Raci Alkır isminden ötürü bir teşekkür de Kaygusuz’a...
Erzurum, hayatın her alanında çok değerli isimler yetiştirmiş bir şehirdir. Öyle ki tıptan mühendisliğe, felsefeden dine, edebiyattan resme, siyasetten müziğe, sosyolojiden feza ilimlerine kadar…
Hakikat şu ki:
Çok zengin bir geçmişe ve insan birikimine sahibiz…
(Siz hiç aldırmayın; bir takım dangalakların ‘bu şehirden hiç bir halt olmaz adam da çıkmaz’ türü hezeyanlarına… Çünkü onlar da biliyor ki, yapay zeka bile imdatlarına yetişse yine de müsürlüğe bağlanmaktan öteye geçemeyecekler. )
Anadolu’nun damı hükmündeki bu kadim şehir, bir yandan iklim ve doğa şartlarına karşı ayakta durma istidanı geliştirirken beri yanda da habire cins kafalar yetiştirmiş.
Zaten şu kadar medrese (bugün ki deyimle okul) sayısı da buna işaret etmiyor mu?
Geçmiş yıllarda, Erzurum’da eğitim kurumlarına, caddelere ve sokaklara ya da meydanlara bir takım isimler verilirken kabul edelim ki, çok da gerekli özen gösterilmemiş; hatta şehrin yöneticileri, isim seçerken memleketin kayda değer evlatlarına karşı nobran davranmış.
Neyse şimdi eski defterleri açmanın ne sırası ne de zamanı.
Bugüne bakmak lazım…
Ne demişti Celaleddin-i Rumi, “Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Kabul etmeliyiz.
Bugünün Erzurum’u daha kadirşinas…
Sanatçısının, sporcusunun, siyasetçisinin, bilim insanının isimlerini artık okullara, caddelere, sokaklara ve meydanlara veriyor.
Bühtan etmemek adına diyelim; hoş geçmişte de bu mesele büsbütün ıskalanmış bir husus değildi hani…
Ama bugünkü kadar da göz doldurmuyordu.
Belediyeler başta olmak üzere Milli Eğitim ve Kültür Müdürlüğü artık rahmet-i Rahman’a kavuşmuş olanlar başta olmak üzere, halen hayatta olup mesleğini icra eden nice değerli ismi yeni nesillere unutturmamak için güzel eserler veriyor.
Onlardan biri hiç kuşkusuz ki, Kültür Müdürü Cemal Almaz’ın tamamen münferit gayreti ile yeni kütüphaneye, İsmail Saib Sencer, yani daha meşhur olan ismiyle ”ayaklı kütüphane” adının verilmesidir.
Bir başkası da Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz’n önerisi Vali Okay Memiş’in onayı ile Yıldızkent’teki güzel sanatlar lisesine Raci Alkır isminin verilmesi olmuştur.
O Raci Alkır ki, “türkü” denilince Erzurum’da akla gelen ilk isimlerden biridir ve hiç kuşkusuz ki “Türkünün Paşası”dır.
Geçtiğimiz günlerde, merhum Raci Alkır’ın oğlu sanatçı Vahit Alkır ve bu gelişmede yazılarıyla meseleyi gündeme getiren başyazarımız Mehmet Şener, Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz’u makamında ziyaret edip, gösterdiği çabadan ötürü teşekkür ettiler.
Erzurum artık yetiştirdiği değerli evlatlarının isimlerini, kendileri hayattayken bir yerlere vermeyi gelenek haline getirdi.
Raci Alkır ya da İbrahim Erkal belki isimlerinin çok özel bir liseye ve kültür merkezine verildiğini göremedi, ama misal; Aysun Gültekin yaşarken kendisine bu şehrin ne kadar kıymet verdiğine şahitlik etti.
Gelin biz buna hep birlikte, şehrin yeniden kültürel inkişafı diyelim.