Ömer Düzgün ve Ömer gibileri kırıp dökerek hiçbir yere varamayız…
Gelin birbirimizin yaralarını saralım
Sevgili dostlar artık kabul etmeliyiz ki Erzurum iktisadi ve sosyal açıdan irtifa kaybeden ama yarınlara dair de umudunu yitirmemiş bir şehirdir.
Çünkü bizim amentümüze göre, umudu olmayanın imanı da olmaz.
Bu noktadan hareketle önce kendimize olan güvenimizi tazelememiz lazım.
Kabul; çok örselendik, iktisaden un ufak olduk.
Lakin bu şehir, ağaç kovuğundan çıkma bir şehir değil ki, öyle her gördüğümüz güçlük karşısında kepenkleri indirip tornistan edelim.
Mücadele, bu şehrin şiarıdır.
Aziziye orada, hala öylece duruyor ve bize “asla yılmayın mücadele edin” diyor.
Merhum Necip Fazıl ne de güzel söylemiş:
“Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”
Ömer’den önce kıymetli dostum, hakiki anlamda güzel bir Erzurumlu olan İskender hocayı tanırım.
Takdir edersiniz ki İskender hocanın oğlu Ömer de çakma olamazdı.
Mümkün ki eksikleri, hatta hataları ve yanlı kararları vardır.
Fakat bunların hiç biri Ömer Düzgün’ün kötü niyetinden yahut da inadından mülhem değildir.
Ömer, o küçücük yüreğine bütün bir ülkeyi sığdıracak kadar mümbit bir sineye sahip…
Haksızlık etmeyelim; Ömer Düzgün’ün yol arkadaşları da en az kendisi kadar cesur, samimi, inançlı ve azimli kimseler…
Bu sezonun sonunda Süper Lige çıkar mıyız mı çıkamaz mıyız bilemem…
İşin bu kısmı spor muhabiri ve spor yazarı meslektaşlarımın işi…
Lakin BB Erzurumspor ve Fenerbahçe’den başka takım tanımayan bendenizin spor fukarası olarak diyeceğim şudur:
Ömer Düzgün ve yönetimi…
Daha da mühimi bütün bu noktaya gelinmesine sebep olan Mehmet Sekmen’in memleket sevdasından ve yaptıkları fedakarlıktan zerre kadar kuşkum yok.
Üst lige çıkarız ya da çıkamayız.
Tüm arzumuz elbette ki çıkmaktır.
Tut ki olmadı…
Size temin ederim ki ne Sekmen’in ne Ömer Düzgün’ün ne de yönetimin samimiyetinden azminden ve inancından zerre kadar şüpheniz olmasın.
Ömer, kamil anlamda düzgün bir insan…
Genç biri… Mümkün ki zaman zaman fevri davranıyor, ama asla riyakar ya da eyyamcı değil.
Biz O’nu hatalarıyla değil, samimiyetiyle değerlendirirsek aynı zamanda BB Erzurumspor’un şampiyonluk yolundaki bariyerleri de aşmış oluruz…
Hanımefendi İlimizin özellikle genç kadim esnaflarını ve eşraflarını lütfen kimseyle kıyaslamayın. Onlar hayatları boyunca güçleri yettikçe Erzurum'umuzun sosyo ekonomik ve sosyo politik hayatına can suyu olmuş insanlardır. İlk bakışta aklıma gelen Ömer Düzgün, Muharrem Özdemir, Engin Çimen ,Sururi Akgün, Ahmet Çebi ,Yunus Bayramoğlu ve Hakan Oral gibi iş adamlarımız erzurumun yazın tozunun ve kışında buzunun kahrını çekmiş varını yoğunu ilimizin kalkınması için yatırım yapmış insanlardır. Onlar dün buradaydılar. Bugün de buradalar ve yarında burada olacaklar. Bazıları gibi dün taşın altında elleri olmayanların yani burada olmayanların bugün sefasını sürdüğü gibi yarında bırakıp gidecek olanlardan değillerdir. İlimiz için dün Sn. Turgut Özal nasıl bir fırsattıysa bugünde Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan bir fırsattır. Yeter ki biz bu fırsatı iyi değerlendirip doğru projelerle kolektif ruhla esnaf ve işadamlarımızla, akil adamlarımızla ,siyasilerimizle beraber el ele kol kola bu makus talihi yenebilir ilimizi eski şaşalı günlerine döndürebiliriz. Hanımefendi tarih geleceğe ışık tutar. Hatalarımızı noksanlıklarımızı tarihden ders alarak çıkarabiliriz. Siz gazeteci olduğunuza göre dün bu memlekette olanları, bırakıp gidenleri ve OLMAYANLARI iyi billursunuzdur umarım.!!!!!!!!????????????