Tamamı meslekten ihraç edilen ve çeşitli hapis cezalarına çarptırılan FETÖ'nün polis kisvesi giymiş militanları, vaktiyle Erzurum'u
yıllarca haraca kesmiş, yüzlerce insanı yasadışı yollardan dinlemiş ve binlerce kişiyi fişlemişti. Bugün ortaya çıktı ki bu hainler, namuslu insanları kanunsuzca dinlerken ve takip ederken kendileri Bylock kullanıp, darbe hazırlığı
Köpek kimmiş
herkes gördü
Hurşit Uçak, FETÖ'nün emniyet teşkilatına sızdırdığı ve üzerinden onlarca yasadışı iş yaptığı azılı teröristlerden biridir, hatta en tehlikelilerindendir.
Tesadüfe bakın ki (!) bu çaptaki bir terörist uzun yıllar Erzurum Emniyet Müdürlüğü'nde görev yaptı ve ta istihbarat şube müdürlüğüne kadar yükseldi, daha doğrusu "sihirli bir el" marifetiyle yükseltildi.
17-15 Aralık yargı darbe girişiminden birkaç ay sonra kısmen deşifre olan paralel yapı, Türkiye için artık yeni bir terör örgütü ile mücadelenin miladı oldu.
Elbette o terör örgütünün adı, Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ve küresel anlamdaki adıyla da FETÖ'ydü.
Hurşit Uçak, Serkan Doğan, Soysal Aktürk, Yücel Bilgiç, Aslan Kartal ve daha onlarca polis üniformalı militan ise, bu terör örgütünün Erzurum polis müdürlüğündeki azı dişlerindendi.
Bu teröristler, kendileriyle aynı paralelde olan hakim-savcılar ve yine aynı paralelde olan maliyecilerle birlikte, Erzurum'un iş dünyasına yıllarca kâbus yaşattılar.
Sahte isim ve uyduruk mahkeme kararlarıyla yüzlerce insanı aylarca kanunsuz olarak dinleyip, onlarca insanı fişlediler. Yetmedi, maliyedeki yandaşları aracılığıyla onlarca işadamına "defterinde usulsüzlük var" diyerek milyonlarca lira ceza kesti, boyun eğenlerden de "himmet" adı altında onlarca milyon lira topladılar.
Şayet 17-25 Aralık yargı darbe girişimi geri püskürtülmemiş olsaydı, ülke genelinde binlerce, on binlerce insan aynı akıbete uğrayacak ve Türkiye belki de birkaç yıl içinde yağmalanıp parçalanacaktı.
Nitekim alçak örgüt bu sinsi planını, bu tarihten yaklaşık üç yıl sonra, yani 15 Temmuz kanlı kalkışmada bir kere daha hayata geçirmek istedi.
Çok şükür ki her iki kalkışma da milletin sinesinde sönüp gitti.
Bugün o teröristler adalete hesap veriyorlar. Kimileri ömür boyu hapis cezalarına çarptırıldı, kimileri daha az ceza aldı. Ama hepsi kamudan uzaklaştırıldı ve "terörist" damgası yedi.
İşte o hainlerden biri de Hurşit Uçak'tır. Yani Erzurum Emniyet Müdürlüğü eski istihbarat şube müdürü...
"Benim meslektaşlarımın hepsi birer aslandır. Aslanlar, köpeklere biat etmez" demişti Hurşit Uçak, 30.4.2015 yılında Erzurum Adalet Sarayı'nın çıkışında!
Hurşit böylesine esip gürlerken yanında, kendisi gibi hain olan üniformalı militanlar vardı. Bir de o gün orada Hurşit'i adeta kahraman ilan eden bir avukat duruyordu. O avukat, kısa bir süre önce benzer davadan yani FETÖ terör örgütü üyesi olmaktan hüküm giyen Hakan Dişkesen'den başkası değildi.
Hangi rüyaya inanırlarsa inansınlar, hangi safsatanın peşine düşüp kendilerini avuturlarsa avutsunlar, hiç bir değeri yok. Çünkü bu alçak teröristler artık hapishanelerde çürümeye mahkûmdurlar.
"Hurşit şimdi
nereye kaçacaksın?"
Bu başlığı, 2 Temmuz 2015 tarihinde atmışım köşe yazıma...
Çünkü o gün, firari Hurşit ve erketecileri başka başka yerlerde yakalanmışlardı. Erzurum'a getirilmiş ve daha önce FETÖ'cü yargıçların serbest bırakmasının aksine alayı tutuklanmıştı.
Bugün de alayı, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından layık oldukları cezalara çarptırıldı.
Kaç yıl almalarının aslında hiç bir önemi yok.
Zira, bir insana verilecek en ağır ceza, "terörist" ve "Vatan haini" damgası yemek ve bu uğurda hüküm giymektir.
Bugünün kimi çakma FETÖ karşıtları belki ibret alır yahut da biraz utanırlar diye neredeyse 3 yıl önce yazdığımız o yazıyı bir kere daha sunuyoruz.
"Hurşit Uçak...
Bu isim; belki sokaktaki sade vatandaşın ilgisini çekmeyebilir ancak 17-25 Aralık yargı darbe girişimini planlayan ekip için hiç de sıradan biri değil. Çünkü Hurşit Uçak, paralel yapının emniyet kanadının en "şahin"lerinden biriydi. Öyle ki, eğer 17-25 Aralık yargı darbe girişimi amacına ulaşmış olsaydı, Hurşit Uçak da muhtemelen Erzurum emniyet müdürü olurdu!
Hurşit, mensubu olduğu paralel yapının çıkarları için onlarca insanı yasadışı yollardan dinlemiş, onlarca işadamına da baskı uygulatmış biri...
Ve gelinen şu noktaya bakar mısınız?
Dünün "şahin"i Hurşit, bugünün firarı polis şefi!
Nerden nereye...
Sadece Hurşit mi, kimler var kimler...
"Dönemin Başbakanı"nı tutuklayıp, Silivri'ye götürecek ekibin hepsi şimdi firarda!
Daha dün Romanya'da kaçak dolaşırken çömeziyle birlikte yakalanan ve bir ay içinde Türkiye'ye iade edilmesi beklenen "böcekçi polis şefi" Sedat Zavar da vaktiyle Erzurum'daydı ve yine tesadüfe bakın ki, Hurşit Uçak'ın yardımcısıydı.
Domino taşları gibi peş peşe yıkılıyorlar.
Oysa bu daha başlangıç...
Zira, pandoranın kutusu yeni açıldı.
Siz asıl bundan sonrasına bakın? Göreceksiniz, kimler devletin kendilerine verdiği yetkileri paralel yapı lehine kullanıp, milletin aleyhine fişlemeler yapmış, kimleri nasıl tehdit etmiş...
Hurşit o isimlerden yalnızca biri... Geri de beş kişi daha var.
Yıllar yılı bu memleketi haraca bağlayıp, paralel yapının çıkarları için dağa taşa korku saldılar.
Maliye'de emirlerindeydi, adliye de...
Aynı kafadaki savcı ve hakimler sayesinde sahte isimler üzerinden onlarca masum insanı hukuksuz yere dinlemişler. Maliye'deki abileri de, onların işaret ettiği defterlere ceza basmışlar!
O Hurşit ve şürekası değil miydi, bendeniz için onlarca dava açan...
Akıllarınca kendileri gibi paralelci olan yargıçlar üzerinden bizi susturup, darbe girişimlerine devam edeceklerdi.
Hesapları tutmadı...
Hurşit için artık yakalama kararı var. Ondan önce kendisiyle aynı paralelde olan yargıçlar tarafından hep serbest bırakılıyordu; bu kez işi zor. Çünkü Erzurum'da ilk kez paralel yapıya dair bir iddianame mahkeme tarafından kabul edilmiş oldu.
Hurşit'in yanı sıra beş polis şefi ve şu anda Romanya'da tutuklu olan Sedat Zavar da o davada sanık...
Hurşit, en son Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde ( ne garip değil mi) emniyet müdürüydü. Göksun sıradan bir yer değil, Kahramanmaraş'ın en büyük ilçelerinden biridir. Hurşit Uçak Erzurum'dan gitmişti ama daha az etkili bir yerde değildi.
Neyse ki hakkındaki iddialar ve yürümekte olan soruşturmalar nedeniyle, Kahramanmaraş Emniyet Müdürü, Hurşit'i ilçe emniyet müdürlüğü görevinden alıp, il emniyeti personel şube müdürlüğü emrine vermişti. Anlayacağınız kızağa alınmıştı.
Şimdi de firarda...
Hurşit için çember daraldı. Ya gelip teslim olacak, ya da görüldüğü yerde yakalanacak.
Hesap vermek zorunda...
Sorulacak kendisine: Sen bu kadar insanı -ki, hepsi paralel yapı karşıtı kişiler- niye yasadışı yollardan dinledin ve niye kimi işadamlarını polis üstünden korkutmak istedin?
Romanya'da yakalanan Sedat Zavar'a da aynı şey sorulacak. O da Türkiye'ye iade edildiğinde, Erzurum'da sanık olduğu bu dosya için gelip ifade verecek.
Dedik ya, pandoranın kutusu açıldı bir kere...
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecek.
Hurşit Uçak ne başlangıçtır, ne de sonuç...
Halen emniyet ve yargı içinde Hurşit Uçak gibi düşünen ve o uğurda amel eden yüzlerce kimse var.
Yargı ilk kez Türkiye için böylesine hayati öneme haiz bir kalkışma için soruşturma başlattı. Kolay değil; adamlar 30 yılı aşkın süredir kuşatmaya başladıkları devlet nizamını birkaç ayda teslim etmezler elbet? Ama neyse ki devlet kararlı: Paralel yapı er ya da geç bitirilecek."