ETÜ'de Şeb-i Arus programı düzenlendi

Klâsik Türk ve Fars edebiyatlarının en önemli şahsiyetlerinden olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî 748. Vuslat Yıldönümü ETÜ’de düzenlenen Şeb-i Arus Anma Programı ile anıldı.

Prof. Dr. Muammer Yaylalı Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Birol Soysal, Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, Prof. Dr. İrfan Kaymaz, Genel Sekreter Doç. Dr. Tuba Yetim ve çok sayıda personel ile öğrenci katıldı.

Semazen gösterisi ile başlayan programda konuşan ETÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Pouneh Abdollahi Fard: “Mevlânâ sadece yaşadığı toplumu ve çağı derinden etkilemekle kalmamış, görüş, düşünce ve öğretileriyle asrını aşmayı başarmış bir mütefekkir ve şairdir. Nitekim vefatından 748 yıl sonra bile kendisini minnet ve rahmetle anmakta ve onun ne kadar büyük bir âlim ve fâzıl olduğu tespit ve tebcil etmekteyiz. Nitekim ortaya koyduğu eserleriyle, sadece İslam dünyasında değil dünya çapında bir şöhrete ulaşmış; hayatı ve eserleri hakkında devasa bir literatür ortaya çıkmıştır. Onun düşünceleri ve eserleri hakkında bütün dünyada hem nitelik hem de nicelik açısından öylesine esaslı-kuvvetli çalışmalar yapılmıştır ki konu üzerinde gerçekten yeni bir söz söylemek neredeyse imkânsızdır” şeklinde konuştu.

Mevlana’nın görüş, düşünce ve öğretileriyle asrını aşan önemli bir düşünür olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Akif Gözitok: “Onun görüş ve düşüncelerini şekillendiren pek çok unsurdan bahsedebiliriz. Zira Mevlânâ, hem büyük bir âlim hem büyük bir sûfî ve aynı zamanda büyük bir şairdir. Şüphesiz bu sıfatlar; Mevlânâ’nın düşünce dünyasının zenginliğinin, farklı anlayışları uzlaştırıcı bir yönü bulunduğunun açık bir göstergesidir. Bütün bu yönleri göz önünde bulundurulmazsa, Mevlânâ’nın hakkıyla tanınması ve anlaşılması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Mevlana’nın bütün dünya üzerinde etki bırakmayı başarmış bir insan olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Bülent Çakmak ise: ”Şairin düşüncesinin temelini oluşturan hoş görü, farklı dil, din ve ırka sahip insanlar tarafından sevildiğine ve eserinin ölümsüzleşmesine sebep olmuştur. Kendisi de hep söylediği gibi: Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol, Şefkat ve merhamette güneş gibi ol, Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol, Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol, Hoşgörülükte deniz gibi ol, Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” şeklinde konuştu.

Program, konuşmaların ardından Defnevazan-i Sema Grubunun müzik ve şiir dinletisiyle son buldu.