet kelimesi ise Türkçemizde yaklaşık aynı anlamda kullanılmaktadır. Lügatlerde geçen kelime anlamları ve hadis şerhlerinde yapılan izahlar göz önüne alınınca bu cümle şu şekilde tercüme edilebilir: "Hayırlı işler yapabilmek, günahlardan kaçınabilmek ve insan gücünü aşan olaylar karşısında metin durabilmek dâhil, hareket, tekâmül, güç ve kuvvet gerektiren her hâlimiz ve her işimiz için gerekli güç ve kuvvet ancak Allah'ın lütfu iledir."
Kur'ân-ı Kerîm'de bu cümlenin tamamı bulunmamakla birlikte benzeri bir ifade mevcuttur. Her şeyin ilâhî irade ve güce bağlı olarak gerçekleştiğinden gafil bulunan ve servetine güvenen inkârcı bir kimse bir müminin diliyle uyarılırken bütün işlerin ilâhî iradeye göre cereyan ettiği, herkesin sadece Allah'ın verdiği güç sayesinde işlerini başarabildiği belirtilmiş ve insanın daima, "mâşâallah lâ kuvvete illâ billâh" (Allah diledikçe; bütün güç ve kudret Allah'a aittir) demesi gerektiği ifade edilmiştir (Kehf: 39).
Havkalenin aslını teşkil eden cümlenin tamamı hadislerde geçmektedir. Kaynaklarda Hz. Peygamber'in, ezan okunurken "hayye ale's-salâh" dan sonra "lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" dediği, günahları çok da olsa bu zikre devam edenlerin affedileceği ve bu zikri cennet hazinelerinden bir hazine olarak nitelendirdiği bildirilmiştir (Müsned)
Ömer b. Hattâb (r.a), bu cümle ile ilgili olarak şöyle demiştir. "Rasûlullah (s.a.s): Müezzin Allahu Ekber, Allahu Ekber" dediği vakit sizden biriniz Allahu Ekber, Allahu Ekber" der; sonra müezzin "Eşhedü en lâ ilâhe illallah"dediği vakit o da "Eşhedü en lâ ilahe illâllah" derse, sonra müezzin Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah" dediği vakit, o da Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah" der. Müezzin "Hayye alessalâh " dediği vakit o da Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh " der. Sonra müezzin Hayye alelfelâh " dediği vakit o da "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" derse, sonra, Allahu Ekber, Allahu Ekber" dediğinde o da Allahu Ekber, Allahu Ekber" derse, sonra müezzin Lâ ilâhe illallah"dediği vakit, o da bütün kalbiyle La ilâhe illallah" derse, Cennete girer "buyurdular" (Müslim, Salât, 12).
Havkalenin ifade ettiği mânaya dair görüşlerde bazı farklılıklar vardır. Ashaptan Abdullah b. Mes'ûd'a atfedilen bir rivayete göre, İbn Mes'ûd havkaleye şu anlamı vermiştir: "Kulun isyan halinden kurtulması ancak Allah'ın onu günahtan korumasıyla mümkündür; yine kul itaat etme gücüne ancak Allah'ın yardımıyla kavuşur".
Daha sonraki dönemlerde havkale, "kâinatta cereyan eden her hareket ve değişikliğin tamamen ilâhî iradeye göre gerçekleştiği, varlıklara ait bütün gücün onlara Allah tarafından verildiği" şeklinde daha geniş anlamlı bir terim olarak kullanılmıştır. Buna göre havkale kulun bütün işlerinde Allah'a muhtaç olduğunu, bütün fiillerini Allah'tan aldığı güçle yaptığını ve dolayısıyla her an kulluk şuuru içinde bulunması gerektiğini ifade eden bir kavramdır.
Ebû Musa el-Eş'arî anlatıyor: "Allah Resûlü Hayber'e gazaya giderken ashap bir vadide yüksek sesle tekbir getirmeye baladı. Bunun üzerine Allah Resûlü:
"Yavaş tekbir getiriniz! Çünkü siz ne sağıra dua ediyorsunuz, ne de gaibe sesleniyorsunuz. Muhakkak ki siz, iyi işiten ve size çok yakın olan Allah'a dua ediyorsunuz. O her zaman sizinle beraberdir" buyurdu. Bu sırada ben Allah Resûlü'nün binitinin arkasında idim. Ben de: "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demeye başladım. Sesimi işitti ve:
"Ey Abdullah b. Kays!" (Ebû Mûsa el-Eş'arî'nin lakabı) diye seslendi. Ben de:
"Buyur ey Allah'ın Resûlü" dedim. Efendimiz:
"Ey Abdullah, sana Cennet hazinelerinden bir hazine haber vereyim mi?" buyurdu. Ben de:
"Bildir, ey Allah'ın Resûlü; anam-babam sana fedâ olsun!" dedim. Efendimiz:
"O kelime, "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh"tır buyurdu."
Evet! Lâ havle ve lâ kuvvete illa billah. Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.