Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm raporunda küresel piyasaların Brexit kaynaklı endişlerden kurtulduğunu ancak gelişmiş ülkelerde büyüme görünümünün son aylarda kötüleştiğini belirtti.
Türkiye'ye yönelik değerlendirmesinde kurum iktisadi faaliyette ikinci çeyrekte görülen ve Temmuz ayında devam eden yavaşlama ardından Ağustos ayı itibariyle bir toparlanma görülüdüğünü ancak bu toparlanmanın kalıcığı hakkında endişelerinin devam ettiğini not etti.
Fitch'e göre politik durum nedeniyle devam eden yatırım belirsizliği önümüzdeki dönemde cari açıkta genişlemenin tekrar başlaması ile daha da artacak.
Kurumun görüşüne göre risk iştahında sert bir bozulma olursa Merkez Bankası faiz kanalı üzerinden hareket edebilir.
Fitch'in raporunun genel olarak olumsuz olduğu söylenebilir. Ancak 19 Ağustos'ta Türkiye'nin kredi görünümünü negatife çeken kurumun bu değerlendirmesi şaşırtıcı değil.
Fitch'in geçmiş ülke kararları incelendiğinde kredi görünümüne yönelik hareketi ardından ortalama 60 gün içinde nota dair bir aksiyon alma ihtimali bulunuyor.
Raporda not indirimine sinyal verecek bir gelişme görmüyorum ancak piyasalar Ekim ayında Fitch'i yakından takip etmeye devam edecek.
Türk lirası değer kaybederken Türkiye varlıkları değer kazanmaya devam edebilir mi?
Deutsche Bank'ın ABD Adalet Bakanlığı ile 5 milyar avroluk bir ceza için anlaştığı spekülasyonunun piyasalarda yarattığı rahatlama kısa sürdü.
Beklentilerden güçlü gelen ABD Eylül ayı imalat sanayi verileri Fed'in Aralık ayında faiz artırma ihtimalini artırarak doları güçlendirdi ve gelişmekte olan ülke varlıklarında satışlara yol açtı.
Beklentilerden düşük gelen Eylül ayı enflasyonun sonrasında Merkez Bankası'nın faiz indirimini hızlandıracağı beklentisini satın alan Türkiye hisse senetleri ve tahvilleri beklenenden daha güçlü bir performans gösterdi.
Ancak Türk lirasının değer kaybetmeye devam etmesi bu olumlu tabloyu bozuyor.
Enflasyon ve döviz kuru paranın iki yüzü gibidir. Enflasyon ülke içinde satın alma gücünü döviz kuru yurtdışında satın alma gücünü ölçer. Ekonominin yavaşlamasına paralel çekirdek enflasyonun gerilediği bir konjonktürde dış ticaret açığının gerilemesi ve ülke parasının değer kazanması beklenir.
Oysa Türkiye örneğinde tam tersi yaşanıyor. Küresel risk iştahının görece güçlü olmasına ve gelişmekte olan ülkelere para girişinin güçlenmesine, enflasyonun gerilemesine rağmen Türk lirası değer kaybediyor.
Kısa vadede piyasalar kırılgan...