İkinci Dünya Savaşı esnasında Amerikan ordusunun efsanevi generali Patton tarihten mülakat yapılması gereken kişilerden biri. General Patton, Müttefikler yanında başlangıçta Kuzey Afrika Cephesinde ardından Avrupa içlerinde büyük başarı sağlamış, askeri dehasının su götürmezliği yanında söylemlerindeki diplomasiden uzak açıklık, askerlere karşı sert tavırları ile tarihin tartışmalı isimleri arasında yer almıştı. Savaşmak istemediğini söyleyen bir askeri tokatlamasının basında sansasyon yaratması üzerine Roosevelt tarafından aktif görevinden alınmış fakat Normandiya çıkarmasının hemen ardından Müttefikler istenilen hızda ilerleyemeyince Eisenhower tarafından tekrar göreve çağrılmış ve komuta ettiği orduların başarısı ile tarihe geçmiştir. Pattonun ölümü de yaşamındaki adımları kadar çok tartışılmıştır. Almanyanın da Nazilerden alınması üzerine bazı Nazi memurlarını görevlerini iyi yaptıkları gerekçesiyle görevden almamış ve dönemin siyasetinde gerilime sebep olmuştu. Nitekim Patton, dönemin Amerikan vatanperverlerinin tipik özelliklerini göstererek komünistlerin de Naziler kadar tehlikeli olduğunu ve İngilizlerin ve Amerikalıların savaş pozisyonunu kaybetmeden Sovyet Rusya ile savaşması gerektiğini savunmuştur. Bir diğer ifadeyle Patton, ömrü yetmediği için görmediği Soğuk Savaşı henüz başlamadan bitirmeyi teklif etmiş ancak bu fikrinin duyulmasının hemen ardından şüpheli bir trafik kazasıyla henüz 60 yaşındayken ölmüştür.
Pattonın ölümünden sonra eşinin yayınladığı War as I Knew It adlı kitap Türk Genelkurmay Başkanlığınca da Benim Bildiğime Göre Harb adıyla yayınlanmıştır. Patton ile ilgili enteresan bir taraf ise Türklerin Gelibolu zaferi üzerine çalışmış olmasıdır. Bu konuda detaylı bir çalışma kaleme almış ve Mustafa Kemalin askeri dehasını, kahramanlığını övmüştür. Özellikle de İngiliz komutanların tavrıyla karşılaştırma yapan Patton, mücadeleyi; savaşı, elinde harita ile sahilden takip eden değil cephede olan komutan kazanır diyerek Mustafa Kemalin komutanlığını Çanakkale Zaferinin önemli sebeplerinden biri olarak göstermiştir.
Patton, tarihten mülakat yapılması gereken kişilerden dedim. Bu sözüm ile milliyeti fark etmeksizin döneminin içinde ileri görüşlülüğü ile önemli kararlar almış bir komutanın bugünkü dünyaya nasıl bakacağının sorgulanması gerektiğinden bahsettim. Söz gelimi, Pattonun, Patton zihniyetinin Beyrutun yeniden inşasında rol almanın Orta Doğuda oynayacağı önemli role veya Doğu Akdenizdeki güç dengelerine nasıl bakacağı da sorgulanmalı belki de. Zira Pattonu, kendisi ile görev yaptığı komutanlardan ayıran önemli bir noktanın da askeri tarih bilgisi olduğu ve savaştığı topraklarda yüzlerce yıl önce savaşmış Romalılardan feyzaldığı söylenir. İşte bu yüzden bugünün aklıyla hareket etmenin dar perspektifinden bunalan ve geleceğin belirsizliğinde yüzmekten yorulan bizler için belki de en dinlendirici yollardan biri geçmişle mülakat yapmak olacaktır.