Sektörün önemli sivil toplum kuruluşu Türkiye Seyahat Acenteleri birliği TÜRSAB,‘Kış Turizmi’ konulu bir rapor yayımladı. Raporda sektörün bugününe ve geleceğine ilişkin önemli tespitler yer alıyor.
Rapor diyor ki:Türkiye, turizm sektörünü 12 aya yaymak için son yıllarda kış turizmine de ağırlık vermeye başladı. Kış turizminde Avusturya, İsviçre ve Fransa gibi rakipleri olan Türkiye, kış sezonunun vazgeçilmezi olan kayak tesislerinde de önemli ilerleme kaydediyor.
Rapor diyor ki: Ülkemizde on yıl önce Aralık-Ocak-şubat aylarında 2,7 milyon ziyaretçi ağırlanırken, bu sayı 2014 itibarıyla 4,8 milyon kişiyi aşmış.
Rapor diyor ki:2026 yılında yapılacak Kış Olimpiyatlarına talip olan Türkiyede yatırım ve tesis anlamında daha gidilecek çok yol var. Ancakson yıllarda tesis sayısının ve kalitesinin yükselmesi sayesinde ve devletin de desteği ile bu hedefe ulaşmak çok zor değil. 2015 kış sezonu için Türkiyeye olan ilgi ve fiyatlar da bu potansiyeli ortaya koyuyor.
PALANDÖKEN’DE YATAK KAPASİTESİ ULUDAĞ’DAN ÇOK
Hatırlar mısınız, eskiden kayak lafı edildi mi hatıra hemen Uludağ gelirdi. Birçok Yeşilçam filminin doğal çekim mekânı da burası idi. Ama artık öyle değil. Ben demiyorum, rapor öyle diyor:
Mevcut yatak kapasitelerine bakıldığında, Erzurum Palandöken’in yatak kapasitesi 2 bin 466 olarak ortaya çıkıyor. Uludağ’ın kapasitesi 1600…Bolu Köroğlu Dağ Turizm Alanında kapasite 1.580, Kayseri Erciyeste ise 920...
FİYATTA DA ÖN SIRALARDAYIZ
Türkiye’deki otellerin fiyatları Avrupa’daki önemli kayak tesislerindeki fiyatların üzerine çıkmış durumda.5 gecelik dağ tatili için Kartalkaya’da 3 bin 200 lira, Palandöken’de 2 bin 100 lira, Erciyes’te ise bin 529 lirayı gözden çıkarmak gerekirken, Fransa Alplerindeki ünlü Meribel’de tatil ise uçakla ulaşım dâhil 5 gecelik 4 bin lira olarak hesaplanıyor.
Uludağ’da faaliyet gösteren 9 otelin fiyat ortalamaları alındığında ortaya 5 gecelik bir tatil için 2 bin liralık fatura çıkıyor. Erzurum Palandöken’deki otellerin 5 gecelik ortalaması ise 2 bin 216 lira düzeyinde.
Demek ki, yeterli ve kaliteli tesis olduğunda… İyi bir işletmecilikle ‘gökten kâr’ yağması pek ala mümkün.
RAPOR BİZE DİYOR Kİ: GELECEĞİN KIŞ TURİZM MERKEZİ ELBETTE ERZURUM!
Kesinlikle böyle… Ama buna önce bizim inanmamız lazım. Planlamayı, tesisleşmeyi buna göre yapmamız lazım. ‘Turizmden iş çıkmaz, bu işlerle şehir kalkınmaz.’ Değerlendirmesinden vazgeçmek lazım. Olaya sadece ‘Kış Turizmi’ olarak değil, birçok kez yazdığımız gibi ‘Bütünsel bir Kış Ekonomisi’ zaviyesinden bakmamız lazım. Tamam, tek başına kışı, karı şehrin kurtuluş reçetesi gibi takdim yanlış, lakin kirli lokanta peçetesi gibi kenara atmak da yanlış!
Bakın, dikkat kesilin, potansiyelimizin farkına varın!
Kış turizmi denince akla hemen Türkiye geliyor. Türkiye’nin en önemli kayak merkezi ise bize göre Palandöken. Palandöken bugünüyle de göz kamaştırıyor, ama asıl geleceğin parlayan yıldızı olmaya aday. Hele şu özelleştirme bir rayına otursun, Konaklı devreye girsin, oteller zinciri tamamlansın. Siz görün şu ulu dağa kar yağar gibi nasıl kayakçı yağacak, kâr yağacak!
Raporda bu parlak geleceğin işaret fişekleri mevcut...
Ama bu, kendiliğinden olmaz elbette. Ciddi gayret lazım... Öncelikle, geçen yıl dil getirdiğimiz gibi yeni bir paradigmaya, yeni bir küresel bakış açısına ihtiyaç var. Formülü vermiştik, tekrarlayalım: KARŞILA-AĞIRLA-UĞURLA”
Turistsiz turizm mümkün olmayacağına göre, elbette ilk hedef Erzurum’a turist çekmek. Erzurum’a ayak basan turist sayısını artırmaya yönelik sistemli çabalara ihtiyaç var. Bu çabaların başında, uluslararası boyutta tanıtım çalışmaları geliyor.
Turistlerin geldikleri noktada, havalimanında şehrin güleç yüzü ile karşılanması lazım. Turisti sırf döviz makinesi, kazanç aracı olarak gören bir anlayıştan dadaşça misafirperverliğe geçiş yapmamız gerekiyor.
Dünya gezginlerinin güleç karşılanıp, misafirperverlikle ağırlanmalarının yanı sıra, memnun ve mutlu bir şekilde uğurlanması da sihirli turizm zincirinin son halkasını teşkil ediyor. Bu konuda da gerekli tertibatın alınması gerekiyor.
TANITIM VE REHBERLİK HİZMETLERİNDE ÇÖZÜM ORTAKLIĞI
Tüm turizm faaliyetlerinde kamu-özel sektör işbirliğine ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Turizm, Kültür ve Gençlik Spor Müdürlüğü eliyle yürütülen tanıtım, karşılama, konaklama, ağırlama faaliyetlerinin uluslararası kalite düzeyini yakalayamayacağı kanısındayız. Bu alanlarda profesyonel özel sektör kuruluşlarıyla sürekli işbirliğini gerekli görüyoruz.
KÖİ PROJELERİ DENENMELİ
Mevcut tesislerin halk ve kamu yararına yöntemlerle özelleştirmesi bir an önce tamamlanmalı. Daha önce başlatılan ve Özelleştirme Başkanlığı’nca belli bir aşamaya getirilen bu çalışmaların bir an önce bitirilmesi önem taşıyor.
Başta Turizm olmak üzere diğer yerel kalkınma projelerinde, eski adıyla yap-işlet-devret; yeni yasal adıyla Kamu Özel Sektör İşbirliği (KÖİ) yöntemi devreye sokulmalı. Şehir kalkınmasında bu yöntem sihirli sonuçlar verebilir.
Bunlar öteden beri savunduğumuz şeyler. TURSAB’IN önemsediğimiz raporunu özetlerken, tekrar hatırladık, bir kere daha hatırlatalım istedik!Görelim: “Güle gûş ettiremez boş yere bülbül inler/ Şehriçünmakalatı kim okur kim dinler!”