ATA Teknokent (TGB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Recep Sadeler, Erzurum'un Kalkınmasında Ar-Ge ve İnovasyonun kaldıraç etkisini anlattı.
ATA Teknokent (TGB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Recep Sadeler, "Değişimi ve sürekli yenilenmeyi büyük mütefekkir Hazreti Mevlana; "Dün dünde kaldı, bugün yeni şeyler söylemek lazım" sözleriyle ifade etmişti. Hazreti Mevlana'nın söylediği sözün üzerinden neredeyse bin yıl geçti. Teknoloji hızla ilerliyor ve dünya artık tekil dünyalardan oluşmuyor. Kadim kültürler bile bu değişime karşı direnmekte zorlanıyor. Mal ve hizmetlerin sınır tanımadığı bambaşka bir dünyada yaşamak zorundayız.
Ülkemizin bir bütün olarak kalkınması temel hedefkengüncel durumda asimetrik bir kalkınma resmi ortaya çıkmıştır. İklimsel, coğrafi, lojistik ve sosyal dezavantajlara sahip doğu bölgelerindeki gelişme maalesef istenilen hızda gitmemektedir.
Örneğin,"İSO-1000 endeksi temel alınarak sanayi imalatı illere göre dağıtıldığında,Türkiye'nin sanayileşmesi coğrafi olarak çok daha net bir şekilde görülmektedir. Maalesef 25 ilimizde Türkiye'nin en büyük 1.000 sanayi işletmesinden bir tane bile bulunmamaktadır( MÜSİAD Araştırma Raporları). Bu endekste Erzurum ili, en büyük 1.000 sanayi işletmesinden sadece bir tanesine sahip olaraktoplam sanayi imalatında Türkiye payının %0,12 ve kişi başı sanayi imalatı 451 değeri ile Türkiye genelinde 41. sırada yer almaktadır. Bu veriler, Erzurum ilinin yeterli düzey ve ölçekte sanayi imalatı yapamama sorununun var olduğunuaçıkça ortaya koymaktadır.
Bundan dolayı, yerel inisiyatifler (kamu, özel, yarı-kamu, kamu-özel) yerel ekonomileri geliştirmek için artık daha aktif olmak zorundadır. Bu kapsamdavalilikler,belediyeler, odalar ve üniversitelerin, kendi şehir ve bölgeleri için kaynak geliştiren,istihdam yaratan, ihracatı artıran ve merkezi hükümetten katkı alan değil katkı sağlayan bir anlayışa geçmeleri gerekmektedir" diye konuştu.
Yapılan çeşitli araştırmalarda ülkelerin bölgesel ve yerel kalkınmasıyla Ar-Ge faaliyetlerindeki yükseliş ile arasında güçlü bir ilişki olduğu tespit edildiğini belirten Sadeler," Yani refah ve zenginlik kaynağı olarak Ar-Ge ve inovasyon şarttır.
İnovasyon sadece yeni fikirler üretmek değil bunları hayata geçirmek ve/veya ticarileştirmek demektir. Ar-Ge ise bilgi birikimi ve tecrübesinin gelişmesi için sistematik olarak yapılan çalışmalardır. Ar-Ge, inovasyonun ön koşuludur" diye konuştu
Hazırlanan bu çalışma Erzurum'un,bölgedeki konumunu güçlendirmesi noktasında, Ar-Ge ve inovasyonu bir kaldıraç olarak nasıl kullanabileceğine dair fikirler, öneriler ve modeller içermektedir:
Ø Türkiye'de Ar-Ge ve inovasyonun teşviki için birçok destek mekanizması (TÜBİTAK ve Sanayi Bakanlığı tarafından verilen ArGe destekleri, Maliye Bakanlığı'nca uygulanan Ar-Ge vergi teşvikleri, KOSGEB'in KOBİ'lerin rekabet güçlerini artırmaya yönelik farklı destekleri, Kalkınma Ajanslarının sağladığı destekler vs.) bulunmaktadır.Diğer taraftan Ar-Ge teşvikleri konusunda her şeyi kamudan beklememek gerekir. Amerika'da ve Avrupa'da uzun yıllardır uygulanmakta olan, Türkiye'de ise son dönemde revaçta olan girişimcilere ve start-up'lara erken aşama yatırımıyapan "Melek Yatırımcılık" diye isimlendirilen bireysel yatırımcılık ekosisteminin Erzurum'dada başlatılıp canlandırılması ve bireysel girişimcilerindesteklenmesi amacıyla bir Melek yatırım ağı oluşturulması gerekmektedir(Melek yatırımcılık başvuruları Hazine müsteşarlığında değerlendirilmekte, lisans alan yatırımcılara vergi muafiyetleri sağlanmaktadır).
Ø Türkiye'nin ilk bölgesel bazlı Girişimcilik Endeksi olan ve KOSGEB, Yeditepe Üniversitesi, TEB tarafından yürütülen Küresel Girişimcilik Monitörü(GEM)2014 yılıRaporunda Erzurum ilinin içinde bulunduğu TRA1 bilgesinde girişimcilik adına çok umut veren sonuçlar elde edilmiştir.Bu sonuçlar herkese bir takım sorumluluklar yüklemiştir. ATA Teknopark A.Ş. bu sonuçlara göre özellikle Teknolojik Girişimciliği destekleme adına bir strateji oluşturmuştur. Girişimci adaylarını destekleme için TeknoGP isimli bir program başlatmıştır. Bu program, girişimci adaylarının teknoloji tabanlı, inovatif, ticari değeri yüksek iş fikirlerini ürün/ hizmete döndürerek pazarlamalarını sağlayacak başarılı girişimleri desteklemeyi hedeflemektedir. Bu programın yılın belli dönemlerinde değil, yılın her günü ve hersaatinde girişimcilere can suyu verecek ön kuluçka ve kuluçka hizmetlerini ihtiva eden yeni bir formata dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu amaçla TGB sınırları içerisinde Katılım Öncesi Yardım Aracı ? IPA 2 dönemi (2014-2020) fonlarını kullanarak bir ÖnKuluçka/ kuluçka hizmet binası yapılarak, Teknolojik girişimcilerin hizmetine sunulabilir.Bu sayede yerel Ar-Ge ve inovasyon sistemimizin merkezinde yetenek ve girişimciler yer almış olur. Sadece temel araştırma veya icat değil, bize özel bir model ile ticarileşme sürecinin de desteklendiği bir ekosistem ile fikirden ürüne ve de kazanca giden yol kurgusu yapılmalıdır.
Ø Diğer yandan bölgemizdeki üniversite sayısı, araştırmacı sayısıve bilimsel makale üretimi dramatik bir biçimde yükselirken, aynı gelişmeler bu akademik çalışmaların iyi işlenerek ticari değer taşıyan teknolojik ürün ve/veya patente dönüşümünde sağlanamamaktadır. Teknoloji Transfer Ofislerine (TTO) bu noktada büyük görevler düşmektedir. 2012 yılında ATA Teknokent bünyesinde kurulan ve 2016 yılında TÜBİTAK 1601 mali desteğini alan ATA TTO ArGe faaliyetlerinin fonlanması ve bilginin ekonomik değere dönüşmesine destek olunması, fikri mülkiyetin korunması, ticarileşme potansiyeli olan fikirlerin desteklenmesive doğru hedef kitleye ulaştırılması noktasında çok önemli hizmetler vermektedir.
Ø "Üniversitelerin ticari değere sahip, sanayiye uygulanabilir, toplum yararına bilgi üretebilmeleri için her şeyden önce doğru araştırma stratejileri vepolitikalarınıbelirlemeleri gerekir. Bu politikalar belirlenirken sanayici, toplum, öğrenciler, kamu kurum ve kuruluşlarıyla temasta olan ara yüzey yapıların (TTO'lar)aktif görev almaları gerekmektedir. Bilgi tabanlı ekonomilerde bir şirketi değerli kılan şey sahip olduğu patentler olmuştur."(SanayiGazetesi, 322. sayı)Bu bilgiden yola çıkarak, bölge üniversitelerinin patent portföylerive ticarileştirme faaliyetleriile öne çıkmaları teşvik edilmelidir.
Ø Erzurum'da faaliyette bulunan firmalara bakıldığında,inovasyon ve Ar-Ge ye yapılan yatırımların henüz yeterli olmadığı görülmektedir. Buradaki en önemli sebep, yerel firmaların ayakta kalabilmek için ArGe faaliyetleri yerine kısa zamanda kar getirecek alanlara, satış ve müşteri kanallarına yatırım yapmayı tercih etmesidir. Bu sorunu aşmak için ise üniversiteler ve TTO'lar aracılığıyla AR-Ge ve İnovasyonkonularında farkındalığın arttırılması önemli bir adım olacaktır. ATA TTO bu konuda da çalışmalarını sürdürmektedir.
Yeni yasalaşanAr-Ge reformu paketinin Ar-Ge merkezlerinin TGB'ler içerisinde yer almasına müsaade etmesinden yola çıkarakErçimsan gibi ISO-1000 listesinde kendisine önlerde yer bulabilen firmamızın Teknoloji Geliştirme Bölgesi içerisinde yap-kullan-devret veya hasılat paylaşımı gibi modelleri ile Ar-Ge merkezi kurması teşvik edilmelidir.
Ø Yine yeni yasalaşan Ar-Ge Reform paketiyle "Bilişim,sağlık, biyoteknoloji, nanoteknoloji, savunma, uzay, havacılık vb. öncelikli ve stratejik sektörlerde İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nin hayata geçirilerek bu bölgelerin 4691 sayılı Kanun kapsamındaki KDV istisnası olmak üzere tüm destek, teşvik, muafiyet ve istisnalardan yararlanılabilmesi sağlanmıştır". Bu raporun yazıldığı tarih itibari ile Teknoparkta faaliyette bulunan firmaların %55'i yazlım sektöründe yer almaktadır. Bu yüksek orandan yola çıkarak yaklaşık olarak 117.000 m2 Teknoloji Geliştirme sınırlarına sahip ATA TGB'de ayrı bir Tematik Yazılım Teknoparkı kurulabilir. Erzurum ilinin bir Üniversite şehri olması ve coğrafi koşulların etkisi birlikte değerlendirildiğinde "Tematik Yazılım Teknopark" kavramının Erzurum'da ciddi bir girdi oluşturacağı açıktır.
Ø Coğrafi,iklimsel ve benzer zorluklardan dolayı Erzurum İlinde özel sektör yatırımları istenilen düzeyde olmadığı açıktır. Erzurum'da üretim ekosisteminin (hammadde, yetişmiş insan gücü, ara eleman eksikliği, pazara uzaklık, lojistik vb) yatırımı cazip kılmaması da diğer bir etken olarak sayılabilir. İlaç, biyomedikal,yazılım, savunma sanayi gibi teknolojik sektörlerde Ar-Ge potansiyeli yüksek önemli firmaların ATA TGB'de Ar-Ge yatırımı yapması teşvik edilmelidir. Bu yatırım hep dillendirilen Üniversite-Sanayi işbirliğini hızlandıracak,beraberinde ilgili sektörlerin üretimini de bölgeye yönlendirebilecektir.
Ø Altyapı faaliyetleri tamamlanmaktaolan2. Organize Sanayi Bölgesine (OSB), ATA Teknokent'in bir ek alan oluşturması sağlanmalıdır.Böylece sanayi ve üretimin merkezinde, üretim ile Ar-Ge beraber sürdürülebilecektir. Bu durum verimliliği ve rekabeti artıracağı için, bölgede nitelikli KOBİ'lerin sayısı artacak netice itibariyle imalat ve sanayide istihdamın artması sağlanacaktır.Özetle;Teknokentler (TGB) ile Organize Sanayi Bölgeleri (OSB)'leri yumurta ikizi gibidir. Teknokentler üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile sanayinin işbirliğini sağlayarak, ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşmasına sağlamayı hedeflerken OSB'ler ise üretir. Bu kısma şunu da eklemekte fayda var. Erzurum ili hastane ve hasta potansiyeli göz önüne alındığında, bu alanda kullanılan sarf malzemelerin Ar-Ge ve üretim noktasında Erzurum 2. OSBiçin bir fırsat barındırmaktadır.
Ø TOBB,Trabzon TGB içerisinde yerel STK ve Kalkınma ajansı işbirliğiyle 15 milyon TL maliyetli bir" İnovasyon ve Biyoteknoloji Merkezi"yapmaktadır. Büyük STK'ların Erzurum TGB içerisinde de benzer yatırımları yapması noktasında lobi ve talepler oluşturulmalıdır. Bu merkezlerin insan zekâsını inovatif ve teknolojik kazanca çevirerek şehre bir katma değer sağlayacağı açıktır.