Soyadını, Saltukoğullarının kurucusu Saltuk Beyin amcası İnanç Beygu dan alacak kadar Erzurum sevdalısı olan Abdürrahim Şerif Beygu, meşakkatle geçen kısa ömrüne büyük hizmetler sığdırmış önemli bir ilim adamı ve örnek bir şahsiyettir.
Ahıska Türkü bir aileye mensup olan Abdürrahim Şerif Beygu, 1893 yılında Erzurumda doğmuş ilk tahsilini Erzurum Numûne Mektebinde yapmış daha sonra devam ettiği Erzurum İdadîsini Birinci Cihan Harbinin çıkmasıyla yarıda bırakmıştır.
Bir ara Albayrak Matbaa ve Gazetesinde mürettip olarak çalışan Abdürrahim Şerif Beygü, Erzurumun Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine ailesiyle birlikte göç kervanlarına katılarak Tokata gitmek için yola çıkmış, bu çileli yolculukta annesini ve eşini kaybedip beş parasız kalmıştır.
Yaşadığı tüm sıkıntılardan sonra yol güzergâhı üzerindeki Sivasta şansı dönen A.Şerif Beygu, Vilayet Matbaasında iş bulmuş bu süreçte katılmış olduğu muallim muavinliği kursunu pekiyi derece ile bitirerek öğretmen olmuş ve ilk öğretmenliğe Erba İptidai Mektebinde başlamıştır.
Kayseride bir müddet yedek öğretmenlik yapan Beygu, tayin olduğu Konyada Darulmuallimine kayıt yaptırmış, burayı bitirdikten sonra öğretmen olmuş, bilahare uzun yıllardan beri özlemini çektiği Erzuruma dönerek Erzurum Sultanisinde görevine başlamıştır.
1923 yılında Bitlis Lisesinin ortaokul kısmına müdür olarak tayin edilmesi kaderin güzel bir tecellisi olmuş, Ahlat Kitabeleri, tanınmak ve keşfedilmek için sanki Abdürrahim Şerif Beyguyu beklemiştir.
At sırtında gördüğü Ahlat Kitabelerini gün yüzüne çıkarmak için olağanüstü fedakârlıkta bulunan A.Ş. Beygu bu aşamada tatillerini bile İstanbul kütüphanelerinde, vakıf ve tapu dairelerinde geçirmiş, eşkıya tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.
Sıtkı Dursunoğlu ,Abdurrahim Şerif Beygunun bu çalışmasını Anadolu Türk tarihinin en bakir ve karanlık safhasını onun AHLAT KİTABELERİ ile tanıdık. Taşın ve yazının kekeme dilini günlerce mihnetli kağnı yollarını aşarak, ev diye oyuklarda yatarak, çok kere ekmeğine katık bulamayarak o çözdü. Büyük müsteşrikler (Batılı bilim adamları) tarafından takdir edilen bu eser, yarınki Anadolu tarihçisinin en kuvvetli kaynağı olacaktır sözleri ile ifade etmektedir.
A.Ş. Beygu, Bitlisteki görevinden sonra 1924 yılında Gümüşhaneye tayin olmuş 1926 yılında Erzurum Erkek Muallim Mektebinde göreve başlamıştır.
Tarihçi olunmaz Tarihçi doğulur sözünü doğrular bir kişiliğe sahip olan A.Şerif Beygu, küçük yaşında tarihe ilgi duymasından dolayı arkadaşları arasında Heradot ismi ile ün yapmıştır.
Kısıtlı imkânlara ve zor şartlara rağmen kültür değerlerinin izini sürmek için olağanüstü bir gayretle çalışan A. Şerif Beygu, Doğu Anadoluyu baştan başa dolaşmış ,gördüğü her kültür mirasını incelemiş fotoğraflarını çekmiştir.
A.Şerif Beygunun Erzurum Tarihi, Anıtları, Kitabeleri 1 isimli eseri bu özverili çalışmanın bir ürünü olmuştur.
Beygu, bu eseri ortaya koyarken çok büyük maddi ve manevi sıkıntılar yaşamıştır.
Ailesinin nafakasından fedakârlık eden Beygu, Erzurum Tarihi kitabını bastırmak için İstanbula gitmiş, burada kaldığı üç buçuk aylık sürede tabir yerindeyse elinde avucunda ne varsa vermiş, bu esnada İnanç adındaki çocuğunun ağır hasta olduğu haberi kendisine ulaşmıştır.
Çocuğunun hastalığı ve eserinin basılıyor olması esnasında Beygu, Erzuruma dönmeyerek bir nevi eserini çocuğuna tercih etmiştir.
Erzurum Tarihi baskıdan çıktığında çocuğunun ölüm haberi kendisine ulaşmış acı ve sevinç arsında kalan A.Şerif Beygu ÇOCUĞUM ÖLÜRKEN ESRİM DOĞDU diyerek yüreğine taş basmış ve beş parasız bir halde Erzuruma dönmüştür.
A.Şerif Beygu, iki cilt olarak çıkarmayı düşündüğü bu eserin ne yazık ki birinci cildini çıkarabilmiştir.
A.Şerif Beygunun 1939 yılında yayımlanan Şimendiferin Kavuştuğu Gün Erzurum isimli bir kitabı da bulunmaktadır.
1931-43 yılları arasında Erzurum Lisesinde çalışan Beygu, artan hastalığı yüzünden Eskişehire kendi isteği ile tayin olmuş 14 Kasım 1944 yılında burada vefat etmiştir.
A.Şerif Beygunun Edibe Hanımla olan evliliğinden beş çocuğu olmuştur.
Arkadaşı Sıtkı Dursunoğlunun ifadesiyle ihtiyar yaşayıp genç ölen A. Şerif Beygunun ismi Erzurum da bir okula verilmiştir.
Beygunun arşivi, ölümünden 72 yıl sonra hayattaki kızı Türkân Hanım tarafından Erzurum kültürüne kazandırılmak üzere bağışlanmıştır.
Bu bağış, Erzurum Teknik Üniversitesinin bünyesinde Erzurum Şehir Arşivinin kurulmasına vesile olmuştur.
Kaynakça.Elmalı Naci-Küçükuğurlu Murat, Erzurumun Yüzleri Abdürrahim Şerif Beygü, Erzurum, 2015