Gel otur yanıma, sana diyeceklerim var Ey yar! Diyorum ki, gel birlikte çizelim enini boyunu. Yapalım her türlü hesabı, aklımız ve gücümüzün yettiği kadar. Büyük düşünmek şart değil, sadece güzel düşünelim güzel görelim, gözlerinin ve yüreğinin güzelliği kadar yeter. Bir ev yapalım inceden inceye, dünyalara bedel!
Harcını umut ve alın terimizle kardığımız betonla atalım temelini! İlk tuğlayı birlikte yerleştirelim derim, bir ucundan sen diğer ucundan benim tuttuğum. Sonra dantel gibi örelim duvarlarını, ilmek ilmek. Umutlarımız gibi yükselsin duvarlar. Herkesin değil, sadece bizim beğeneceğimiz bir ev olsun dileğim. Görkemli de olmasın, kibirden uzak! Güveniyorum zevkine ey canan; motiflerini sen işle lütfen, elinin inceliği ve gözünün ışığıyla.
Biliyorum, yol uzun? Meşakkatli. Batacak ayağımıza can yakan çakıl taşları. Olacak elbet, olacak? Kolay olmamalı zaten. Bu acılar değil mi ki, yapacak anlamlı yarınları. Anlamlı, kıymetli ve aziz!
Sen sil yanağımdan akan terleri, ben getiririm sana can suyunu? Yorulduğunda uzan dizlerime; anlatayım sana yarınlarımızı bir masal bir nağıl tadında! Ben anlatırken sen uyu. Uyu bebeğim uyu. Güzel düşler göresin diye. Uyan bir avuç uykudan bir avuç huzurla. İçelim onu kana kana?
Gördüğün düşleri anlat bana, yoralım hayra birlikte. Hayra yoralım ki hayırlı olsun her bir duamız, dileğimiz ve umudumuz.
Duvarla bittiğinde, gökyüzünü çekip alalım. Onunla örtelim evimizin damını. Bulutlar olsun, ay olsun. Gece de yıldızlar. Bazen yağmur yağsın bazen gökkuşağı olsun. Bazen güneş açsın bazen ay dede rehberimiz olsun. Olsun güzelim olsun, yeter ki hep baharlar dolsun?
İlk önce mutfağımız yapalım, olur mu? Ne olur kabul et, evet de. Tamam de. Ben yerde de uyurum, uyuturum seni yüreğimde. Yeter ki güzel bir mutfağımız olsun ilk önce.
Evet ya evet, acıktım! Açlığımdan bu dileğim. Hem de çok açım! Açlığım dinginliğe. Açlığım huzura. Açlığım neşeye. Açlığım güzel bir mutfağı olan yuvaya!
Penceresi olmasa da olur, gülen yüzün aydınlatır zaten. Yerdeki halı umurumda değil, kilim de olsa olur. Yeter ki rengarenk olsun? Her bir güzelliğin renginde.
Sana sorayım her akşam, sanki ilk görmüşüm gibi;
Tencerede pişen ne? Huzurun mu kokusu bu? Aman Allah'ım, Safura'm! Ne kadar lezzetli? Ne kadar güzel! Sevgini mi kattın yoksa?
Kokusu gider konu komşuya. Nefis boğmasın, onlara da verilim bir kase huzur bir kase sevgi?
Ben taşırım sana yüreğimi? Sen pişir! Pişir yüreğimi!
Bu gece doluyum açlığa? Açlığımın hayaliyle yazıyorum. Yazıyorum doyuyorum! Doyuyorum acıkıyorum!
Giy o mavi elbiseni, omuzlarında şalın olsun. Elbet yüzünde gülücükler? Üşütme ayaklarını canan, ihmal etme terliklerini.
Bir gökyüzüne bak. Bir bana. Bir de bu yazıya? Sığınırım yaradanıma? Düz eylesin yolumuzu!