Haber Girişi : 21 Temmuz 2014 22:04

ERZURUM KONGRESİ ÜZERİNE BAZI NOTLAR-1

ERZURUM KONGRESİ ÜZERİNE BAZI NOTLAR-1

23 Temmuz 1919 tarihi sadede Erzurum için değil, tüm vatanın kurtuluşu için tarihi bir gündür.  

O günkü Erzurum elbette bugünkü idari sınırları olan Erzurum değildi. 

Milli Mücadele yıllarında Erzurum Vilayeti’ne idari taksimatta şu ilçeler bağlıydı; Iğdır dâhil Beyazıt (Doğubeyazıt),Karakilise (Ağrı),Tutak, (Patnos),Eleşkirt, Kiği, Hasankale, Narman, Yusufeli, İspir, Bayburt, Tercan, Oltu, Tortum, Hınıs. ( M. Fahrettin Kırzıoğlu, Erzurum Kongresi, s.166). Kendisine bağlı ilçelerle beraber hemen hemen toprak bakımından Türkiye’nin en büyük vilayetlerinden biriydi. Erzurum’un kurtuluşu demek tüm ilçelerle beraber koskoca vatan parçasının yeniden kurtuluşu demekti.

Birinci Cihan Harbinden önce şehrin kazalarıyla beraber nüfusu 815.183 bin idi. Bu nüfusun 673.297’si Türk(Müslüman),125.657’u Ermeni, 4859’u Rum, şehir merkezinin nüfusu 21.000 kişiydi. ( Haluk SELVİ, Milli Mücadele’de Erzurum, s. 47-50). 17 Aralık 1919 yılında 415.399 bin kişiye düştü. Erzurum, savaşta yaklaşık 400.000 bin kişiyi kayıp etmişti. 

Albayrak Gazetesi kendisine “Vilayât-ı Şarkiye Ermenistan Olamaz.”sözünü başlık yapmıştı. Erzurum’un kurtuluşu bir yandan da bu yurdun ebedi olarak “Türk Yurdu” olmasını da sağlıyordu. Yine kurtuluşu çok zor şartlarda sağlayan şehir, ardından yaptığı kongreyle de, kendinin kurtuluşu gibi, vatanın kurtuluşunun başlamasına da sebep olan ilk milli hükümet nüvesinin doğduğu ve hız aldığı “Kongre Kenti”payesini aldı. (Kazım Karabekir’in Kaleminden Doğunun Kurtuluşu, s. 183).

 Bu nedenle insani vatanperverliğin yaşandığı yerdir Erzurum. 

“Her yerde toprağın hususi bir kokusu varken Erzurum’da hiç de öyle değildir. Burada toprak barut kokar, kan kokar. Şeref kokar, şan kokar. Hatta bütün bir vatan kokar.”(Dr. Zeki Başar, Kurtuluş Yazılarıyla Erzurum. S.9).

ERZURUMUN DURUMU

Sivas’ın Şebinkarahisar delegesi Dr. Cemil Şencan, Erzurum Kongresi günlerindeki Erzurum’u şöyle anlatır: “ Tıbbiyeyi bitirince askere gittim. Askerlik görevimi Şark cephesinde yaparken Erzurum’un bir doktora olan ihtiyacı sebebiyle kıtadan alındım ve Erzurum’da sivil doktorluk görevine verildim. Erzurum Emraz-ı Sâriye Doktoru (bulaşıcı hastalılarla mücadele doktoru) oldum. O tarihte Erzurum’un perişan, yoksul, hastalıklı halini tarif çok zordur. Önce bir hükümet doktoru ile bir sağlık müdürü bir de ben olmak üzere sadece üç doktor varken, sonra sağlık müdürü ile ikimiz kaldık. Merkez eczahanesinin bir odasına bana tahsis ettiler, sabahtan akşama kadar hasta muayene ederdim. Görevim çok ağır ve yorucuydu.)”( Mahmut Goloğlu,  Erzurum Kongresi, İş Bankası yayınları, s. 183).

DELEĞELERİN AĞIRLANMASI ve 

DELEĞELERİN ŞEREFİNE 

TEMSİL VERİLMESİ

Erzurum kongresine katılan Trabzon Vakfıkebir delegesi Abdullah Hasip Bey anlatıyor: “ Erzurum’un İstanbul Kapısında büyük bir topluluk biz, heyecanla karşıladı. Arabalardan indik.  Bu toplum içinden göğsü pırıl pırıl nişanlarla süsül, altın sarısı saçlı bir paşa elimizi sıktı ve “Hoş geldiniz nerede kaldınız, sizi bekliyorduk” diye iltifatta bulundu. Bu, Mustafa Kemal Paşadan başkası değildi. Erzurum’da konaklamak için Dedeağa’nın konağını ayırmışlardı. Bazı arkadaşlarla burada kaldık. Erzurum şehrinin Hasankale kaplıcalarını gezdik. Vilayeti ve özellikle Kazım Karabekir Paşa’yı makamında ziyaret ettik ve çok teşvik gördük.

Kongre sonunda Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa Kongre Üyeleri şerefine Künbet Meydanı’nda bir temsil verdirmişti. Programında: Anapa’nın Fethi, güreş, iki atlının süvari oyunları ve geleneksel cirit oyunları vardı. Çok güzel oldu. ( Mahmut Goloğlu,  Erzurum Kongresi, İş Bankası yayınları, s. 190).

KONGRE ÜYELERİNİN TOPLU 

FOTOĞRAFLARININ OLMAMASI  

Yine Abdullah Hasip Bey kongre üyelerinin topluca fotoğrafının olmaması hususunda hayıflanarak şunları ifade eder : “Bu kongrenin tarih-i siyasiyemizde büyük ehemmiyeti olduğunu söyleyip, ‘binaenaleyh bir vesika olmak üzere mümessillerinin bir fotoğrafını çekelim”demiştim. Vaktin çok tehlikeli olduğu düşüncesi ile çekilemedi ki bu büyük bir noksandır.”  (Mahmut Goloğlu,  Erzurum Kongresi, İş Bankası yayınları, s. 190).