Beyzademiz nihayet arz-ı endam eylemiş! Bununla da yetinmeyip, en okkalısından bir de demeç patlatmış:
Bizim gazete dahil hemen her gazete, bu "masa başı haber"i sayfalarının en gösterişli sütunlarında kullanmış!
Öyle ya daha bir kaç gün önce biz ve başka meslektaşlarımız EYOF'a dair eleştiriler yapmış ve kerameti kendinden menkul koordinatörün sırra kadem bastığını yazmıştık.
Besbelli ki apar topar Erzurum'a gelmiş ve bu gelişi medyada daha geniş yer bulsun, diye de Vali Seyfettin Azizoğlu başkanlığında bir toplantı yapmış!
Bu toplantı ile verilmek istenen mesaj şu: EYOF'ta işler yolunda, ne para sorunumuz var, ne de imkânımız kısıtlı. Her şey dört dörtlük ilerliyor!
İyi de bu "dört dörtlük" ilerleyen "iş"lerden bu şehrin niye hiç bilgisi yok ve en önemlisi de; ayıptır sorması, bu süreçte hangi somut adım atıldı da kimseler göremedi?
Biz hep 2011'le EYOF'u mukayese edip durduk ya, yanılmışız meğer... Şimdi anlaşılıyor ki, EYOF denilen bu organizasyonu devlet de vatandaş da ciddiye almıyor.
Koordinatör medyaya bilgi vermek ve gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmak yerine adeta "Polit Büro Üyesi" endamı ile yalnızca Vali Bey'le muhatap oluyor!
Yani demek istiyor ki, "Ne Erzurum kamuoyu, ne de Erzurum basını umurumda bile değil. Siz ne yazarsanız yazın bir önemi yok. Nasılsa ben Vali Bey'i ziyaret edip orada bir nutuk irat ederim, sizler de benim o nutkumu manşetlerinize taşırsınız!"
Vakıa o ki, çok da haksız değil!
Aşağı yukarı böyle oldu.
Ne diyelim, besbelli ki Vali Bey de "en uygunu budur" demiş!
Şu halde koordinatörün hiç mi hiç bir kabahati yok!
Hâla bendeniz, EYOF nedir, ne zaman yapılacak, neler olacak ya da olmayacak bilmiyorum.
Şehir halkı ise, zaten EYOF'u elyaf filan zannediyor!
"Vali Bey bilsin, bize yeter" deniliyor, anladığım kadarıyla...
Eeee, ne diyelim o zaman, haydi size mübarek olsun.
Nasılsa Erzurum'un acar basını (bizim gazete dahil) günün sonunda şu haberi verecektir:
"Geçtiğimiz hafta Erzurum'da EYOF namında bir yarışma yapıldı. Her ne kadar Türkiye'nin, Avrupa'nın ve dünyanın bundan hiç bir haberi olmadıysa da, aslında yarışma muhteşemdi!"
Koordinatör de görevini yapmış kahraman edasıyla artık başkentin cafelerinde kutlama partileri düzenler!
Adamın biri yanlışlıkla sorar:
-Bu neyin kutlaması?
-Boşver efendi, neyin kutlamasıysa kutlama işte. Sen keyfine bak.
-İyi de neyin şerefine içeceğiz?
-Yahu tut ki Erzurum'da bir yarışma yaptık ve tut ki o yarışmaya bazı ülkeler katıldı. Ha diyeceksin ki niye kimsenin bundan haberi olmadı? İşte o yüzden sorgulama sen, şu EYOF tahsisatından keyfine bak!
Koordinatör diyor ki, "para pul sorunumuz yok"
Peki, tesis sorununuz var mı?
Bak sen şu provokatöre...
Sana ne be kardeşim bizim tesisimizden...
Biz Vali Bey'e her şeyi anlattık işte, siz sadece manşet yapın; boş verin gerisini!
Adam haklı!
Erzurum basınının ya da Erzurum halkının olmasa bile Vali Bey her şeyi biliyor nasılsa!
Biz kim oluyoruz da, koordinatörü ya da EYOF'u sorguluyoruz?!
-EYOF olacak mı, olmayacak mı?
-Galiba olacak!
-Eee o zaman sana ne be kardeşim, nasıl olup olmayacağından!
- Günün birinde öyle ya da böyle duyarsın, EYOF yapıldı bitti. Devlet şu kadar milyon lira harcadı!
-Tamam da bizim niye haberimiz olmadı?
-Beni konuşturma kardeşim. Gözün önünde hemen her saat bilmem kaç dümen çevriliyor, senin hangisinden haberin oldu da şimdi kalkmış EYOF denilen şu kıytırık meselenin peşine düşmüşsün?
-Bak burada haklısın işte!
-Haklıyım tabi!
-Münafıklık etme sıraya gir ve sıranı sav. Boyunu aşan işlere burnunu sokma!
-Tamam da efendim, benim sorularım olacaktı!
-Belli ki sen belanı arıyorsun. EYOF kadar taş düşsün başına e mi!
-Düşsün düşmesine de ortada EYOF yok ki onun kadar taş olsun!
-Git kardeşim belanı başka yerde ara!
-Haydi EYOF biz işimize bakalım!
-EYOF... EYOF... EYOF... Nerede ulan bu manyak?