İtirafçı FETÖ’cünün emniyete teslim ettiği flash belleğinde, uyuyan hücrelerden tutunuz da katalog evliliklere kadar neler var neler…
‘Garson’ servis etti
“Garson” kod adıyla kayıtlara geçen itirafçı FETÖ militanı, öyle şeyler söyledi ve öyle bilgiler verdi ki; “FETÖ artık bu ülke için bir tehdit değil” diyenler, küçük dillerini yutacak.
Nasıl ki Rusya’da “paralı askerler” gün geldi Putin’in başına bela olduysalar, FETÖ’nün hala devletten temizlenmemiş uzantıları, kadroları ve ölümüne inanmış militanları da ilk fırsatta yeni bir kalkışma için hazırlık yapıyorlar. Çünkü tasmalarını elinde tutan Amerika, Türkiye üzerine fenalık yapmaktan vazgeçmiş değil.
Devesini çöle salıp Allah’a tevekkül eden bedevidense, devesini bir çalıya bağlayıp tevekkül eden bedevi daha evladır…
Haddi zatında evrensel bir ilke:
Arpa ektiğin tarladan buğday biçemezsin.
Putin, ramak kaldı ki kendi elleriyle yarattığı canavara yem olsun.
Osmanlı’nın da nice vakitler başının belası olmadı mı paralı askerler yani Yeniçeri…
Hadsizliği, küstahlığı ve kanun tanımazlığı öyle bir raddeye getirdiler ki, sonunda 2. Mahmut, adına Vaka-i Hayriye denilen o hamle ile Yeniçeri karargahlarını topa tutup alayını imha etti.
Paralı askerler tarih boyunca hep vardı.
Fatih, İstanbul’u fethederken de karşısında, Bizans’ın parayla tuttuğu Cenevizlileri bulmuştu.
Fransız Devrimi’yle birlikte, “Ulus Devlet” anlayışı, milletler için hakim politika haline gelmeye başlayınca, büyük küçük tüm ülkeler milli ordularını oluşturmaya başladı.
Sonra başta Amerika ve Rusya olmak üzere Batı, bu sistemi bozdu:
“Maşa dururken niye ateşi elimle tutayım” diyerek, özellikle kirli işleri için (yarın sorun olduğunda benim haberim yok) diyeceği paralı ve devşirme silahlı çeteler ihdas ettiler.
Amerika’da yüzüne gözüne bulaştırmaktadır ama bu paralı asker meselesinde Rusya tam anlamıyla duvara tosladı, pimi çekilmiş bombayı kucağında buldu.
Biz bu konuda biraz daha şerbetliyiz.
Zira, Kavalalı Mehmet Ali Paşa vakasını unutmuş değiliz.
Osmanlı’nın Mısır Valisi Kavalalı, gün geldi kendisine öyle güçler vehmetti ki, işi, Osmanlı’nın üstüne yürümeye kadar vardırdı.
Ruslar, Osmanlı’nın imdadına yetişmeseydi kim bilir belki de bugün, Ali Osman yerine, Devri Kavalalı diyecektik!
(Biliyoruz. Bugün ki Türkiye muhalefetinin koçbaşı olan Hasan Cemal, İttihatçı Cemal Paşa’nın torunu, Cengiz Çandar da Fatih’in sadrazamı ve İstanbul’un fethine karşı çıkan Çandarlı Paşa’nın soyundan… Acaba ülkeye ihanet suçundan halen hapiste olan Osman Kavalalı da Mehmet Ali Paşa’nın mı torunlarından!)
Haksızlık etmeyelim dedesi ya da babası hain olmasına rağmen evlatları vatanperver çıkan nice kıymetli kimselerimiz vardır.
İnsanın münferit hayatında da öyledir de…
Özellikle devlet hayatında ihmallerin, korkaklığın, tutarsızlığın ve sarhoşluğun bedeli ağır olmaktadır.
Çünkü su uyur, düşman uyumaz…
Değil mi ki görüyoruz işte…
FETÖ asla uyumuyor, asla geri adım atmıyor, asla yenilgiyi kabullenmiyor.
İkinci Harpte, Komünist Sovyetler Birliği’ni işgal etmeye kalkan Nazi Almanya’sı, Hitler’in değil de, tarihin öğrettiklerine bakacak olsaydı, Napolyon’un aynı topraklarda yüz yıl önce nasıl altı yüz bin askerini kaybederek mağlup olduğunu görecekti.
Tarih, iki de bir tekerrür etsin diye var değildir.
Tarih, olup bitenlerden ders çıkarılsın diye yaşanmıştır.
Bizim hissemize düşün kıssa nedir?
Türkiye, 15 Temmuz 2016’da tarihinin en büyük ihanet şebekesinin saldırısına maruz kaldı.
Uçaklardan bombalar, tanklardan gülleler yağdı milletin üstüne…
İki yüz elli şehit verdik, binlerce gazimiz var…
Ama onurumuzu, izzetimizi, istikbalimizi ve ikbalimizi yitirmedik.
Öldük belki, lakin teslim olmadık, diz çökmedik…
Köprüler tutuldu, devlet kurumları kuşatıldı, millet bir zillete mahkum edilmek istendi.
“Garson” diyor ki:
Üç yüz binden fazla FETÖ’cünün bir kısmı hala kendisini ele vermeden devletin içinde ve milletin arasında…
Yıllardır biz bu sütunda, “FETÖ bitmedi, FETÖ’yü hafife almayın” deyip durduk.
Buna mukabil, icabında aklıselimine itimat ettiğimiz dostlarımız bile çıkıştı: “Yahu abartıyorsunuz.”
Bakın, görün, dinleyin işte…
“Garson” tam da bizim alarm verdiğimiz noktadan öttü:
“FETÖ uyuyan hücreleriyle hala varlığını sürdürüyor.”
Daha bir ay önce bir seçim yaşadık.
Milletimiz, hem cumhurbaşkanı hem de parlamento seçimi için oy kullandı ve bir tercih yaptı.
AK Parti haklı olarak “kazandık” diye sevindi.
Eyvallah, elbette ki kazandı ama bu, Türkiye’nin büsbütün tehlikelerden ari olduğu anlamına gelmiyor.
Haydi biz paranoya yapıyoruz…
Yahu siz şu “garson”un itiraflarına kulak versenize…
Adam açık açık söylüyor:
“Devletin içi hala FETÖ militanlarıyla dolu.”
Bendeniz “Garson”u dinlemeden yıllar önce benzeri şeyleri söyleyip durdum da, kimseye meramımı anlatamadım.
Neyse ki bizde paralı asker yok…
Neyse ki bizde muhtemel bir ihanet şebekesi de yok diyemiyorum.
Amerika, 15 Temmuz’da Türkiye karşı tuş oldu.
Bir türlü bunu kendine yediremiyor!
Vahşi intikam peşinde…
Belki adına “Wagner” denilmese de, bizde de Amerika adına halkının üstüne hücum edecek dolar manyakları hala var.
Moskova düşmedi diye kara bağlayan manyakları biliyorum.
Ne Amerika’nın FETÖ’den sıdkı sıyrıldı ne de sümüklünün Amerika’dan…
Hesaplaşma devam ediyor!
Ta ki Türkiye, dizlerinin üstüne düşene kadar!
Allah korusun…
Rusya’da o lokantacının isyan etmesi bize, yeni bir yol haritası sunmalıdır.
Gün gelir ki bir garson ya sizi zehirler ya da size büyük felaketin önlenmesine çilingir olur.
Ben diyorum ki, biz bu FETÖ meselesini bunca yıl sonra bile hafife almayalım.
Belki ellerinde tanklar, göklerde bomba yağdıran pilotları yok ama değil mi ki dinamikler…
Size bir soru sorarak bu yazıyı noktalayalım:
Hadi çoktandır biliyoruz ki PKK’nin siyasetteki uzantısı HDP…
Peki FETÖ’nün siyasetteki aparatı kim?
Bazen kürsülerden esip savurmak size adres saptırma imkanı vermez…
Gerçekler yakanıza bir vicdan gibi düğüm olur.
Boğulup nefessiz kalırsınız, siyaseten tükenirsiniz….
Biliyorum bu söylediklerimden bu şehrin yöneticileri zerre miskal hazzetmiyorlar ama yine de söylemek zorundayım:
Ülke çapında olduğu gibi Erzurum özelinde de hala FETÖ’cüler teyakkuz halindeler…
“Bugün olmasa yarın” diyorlar.
Durdukları adres aynı: İhanet…
Tayyip Bey…
Bu FETÖ militanları, Rusların paralı askerlerinden hiç de beri değil…
Göstereceğiniz her merhamet iklimi, onlar için yeni vadi oluşturacaktır.
Sayın Şener, evet dedikleriniz çok doğru. Bunlar pusudalar. Peki bütün güç, şu anda hükümetin elinde. Elini tutan mı var ?.. Yedi yıldır bunları neden TAM temizlemedi, neden ?.. işi yarım bıraktı. Bunlar devletin hücrelerinden tam temizlenmeli, hem de hemen. Daha bekleyecek zaman yok. Bize göre bu işi yüze, göze bulaştırdi. Derhal harekete geçip bunların kökünü temizlemeli, bunlara fırsat vermemeli. Allah korusun, ellerine fırsat geçerse yapmayacakları şey yok. Bu yüzden bunlara fırsat vermemeli. Hele bir siyasi parti varken ki bu partide, bütün kapılar fetöye çıkmaktadır. Öyle yuvalanmislar ki akıla zarar şey. Hükümet bu ülkenin ve milletin geleceği, bekası için yarından tezi yok derhal işe başlamalıdır. Yoksa gelecek nesiller bunu hiç unutmayacaklardır . Selamlar.