Birileri sırf arkaları çok güçlü olduğu için asla hak etmediği halde paraşütle bir makama tepeden indirilebiliyor!
Bu, ülkemizde çok sıkça olmakla birlikte neredeyse dünyanın her yerinde rastlanır bir durumdur.
Ve fakat azizim, günün sonunda paraşütle indirilen o arkası çok güçlü zatın akıbetine bakmak lazım
Tecrübeyle sabittir ki
Yüzde doksan dokuzu Yunanlılar misali geldikleri gibi gidiyorlar
İster özel sektörde isterse devlette fark etmez, kim ki hayatında bir başarı öyküsü yazmışsa hiç şüphesiz ki onun arka planında ciddi bir emek, mücadele, samimiyet, cesaret ve yarınlara dair umut vardır
Kalıcı olanlar işte bu insanlardır.
Diğerleri sabun köpüğü misali bir parmak suda akıp gider.
Beş çocuklu yoksul bir ailenin ikinci çocuğu
Anne de baba da okul yüzü görmemişler.
Ve fakat çocukları okusun, adam olsun diye hep çocuklarının arkasında durup onları desteklediler.
Adı, Oktay
İlk, orta ve lise tahsilini mahalle mekteplerinde tamamladıktan sonra, Atatürk Üniversitesinde işletme okudu. Cebinde beş kuruş para olmadığı halde, Almanyadaki gurbetçi teyzesine güvenerek, yüksek lisans yapmak üzere ta Almanyaya gitti.
Çünkü hedefi, azmi ve ülkesine dair sarsılmaz bir inancı vardı.
Almanyada ne yediği önündeydi, ne de yemediği ardında
Teyzesi, evinin kapısını açmıştı açmasına ama Oktay için bu her şeyin bi tamam olduğu anlamına gelmiyordu ki
Almanyada iki yıl kaldı ve yüksek lisans eğitimi aldı.
Gündüz üniversitede ders yaptı, geceleri de gurbetçi bir Türkün fırınında çırak olarak işe başladı.
Oktayın hikâyesi hem uzun hem de trajik
Belki bir gün onu da yazarım
Yüksek lisansını tamamlayıp Türkiyeye döndü.
Önce bir devlet bankasında uzman adayı olarak işe başladı ve sonra Kars Serhat Kalkınma Ajansına geçti.
Senelerce burada çalıştı, bir yandan da eğitimine devam etti.
Atatürk Üniversitesinde, alanında doktora yaptı.
Başarı hikâyesi de tam olarak burada başlıyor.
Oktayın arkasında ne bir dayı ne de çok hatırlı bir siyasetçi yoktu.
Yalnızca başarılarla dolu bir özgeçmiş
Hani bu ülkede adamı olmayan bir yere gelemez diyoruz ya, çoğu zaman da bu iddiamızda haklı çıkarız
Lakin
Bu kez Oktayın şahsında kocaman bir ezber bozuldu
Devlet, Oktayı Karstan alıp Erzurum Kuzey Doğu Anadolu Ajansı (KUDAKA) başına, yani genel sekreterliğine getirdi.
Almanyadaki fırıncı çırağı Oktay, dev bir bütçesi olan önemli bir kurumun başında artık
Oktay Güven
Rahmetli Hakkı ağabeyi ve Fahriye ablanın oğlu
Dün ajansa düşen haberden öğrendim, bizim Oktay, yani akrabam Oktay KUDAKA Genel Sekreteri olmuş
Evet; bu ülkede fırsat eşitliği noktasında sorunlarımız var.
Evet; bu ülkede hâlâ arkası çok güçlü olanlar layık olmadıkları halde bazı makamları işgal ediyorlar.
Evet; bu ülkede hâlâ FETÖcüler devletin kılcal damarlarında dolaşmayı sürdürüyorlar.
Evet; bu ülkede hâlâ namuslular, namussuzlar kadar cesur değiller.
Evet; bu ülkede (çok şükür ki) deveyi hamuduyla götüren açgözlülerin türlü dalaverelerine karşı mevzubahis vatan olunca gözünü budaktan sakınmayan yiğitler var
Ve
Bu ülkede adalet var
Bu ülkede liyakata verilen önem var
Bu ülkede devletin vicdanı var
Fırıncı çırağı Oktay, KUDAKAya Genel Sekreter oldu ya,sizi temin ederim ki, yarınlara dair olan inancım büsbütün arttı.
Bu ülkede haksızlık, torpil, iltimas yoktur demiyorum.
Dediğim şudur: Bütün bunlara rağmen bu ülkede, hâlâ ciddi bir devlet ahlakı ve adalet var.
İlla da bir örnek diyorsanız, işte size buyurun Oktay Güven
Arkasında da önünde de hiçbir koruyucu kalkan yok.