Adnan Yılmaz’ı, daha Zirai Donatıma müdür olmadan evvel tanırdım.
Tıpkı bugün olduğu gibi naif, vefakar ve sıkı bir yiğitti.
İdealleri vardı, ufku bir hayli uzaklara dayanıyordu.
Kimseye, onun elinden kastı mahsusa ile bir fenalık gelmezdi, gelmedi de…
Müdür oldu, bakanlıkta daire başkanı oldu ve nihayet mebus bile oldu.
Lakin ne duruşunu ne karakterini ne de memleket sevdasını asla ıskalamadı; “benden sonrası tufan” hiç mi hiç demedi.
Bilakis mebus olduğunda, sağlığını tehlikeye atacak çapta koştu, koşturdu; yorulmadı.
Yaşta da yolda da benden önde…
Bu sebeple, aramızda kendisine nasıl ki “Adnan ağabeyi” diye hitap ediyorsam, bu yazıda da aynı üslubu sürdürmek isterim…
Adnan ağabeyi insanın zor zamanındaki dostudur.
Güneşli havada onu göremezsiniz…
Ne vakit bulutlar kurşun yüklenir. şimşekler mermi gibi yağarsa…
Mutlaka arkanızda, yanı başınızda ve az ötenizde Adnan Yılmaz vardır.
Sığınaktır, şemsiyedir o…
En karanlık ortamda, size açılan pencere gibidir…
Yarınlara yatırım yapmaz, bugünleri tahkim eder…
Adnan ağabeyi, mebusken asla bu ifadelerin geçtiği bir yazı kaleme almadım; almazdım da…
Bugün Adanan ağabeyi mebus değil, elinde siyasi bir güç yok.
Ama bendeniz, onu bugün dünden daha çok seviyorum.
…
Ali Korkut…
Eymen’in babası, hoca hanımın yoldaşı…
İyi bir mimar, ciddi bir yönetici ve esaslı bir siyasetçi…
İki dönem belediye başkanlığı yaptı; anlının akıyla görevini tamamladı.
Elif gibiydi…
Ne kimseyi önünde eğdi büktü ne de kimsenin önünde eğildi.
Adildi, vicdan ehliydi, merhamet sahibiydi.
Elan hiçbir erke sahip değil; emekli bir kimse…
Olsun…
Ali Korkut zaten en çok bu yanıyla kıymetli…
Çünkü rafine biri…
Bu yüzdendir ki, seviyorum Ali Korkut’u…
…
Geçen hafta Adnan ağabeyi ve sevgili Ali Korkut lütfettiler, gazeteniz Palandöken’i ziyaret ettiler.
İki saat sohbet ettik…
İçerisinde tek kelime ne isim geçti ne de yönetim biçimi…
Büyük sanatçı sevgili Vahit Alkır kardeşim de o sohbette vardı.
Eğitimci yazar Yavuz Demir gibi…
Bilmem kaç saat oturduk, vakit nasıl geçti…
Bir yanımda Adnan ağabeyi, yanı başımda Ali Korkut, tam karşımda Vahit ve Yavuz…
Muhteşem bir tablo…
Meğerse ne de çok özlemişim, eskimeyen dostlarla doya doya sohbeti…
ali korkut dersen bilmezler yıkım ali diyeceksin ki tanısınlar. erzurumu yıktı talan eyledi. ne gavurbağna koydu ne mahlebaşı. talan eyledi yıktı geçti ali.