Eğer hususi bir sorunu yoksa,bu ülkede hiç bir vatan evladı, ay-yıldızlı şanlı bayrağımızı layık olmayacağı bir yerde sembol olarak kullanmaz, kullanamaz.
Üstelik bu hususta yasa var;zaten isteseniz de bayrağı ayaklar altına alamazsınız. Almanız durumunda,hakkınızda ceza-i soruşturma açılır. Çünkü bayrağın layık olmadığı bir yerde sembol olarak kullanılması alenen bayrak kanununa muhalefettir.
Dün ERK Haber'de Orkun Çizmeli yazdı. Bu vesileyle öğrenmiş olduk ki, Türkiye Kayak Federasyonu, nerden icap etmişse (genelde bu türden maskaralıklar Amerika'da olur) ay-yıldızlı bayrağı, geçen hafta Palandöken'de düzenlenen müsabakada sporcuların ayaklarını bastıkları tahtanın üzerine yerleştirmiş!
Hakikaten akıl alır gibi değil.
Neresinden bakarsanız bakın,ciddiyetsizlik, saygısızlık ve ruhsuzluktur.
Kayak Federasyon Başkanı Erol Yarar, MÜSİAD'ın eski başkanı, yani muhafazakâr çevreden biri... Lazım gelirdi ki Erol Yarar, bayrağa karşı çok daha saygılı olsun ve federasyonda çalışan kim (olmaz ya) bu hatayı yaptıysa hemen tepki gösterip, gereğini yapsın.
Nerde...
Baksanıza olayın üzerinden kaç gün geçmesine rağmen ne federasyondan, ne de federasyon yöneticilerinden çıt çıkmadı.
Demek ki, bayrağın ayaklar altına alınması Kayak Federasyonu'nu asla rahatsız etmemiş!
En çok da federasyonun genel sekreteri olan bizim Kishalı hocamızı merak ediyorum, bir Dadaş olarak bu rezilliğe nasıl sessiz kaldı?
Erol Yarar'ın bayrak diye bir hassasiyeti olmadığı belli!
Olabilir, bu onun tercihi!
Hatta mümkün ki Erol Yarar,"Ne var bunda? Amerika'da bayrak mayolarda, hatta tuvalet kâğıtlarında bile kullanılıyor" diye bilir.
İyi de Bay Yarar, bir burası Amerika değil. İki, o gün sporcuların ayakları altına serdiğin bayrak her hangi bir sembol ya da arma değil. O anlı şanlı ve hepimizin namusunu ve şerefini temsil eden ay-yıldızlı Türk Bayrağıdır.
Bu mesele, öyle basit biçimde geçiştirilecek türden bir şey değil...
Ben öyle zannediyorum ki,Erzurum Başsavcılığı, Erol Yarar gibi düşünmez.
Çünkü bayrağa yapılan hakaret, şikâyete bağlı bir suç değildir.
Hukukçu değilim ama galiba savcılığın resen harekete geçmesi gereken cürümler arasındadır.
Bu ülkede hiç kimse lâyüsel olmadığı gibi Erol Yarar da "Kimse bana dokunamaz" lüksüne sahip değil.
Kaldı ki, bugün beşinci gününü icra ettiğimiz Afrin Zeytindalı Harekâtı'nın temel misyonu, o bayrak değil mi?
