Haber Girişi : 05 Aralık 2014 08:41

HALİL İBRAHİM SOFRASI

HALİL İBRAHİM SOFRASI

Allah’ın dostu anlamına gelen “Halilullah” unvanına sahip İbrahim (A.S),“Ulü’l-azm” denilen büyük peygamberlerdendir. Hz. İbrahim’in “Halilullah” lakabını alması Allah’a olan sevgi ve bağlılığındandır. Diğer bir görüşe göre de Hz. İbrahim insanlara karşı çok cömert olduğu ve onlardan hiçbir şey istemediği için “Halilullah” diye adlandırılmıştır. 

Hz. İbrahim’in evi yol kenarında olduğu için her gelen misafire ikramda bulunur, yoldan geçen insanları sürekli hanesine davet eder, onlara eksiksiz bir sofra sunardı. Tenceresinden aşı eksik olmaz, sofraya asla misafirsiz oturmazdı. Bunun için kendisine “Ebu Dayfan” yani “misafirlerin babası” denilirdi. 

Hz. İbrahim, ettiği dualarla bereket getirir, onun duasıyla Mekke’de et, süt, hurma ve diğer yiyecekler eksik olmazdı. 

Cömertlik, bereket, misafirperverlik… Bütün bunlar Hz. İbrahim’in dört bin yıl önce dünyaya bıraktığı en önemli hasletlerdendir. 

Anadolu topraklarında da Hz. İbrahim’in mirasına sahip çıkılmış, sofraların, kazançların ve mahsullerin bereketlenişi ile ilgili birçok olay anlatılagelmiştir. İşte bunlardan biri:

Vaktiyle birbirini çok seven Halil ve İbrahim adında iki kardeş varmış. Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim...Halil, evli çocuklu, İbrahim ise bekârmış...

Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.Bununla geçinip giderlermiş...

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.İkiye ayırmışlar.İş kalmış taşımaya.Halil, bir teklif yapmış:“İbrahim kardeşim; ben gidip çuvalları getireyim, sen buğdayıbekle.” Peki, abi demiş İbrahim...

Ve Halil gitmiş çuval getirmeye.O gidince, düşünmüş İbrahim:“Abim evli, çocuklu, daha çok buğday lazım onun evine.”

Böyle düşünüp kendi payından bir miktar atmış kardeşininkine...Az sonra Halil çıka gelmiş.

“Haydi, İbrahim” demiş, önce sen doldur da taşı ambara. “Peki abi!”

İbrahim, kendi payından bir çuval doldurup düşer yola.O gidince, Halil’i düşünür bu defa…

Der ki: “Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var, ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp para biriktirecek, ev kurup evlenecek.”

Böyle düşünerek, kendi payından kardeşinin payına birkaç kürek atar.

Velhasıl, bir kardeş gittiğinde, öbür kardeş kendi payından atar onunkine.Bu, böyle sürüp gider…

Ama birbirlerinden habersizdirler.

Nihayet akşam olur, karanlık basar. Bakarlar ki, bitmiyor buğdaylar.Hatta azalmıyor bile...

Cenab-ı Hak bu durumdan hoşnut olur.Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...Günlerce çuvallarla taşır iki kardeş, ama bitiremezler.Aksine çoğalır buğdayları.Dolar taşar ambarları. Çok şaşarlar bu işe...

Bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir.Bu bereketin adı :Halil İbrahim bereketidir.


Yazımızı merhum Barış MANÇO’nun “Halil İbrahim Sofrası” ile bitirelim:


İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken,

Elâlemin namusuna yan gözle bakmaz iken,

Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına,

Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok.

Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına.

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken,

İsmail’e inen koç kurban edilmemişken,

Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna,

Kapağı ver kulpu al kurbanı ne hiç soran yok.

Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına.

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası,

Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası,

Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna,

Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok.

Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına.

Ağzı açık, gözü toklar buyursunlar başköşeye.

Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye.

Nefsine hâkim olursan, kurulursun tahtına.

Çalakaşık saldırırsan, ne çıkarsa bahtına.

Halat gibi bileğiyle, yayla gibi yüreğiyle,

Çoluk çocuk geçindirip, haram nedir bilmeyenler.

Buyurun sizde buyurun.

Buyurun dostlar buyurun.

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa,

Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa,

Sapa kulpa kapağa itibar etme dostum.

İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok.

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum.

İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.

Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına.