Yazıya geçmeden evvel, cümle okurlarımızın ve dostlarımızın mübarek bayramlarını canı gönülden tebrik eder, sağlıklı, huzurlu ve Koronasız nice günler dilerim…
Bazen yola çıkmış olmak, menzile varmaktan daha anlamlıdır.
Erzurumspor 1968 yılında çıktığı yolda hep var oldu; bazen menzile vardı, bazen “galiptir bu yolda mağlup olan”lar arasına katıldı.
Tıpkı şimdi olduğu gibi…
Onuruyla mücadele etti.
Fakat muvaffak olamadı işte…
Yarım asrı aşan mazisi ile Erzurumspor, gah bu şehrin kanadı kırık bir güvercini bazen de çift başlı kartalı oldu.
Gün geldi mahzun gönüllerimiz O’nunla şad oldu.
Gün geldi O’nun kederi ile efkarlandık…
Çünkü O biziz, biz de O…
Biliyoruz ki başarının sahibi çok, başarısızlığın da faili olmaz.
Bu sebeple Erzurumspor için ne kadar elini hatta gövdesini taşın altına koymuş kimse varsa bugün tekmili birden “kötü” ilan edilip infaza yollandı!
Dünden beri takip ediyorum, bilen de bilmeyen de sallayıp duruyor!
Bir güne bir gün bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormayanlar, puslu havayı kollayan kurt gibi değirmencinin kafasını gözünü yarıyor!
Hele hele de kimseyi bulamazsa kendi kendine bile muhalefet eden o iflah olmaz müzmin müştekiler var ki, artık eteklerinde ne kadar taş varsa önüne çıkana boca ediyor!
Nasılsa istedikleri gibi esip savurdukları bir sosyal arenaları var!
Elbette insafı elden bırakmayanlar da ziyadesiyle mevcut…
Düşenin elinden tutup kaldıran azdır.
Bursa’da oynanan maçta Erzurumspor penaltı vuruşlarıyla Süper Lig’e çıktığında, sahanın içinde neredeyse bir tek takımı o başarıya ulaştıran insanlar yoktu.
Öyle ki o güne kadar takımın bir maçını dahi izlemek için stada gitmeyen birçok kişi, sanki başarının mimarıymış gibi saatlerce şov yapmıştı.
Bakın onlar şimdi meydanda değiller, ama bu takımı düştüğü yerden kaldıran yiğitler başları dik lakin derin bir üzüntü içinde yine takımlarının yanındalar.
Eleştiri tabii ki elzemdir ve aynı zamanda inşa edicidir.
Bu sebeple etraflıca bir değerlendirme yapmak zorundayız.
Misal bazı hakemlerin akıl almaz kararları yüzünden kaç puanımız gitti?
Misal kimi ruhsuz ve şuursuz futbolculardan kaynaklanan kötü oyundan ötürü kaç maç yenildik?
Misal, teknik kadronun yanlış taktiği nedeniyle takım kötü oynadı, bu yüzden kaç maçtan puansız döndük.
Misal yönetim inişe geçen gidişatı önceden görüp tedbir alsaydı, bugün ki neticeden kurtulmuş olur muyduk?
Erzurumspor düştü ya, artık yol gösterenden çok yolda pusu kuranlar için de gün doğdu!
Görüyoruz işte…
Kimileri o bildik teraneyi tekrarlayarak, “zaten bu şehirden de bu takımdan da bir halt olmaz” körlüğünde…
Kimileri de “gün bugündür” fırsatçılığı ile artık kime hıncı ve öfkesi varsa, eline aldığı baltayı savurup duruyor!
Eskiler, “at tökezledi diye boynu vurulmaz” demiş…
Buradan hareketle yeniden birlik ve beraberlik içinde olup, bugün kanatları kırılmış olan güvercinimize kucak açıp sinemize basmalıyız.
Daha önce Süper Lig’e çıkmayı beceren bu takım, kimsenin kuşkusu olmasın ki yeniden çıkabilir.
Yakıp yıkmak yerine gelin birlikte yaralarımızı saralım…
Görün bakın bu sefer de yiğit düştüğü yerden kalkacaktır.
Kaleminize yüreğinize sağlık daha ne diyilebilirki