Türkiye'nin en büyük 500 şirketi içerisinde olmak, üstelik o 500'ün de 166. sırasında yer almak, elbette hepimizin göğsünü kabartan bir tablodur.
Dolayısıyla "ERÇİMSAN medarı iftiharımızdır" dersek, hiç de abartmamış oluruz.Erzurum'un hali pürmelali ortada! ERÇİMSAN'ı saymazsanız, hiç bir alanda ilk 200'de olduğumuz bir şirketimiz ya da markamız yok ne yazık ki...
Erzurum, bir sanayi kenti değil; eyvallah... Lâkin Erzurum aynı zamanda bir tarım ya da hayvancılık kenti de değil. Geriye kala kala bir tek turizm kalıyor!
Turizmden muradımız da, kış turizmidir. Belki birinci sırada değiliz ama, hiç olmazsa ilk üç içerisindeyiz. Bu da yarınlara dair umutlarımızı yeşertiyor.
ERÇİMSAN'a dönecek olursak...
Kuruluşundan bugüne kadar gelip geçtiği her evresini yakından bildiğim bir şirket...
En büyük başarılarına da tanığım, yaşadığı sancılı süreçlere de...
ERÇİMSAN'ın toplam mazisi çeyrek asır kadar.
İnsan hayatı için uzun, devlet ve şirketler hayatı için kısa bir zaman dilimi...
ERÇİMSAN bu kısa zaman içinde, bir'den on'lara yükseldi. Çimento sektörünün en büyüğü olmasa dahi en büyüklerden biri artık... Bu sebeptendir ki, en büyükler arasındaki yeri her yıl zirveye doğru yükseliyor.
İnşallah ilk 50 içerisine girdiğine de tanık oluruz...
Peki Erzurum'un ERÇİMSAN'dan beklediği yalnızca bu mu, yani sürekli büyümek mi?
Değil tabii ki...
Biz ERÇİMSAN'ın, büyümesini sürdürmesiyle beraber Erzurum'a da lokomotif olmasını istiyoruz artık...
Gaziantep'te, Kayseri'de, Konya'da bunun örnekleri var.
Önce bir şirket çıkıyor; o şirket büyüyor ve sonra diğer şirketlere cesaret veriyor, ilham kaynağı oluyor, kılavuzluk yapıyor ve her düzgün işe sermaye koyuyor.
Lütfü Yücelik'in de farklı düşündüğünü zannetmiyorum.
Fakat nedense şu ana kadar, ERÇİMSAN'ı bu noktaya getiren ve her taşında imzası olan Lütfü Yücelik bu meselede elini biraz ağırdan alıyor.
Ya bir bildiği var, gününü bekliyor yahut da kafasını kurcalayan ve henüz cevaplarını bulamadığı kuşkuları...
Ağır hantal bir fabrikayı borç harç alıp 20 yıl içinde o fabrikadan bir şirketler zinciri doğuran Yücelik'in, Erzurum sevdasından da cesaretinden de kuşkumuz yok...
ERÇİMSAN öncülüğünde yapılacak her rasyonel atılım, toplumdan da maddi ve manevi destek bulacaktır. Öyle ya eser ortada, başarılar ortada...
Misal; şu güneş enerjisi meselesi...
ERÇİMSAN'ın enerji sektörüyle çok yakından alakadar olduğunu biliyoruz.
Lütfü Bey, bu konudaki düşüncenizi merak ediyorum.
Erzurum'da güneş tarlaları çoğaltılamaz mı, hatta o güneş panellerini üreten bir fabrika bu şehirde kurulamaz mı, çok mu zor ?
Lütfü Bey, "mum dibine ışık vermez" yakıştırması yapanlara vereceğiniz en okkalı cevap, ERÇİMSAN öncülüğünde bu şehre münhasır yeni yatırımlara imza atmanızdır.
Siz korku duvarını aşmış bir kişi ve şirketsiniz...
Erzurum da yeniden ayağa kalkmak için çırpınıp duran ama ciddi sorunlar yaşayan bir şehir...
ERÇİMSAN'a yakışan "haydi takılın peşime koşalım" demektir.