GİRİŞ..
Erzurum Girişimci Kadınlar Derneğinin Kalkınma Bakanlığı SODES projeleri kapsamında desteklediği “TURİZMDE İŞİM OLSUN-BİRTURİSTİK GEZİM OLSUN” isimli Turizm sektörüne ara eleman yetiştirme konulu projesi bu ay sona eriyor.
20 kadın ve genç kızın altı ay süre ile eğitim aldığı proje de kursiyerlere yemek-ve yol ücreti adı altında cep harçlığı da verildi. Pratik ve teorik derslerin işlendiği eğitimler süresince kursiyerlere insan ilişkileri, insanlar ile iletişim, yerli ve yabancı turistlere davranış şekilleri konulu seminerlerde verildi.
Kursiyerler turistik otel ve restoranlara giderek kadın garson ve kadın kat Hizmetlileri ile meslekleri konularında görüşüp bilgiler aldılar.
Proje içerisinde yer alan “bir turistik gezi” programı Güneydoğu İllerine kursiyerlerin, dernek yönetim ve denetim kurulu üyelerinin katılımı ile gerçekleşti. Erzurum dışına çıkmamış kadın ve genç kızlar ile dernek yönetiminden katılımcılar Diyarbakır, Urfa, Mardin, Midyat, Batman, Siirt, Bitlis güzergâhında yapılan geziden oldukça memnun döndüler.
Önümüzde ki günlerde sertifika töreni yapılacak olan eğitim ve bu gezinin en önemli yanı, bugüne kadar bu tür bir geziyi hiç yaşamamış olan kadın ve genç kızlarımıza bunu yaşatmaktı. Bir dernek olarak pek çok projeye imza attık fakat en önemlisi bu idi. Çok verimli ve keyifli bir seyahatti. Gezinin son günü Miraç Kandiline denk geldi. Kursiyerlerimizden bir kızımız hafizelik yaptı yolda bize, Yasin-i Şerif okudu, duamızı yaptık.
O mübarek bölgelerde dezavantajlı kadın ve genç kızlarımıza gezi imkanı tanıyan Kalkınma Bakanlığımıza, Erzurum Valiliğine ve Valilik SODES proje birimine şahsım, yönetim, denetim kurulu üyelerim ve kursiyer bayanlarımız adına sonsuz teşekkürler ediyoruz. Hac da kapınız da aç ta… Türkiye Cumhuriyeti var olsun.
GEZİYE HAZIRLIK
Günler öncesinden gezi gününü belirleyen proje koordinatörü ve sorumlusu “ramazan gelmeden, okullar kapanmadan geziyi yapmamız gerekir” diye kursiyerler ile konuşunca eğitimlerin havası değişti. Sanki dört aydan beri eğitim alan kadın ve genç kızlar birden gonca açtılar. Aman Allah’ım derslerde bir neşe, bir hareketlilik sormayın gitsin.
“yolluk yapalım mı, neler yapalım, kıyafetlerimizi hazırlayalım, Urfa’dan başka hangi şehirlere gideceğiz acaba, bu ay projenin verdiği harçlığı herife vermeyeceğim, orada elime harçlık olsun” daha neler neler…
“Başkanım benim küçük bir oğlum var ,yanıma alabilir miyim, benim kızım ağlıyor ne yapabilirim..”gibi sorular hava da takla atıyor. Soma faciasını da yaşayan bir ülkenin insanları olarak bu tür isteklere daha sağlıklı bakmayı öğreniyorsunuz.
Günü geldi, hazırlıklar tamamlandı ve bir gece Bismillah çekip yola çıkıldı.
Hazırlanan şapkalar, tişörtler, kalem-defterler şapkalar, gezi katılımcılarına dağıtıldı. Otobüsümüzün önüne pankartımız asıldı. İki şoförümüz ve mihmandarımız hazırlandı. Hanımlar otobüs doldurdu. Beş tane de çocuğumuz vardı.
Tarihin taşlara, taşların surlara nakşedildiği şehir; DİYARBAKIR
Hem eskilik hem yükseklik bakımından dünyada birinci sırada yer alan ve UNESCO nun Dünya kültür mirası adayı olan 12.000 yıllık yaşam izleri olan ve 5000 yıllık Surlar ile çevrili şehrimiz Diyarbakır’dayız.
KALE GİBİ BİR YAPI
HASAN PAŞA HANI
Dönemin Diyarbakır valisi Sokullu’nun oğlu vezirzade Hasan Paşa tarafından yaptırılan Han kahvaltı veren işletmelerin mekânı.
Hasan Paşa Hanında Mustafa’nın Kahvaltı Dünyasında 25 çeşit ikramı ile açık büfe kahvaltı bizi bekliyor. Kaymak, tereyağı-bal üçlüsü, otlu peynir le birlikte dört-beş çeşit peynir, o bölgede yetişen zeytin, börekler, bakır sahanda kavurmalı yumurta daha neler neler taze sıcak ekmeklerimize eşlik etti. Niye biz de bir Hasan Paşa Hanı yok diye içten içe üzülüyorsunuz.
“Diyarbakır etrafında surlar var, fitil işler yüreğimde yaram var” diyerek surlara çıkıyoruz.
Çin Seddinden sonra en uzun sur olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5.5 km uzunluğunda ve 7-8 m yüksekliğinde. M.Ö. 349 yılında Bizans İmparatoru Costantinus tarafından yenilenen surların yapılış tarihi tam olarak bilinmiyor. 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici yeri. Gençler Keçi Burcu Mardin Kapısı’nın doğusunda, yontulmuş kaya kütlesinin üzerinde yer alıyor. Surlardaki burçların en eski ve en büyüğü imiş. Gençler surlara çıktılar bizde surların içinde çay ocağında kuşluk çayımızı içtik.
GAZİ KÖŞKÜ’NDEYİZ
Asıl adı Semanoğlu Köşkü olan yapı 15. yüzyıl Akkoyunlular tarafından yaptırılmış. 1. Dünya Savaş’ında karargâh olarak kullanıldığından 1935 yılında belediye tarafından satın alınıp Gazi Köşkü olarak adlandırılıp Atatürk’e armağan edilmiştir. Mardin Kapısının dışında Dicle Köprüsünün batı yamacında, iki katlı olarak yapılmış. Şuan Atatürk’e ait eşyalar, belgeler ve fotoğraflar sergileniyor. Müze olarak kullanılan köşk, Dicle nehri, Hevsel bahçeleri, Kırklar Dağı ve On Gözlü Köprü manzarasıyla görülmeye değer eşsiz güzellikte bir mekân.
Gezi katılımcıları Erzurumlu Hanımlar Gazi Mustafa Kemal’in yalnızca Erzurum da Evi olduğunu zannederken burayı görmeleri çok hoşlarına gitti. Her tarafını ilgi ile gezdi, incelediler. Fotoğraflar çektiler.
Derken, Köşkten görünen, Hevsel Bahçelerinden, Dicle Köprüsü, Silvan Köprüsü, Mervani Köprüsü ve On Gözlü Köprü olarak dört ayrı isimle bilinen On Gözlü Köprüye doğru yol alıyoruz. Köprü Diyarbakır’ın üç kilometre güneyinde eski Silvan yolu üzerinde bulunuyor. Mervanoğlu devrinde M.S 1065 tarihinde Nizamüddevle Nasr tarafından yaptırılmış.