Falcılar hiç bu kadar sevinmemişlerdi! İşten başlarını kaşıyacak vakit bulamıyorlar. Sabah yatağından kalkan doğruca onların kapılarına koşuyor.
-Falcı bacı falcı bacı, hele bir fal aç da görelim, koalisyon hükümeti mi kurulacak, azınlık hükümeti mi, yoksa Kasım'da erken seçim mi var?
Eee falcı bu... Gelenin meşrebine göre fal açacak tabii ki...
Üç vakte kadar koalisyon da kurulabiliyor, Kasım'da erken seçim de çıkıyor... Azınlık hükümeti de seçenekler arasında!
Zaten dördüncü bir ihtimal de yok... Şayet kimi soytarıların dört gözle yolunu bekledikleri askeri darbe olmazsa...
Bir de, her fırsatta Türkiye'yi arkadan hançerleyip duran ve geldiği nokta itibariyle artık ihanette hudut tanımayan paralelcilerin, şeytana bile pes dedirtecek başka tuzakları ortaya çıkmaz ise, falcının saydığı seçeneklerden biri olacak!
Ankara toz duman...
Kendilerince AK Parti'nin köşeye sıkıştığına inanan muhalefet, zincirlik delilere mahsus zırvalıklar yapıyor. Hele de CHP...
Kemal Bey gördü ki bu halk, sittin sene CHP'yi iktidar etmeyecek, haliyle kendisi de başvekil olmayacak.
Bu gerçek karşısında, başını o taştan bu taşa vurmak yerine, oturup yeni bir siyaset manifestosu yazdı:
"AK Parti ile koalisyon kurabiliriz. Ancak başbakanlık dönüşümlü olmalı. Davutoğlu'na güvenmediğimiz için bu dönüşümün ilk dilimini biz isteriz. Sonra Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Dışişleri bakanlıklarını da alırız. Bitmedi. MİT, YÖK ve TÜBİTAK gibi kurumlar da bize bağlı olmalı. Biz de buna karşı adları yolsuzluğa bulaşan dört bakanla ilgili tabanımızı ikna etmeye ve bu meseleyi geçiştirmeye çalışırız!"
Nasıl teklif ama!
Kemal Bey, boşuna "Benim adım Kemal" deyip durmuyordu. Zahir başından beri bunu söylüyormuş da bir türlü kimse anlamıyormuş!
Esasında Kemal Bey'in AK Parti'ye değil de, vatandaşa söylediği şudur:
"Siz mi bizi iktidar etmeyen ve de bir asır da geçse etmeyecek olan... Alın işte ben de tıpkı kurdun puslu günü beklemesi gibi, ülkenin bu en kritik günlerinde böyle kor'u yara sıkıştırırım."
Bir yanıyla komedya, başka bir yanıyla da trajedi...
Suriye'de öyle tehlikeli oyunlar oynanıyor ki, eğer Türkiye teyakkuzda olmasa, kim bilir ne büyük tuzaklar bizi bekliyor.
İçeride ise halk; istikrar, güven ve yarınlarından emin olmayı istiyor.
Fakat Ankara'da muhalefet balığı kavağa tırmandırmanın peşinde...
Erken seçimden en çok tırsan parti CHP olmasına rağmen hangi akla bu blöfü yapıyor anlamak mümkün değil.
Acaba hangi falcı, Kemal Bey,'e "Sen git AK Parti'den bunları iste.. Gör bak üç vakte kadar başvekil olacaksın" diye gaz verdi.