Hakimden tepki: Herkes darbeyi önlemeye çalışıyor, peki katılan kim?
Mahkeme Başkanı, "Savunma yapan herkes 'darbeye katılmadık' diyor. Peki Akıncı Üssü'nde bulunup da darbeye katılan kim? Biraz daha ileriye gitseler hayal gördüğümüzü, böyle bir şeyin olmadığını söyleyecekler" diyerek tepki gösterdi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davanın beşinci celsesi tamamlandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsündeki duruşma salonunda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün savunmasının tamamlanmasının ardından, Çiğli 2. Anajet Üssü'nün eski Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk savunma yaptı. Yurtta Sulh Konseyi üyeliği ile de yargılandığını anımsatan Selçuk, Konseyin suni ve uydurma olduğunu savunarak, Konseye üye olmadığını öne sürdü.
41 yıllık meslek hayatında ne FETÖ ne de başka örgütlerle irtibatının bulunmadığını iddia eden Selçuk, "Onca senedir örgütün içinden itirafçılar çıktı, onlardan birinin bile bizi tanıyor olması lazımdı. FETÖ üyeliği ile alakalı hiçbir delil yoktur. İnsancıl bir kişiliğe sahibim ve herkesi kucaklarım. Ben FETÖ'cü değilim ve bunu kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Selçuk, darbecilerin sözde atama listesinde kendisinin Genelkurmay Harekat Başkanlığına atandığını belirterek, bunu avukatından öğrendiğini, böyle bir görevi ne kabul ettiğini ne de birinin teklifte bulunduğunu öne sürdü. 15 Temmuz 2016'da eşiyle birlikte İstanbul Moda Deniz Kulübündeki düğüne gitmeyi planladıklarını anlatan Selçuk, "Ancak eşimin sıklıkla nükseden bel fıtığı bu faaliyete katılmamızı engelledi. İzinli olmama rağmen ben gidip mesaime katıldım. Ankara'da yaşayan kardeşimle bir hafta sonu geçirebilmek ve 4. Ana Jet Üs Komutanlığında Üs Komutanı olan Hakan Evrim'i ziyaret etmeyi planladım. Saat 12.30'a kadar rutin işlerle uğraştım, sonra Etimesgut'a inecek şekilde Çiğli'den havalandım. Saat 15.00 sıralarında 4. Ana Jet Üs Komutanlığına ulaştım. Hakan Evrim yemekteydi, ben de ona katıldım. Yemek sonrası karargah çevresinde bir gezinti yaptık. Daha sonra 143. Filo ya gittik" diye konuştu.
Selçuk, 143. Filo'da dikkatini çeken bir faaliyet olmadığını, Filo'ya ulaştığında dışarıda kalabalık gördüğünü ifade etti. Filo'nun gazinosuna girdiğinde bir kısmı sivil giyinimli, bir kısmı ise resmi olmak üzere personeller gördüğünü anlatan Selçuk, "Hiç kimseyi tanımıyordum ve bu bende bir kuşku uyandırdı. Bu durumdan rahatsız oldum ve Karargaha döndüm. Sonra bana sivil kıyafetli biri yaklaştı, 'bir sunum yapılması lazım, sizin gibi rütbeli birinin yapması uygun olur' dedi. Ben de, 'hazırsanız yardımcı olmaya çalışırım' dedim. Hazırlıklar bitmek üzereyken salona girdim, kürsüye geçip bana verilen kağıdı sesli okumaya başladım. Birinci paragraf bitmişti ki duraksadım. Ne olduğunu tam olarak anlamıştım. Okumayı bırakıp şahsın yanına gittim, 'pılını pırtını topla hemen buradan ayrıl. Ne sen beni gördün ne de ben seni gördüm' dedim. O yazılanın ne olduğunu anlamıştım" şeklinde konuştu.
Durumu anlamasının ardından Karargahtan ayrılmak istediğini öne süren Selçuk, dışarıya çıktığında araç göremediğini, emir astsubayından acil olarak araç çağırmasını istediğini savundu. Selçuk, aracın gelmesini beklediği sırada kapının açıldığını ve içeriye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile davanın sanıklarından eski Tümgeneral Mehmet Dişli'nin girdiğini gördüğünü ifade ederek, "Sayın Genelkurmay Başkanımıza 'hoş geldiniz' dedim. O da 'yanlış yapıyorlar' diyerek sinirli sinirli konuşuyordu. Kendisine bir kalkışma ile karşı karşıya olabileceğimizi söyledim. TV'yi açtığımızda köprülerde trafiğin kesildiği haberleri vardı. Bütün toplumun izlediği gibi bizim de en önemli bilgi kaynağımız TV'lerdi. Kaosun artan boyutu üzüntümüzü arttırmıştı. Genelkurmay Başkanı birkaç kez 'gidin şunlarla konuşun, bir an önce durdursunlar harekatı' mesajını iletmemizi istedi. Mehmet Dişli ile birlikte 143. Filo'ya giderek Komutanın sözlerini iletmeye başladık. Darbenin sonlandırılmasına yönelik yorumlarımızla bu girişimi durdurmaya çalıştık. Sonra Akın Öztürk sivil elbiseli olarak geldi ve gece boyunca Genelkurmay Başkanına yardımcı oldu. Akın Öztürk yanımıza gelerek kaosun mutlaka önlenmesi konusunda fikrini paylaştı. Biz de o fikirde olduğumuzu ilettik. Bir müddet sonra oradakilerin umutlarının kırılmış olduğunu hissettik ve kalkışmanın sonlandırılması gündeme geldi. Alınan kararı Genelkurmay Başkanına bildirdik ve o da Başbakana bildirerek sonuca ulaşıldı" dedi.
Orgeneral Akar'ın bulunduğu odada kendisinin de bulunmasının tamamen tesadüf olduğunu iddia eden Selçuk, darbe girişiminin yöneticilerinden olmadığını savundu. Selçuk, Akar'ın bulunduğu odaya giren sivil görmediğini öne sürerek, odaya sanıklardan Hakan Evrim, Ömer Faruk Harmancık ve Mehmet Dişli'nin girdiğini gördüğünü söyledi. 15 Temmuz gecesi yalnızca kaosu önlemeye çalıştığını, darbe ile alakasının bulunmadığını savunan Selçuk, suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirterek, tahliyesini talep etti.
Selçuk'un savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanık Selçuk'a sorular yöneltti. Darbe girişimi ile alakasının bulunmadığını savunan Selçuk, ısrarla darbeyi önlemeye çalıştığını, bu kapsamda darbecileri ikna etmeye yönelik faaliyetler yürüttüğünü söyledi. Selçuk'un bu ifadelerine Giray, "Savunma yapan herkes 'darbeye katılmadık' diyor. Peki Akıncı Üssü'nde bulunup da darbeye katılan kim? Biraz daha ileriye gitseler hayal gördüğümüzü, böyle bir şeyin olmadığını söyleyecekler" diyerek tepki gösterdi.
Giray'ın bu darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını düşünüp düşünmediğini sorduğu Selçuk, "Elbette ki içinde yer almıştır. Ancak böyle bir faaliyet FETÖ'nün üstünde bir iş, farklı bir boyut. Bu boyutunun ne olduğunu ayrıca konuşmamıza gerek yok" cevabını verdi.
Mahkeme Başkanı Giray, davanın bugünkü celsesinin tamamlandığını söyledi. Davaya, yarın Selçuk'un çapraz sorgusuyla devam edilecek.(iha)