Haber kaynağımızdı; Tahsin ağabeyi…

Genç meslektaşlarım, O’nun mücadeleci kişiliğini, siyasi duruşunu ve Erzurum için nasıl canla başla koşturduğunu bilmeyebilirler.

Bizim kuşağın ise, belki onlarca hatta yüzlerce haberin doğrudan öznesiydi.

İspir’in seçtiği il genel meclisi üyesiydi.

Rahmeti rahmana kavuşan Tahsin ağabeyden söz ediyorum.

Tahsin Bayramoğlu…

İş insanı, siyasetçi, memleket sevdalısı bir güzel insan…

Rabbim gani gani rahmetiyle muamele buyursun.

Bayramoğlu Un ve Yem Fabrikaları’nın kurucu kardeşler arasındaydı.

O vakitler Erzurum henüz büyükşehir statüsünde değildi. Bu yüzden her ilçeden seçilen meclis üyeleri, il genel meclisini oluştururdu.

( Not: büyükşehir kapsamındaki illerde il genel meclisi yoktur. )

Tahsin ağabeyi o yıllarda tanıdım.

Üşenmeyip arşive girip baksam muhtemeldir ki, kendisiyle ilgili onlarca haber yapmışımdır; köşe yazısı kaleme almışımdır.

Çünkü üretken ve memleket namına düşünüp konuşan bir büyüğümüzdü.

Merhum Özal’ı çok sever, ANAP’ı ayrı bir yere koyardı.

İspir kırmızıçizgisiydi…

Hele de Ovit, Dallıkavak ve Kırık tünelleri…

Yılmadan usanmadan mücadele verdi. Dedi ki:

“Bu tüneller, hem Karadeniz hem de Doğu Anadolu için yaşamsal etkiye sahip.”

Konuştu, raporlar yazdı, bakanlara, başbakanlara anlatıp durdu.

Kendi fabrikaları için siyasetçilerden bir talepte bulunduğuna tanık olmadık.

Bütün meselesi Erzurum’du, İspir’di…

Ovit Tuneli, Rize sayesinde bitti.

Lakin Dallıkavak ve Kırık tünelleri (artık niyeyse) hala bitmedi; ne vakit bitecekleri de belli değil!

Tahsin abi çok uğraştı, ama ömrü o tünellerin hizmete açıldığını görmeye yetmedi ne yazık ki…

Biz o tarihlerde öyle iş insanları tanıdık ki…

Bir kaçı rahmetli Tahsin ağabeyi gibi memleket için koştururken kimileri de devleti-milleti istismar ederek cebine çalıştı!

Tahsin Bayramoğlu ahir ömründe bile bizim kuşak gazetecileri telefonla arayıp Erzurum için konuşurdu.

Naif bir büyüğümüzdü.

Evladı yaşındaki gençlere karşı bile asla buyurgan olmazdı.

Bu sebeptendir ki, Tahsin ağabeyinin açıklamalarını zevkle haber yapardık.

Çünkü biliyorduk ki, bütün derdi memleket…

Şairin dediği gibi “İyi insanlar iyi atlara binip gittiler.”

İlahi nizam böyle…

Değil mi ki her canlı, aslında ölmek için doğuyor.

Kimi göçüp giderken ardından bir enkaz bırakıyor, kimi de Tahsin ağabeyi gibi hoş bir seda…

Ne güzel bir gidiştir o…

İl genel meclisi toplantılarında bazen çok latif şakalar yapılırdı.

Misal; meclise başkanlık eden vali derdi ki, “Lütfen herkes dinlesin, Tahsin Bey tünelleri anlatacak.”

Anlatırdı, üstelik de zamanının çok ötesini gören bir vizyonla…

Biz kendisinden razıydık, Allah da razı olsun…

Hakiki bir mümin ve has bir Erzurumluydu…

( Not: Kıymetli ağabeyim ve yazarımız Erdal Güzel’in o güzel yazısına bir katkı olsun. O vakitlerde, Erzurum’da henüz altından bile olsa çeşmenin taslarını çalanlar azınlıktaydı.)

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.