Bazı kurumlar, hükümeti provoke etmek için ellerinden geleni yapıyor!
Maliye, stokçu ve karaborsacıları değil, birkaç bin liralık vergi borcu olan elli yıllık mükelleflerini hapse attırmaya çalışıyor!
Ehli vicdan herkes kabul etmektedir, "Amerika, Türkiye'ye karşı ekonomik darbe girişiminde bulundu"
Yani Amerika, iki yıl önce15 Temmuz'da askeri darbe girişimi ile elde edemediği sonuca, bu kez ekonomi üzerinden ulaşmak istiyor.
Kimse lafı eğip bükmesin, olup bitenler düpedüz Türkiye'ye karşı açılmış bir savaştır.
Ahlaksız herifler artık saklama ihtiyacı bile duymuyor, açık açık soruyorlar:
"Türkiye niye Suriye olmuyor?"
"Türkiye'de niye hâlâ iç savaş çıkmıyor?"
"Türkiye'de halk niye sokağa dökülüp, hükümete karşı isyan başlatmıyor?"
"Bu kadar oyun ve plana karşı nasıl oluyor da Türkiye ekonomisi alarm vermiyor?"
Bu kadar açık ve net bir savaşla başa çıkmaya çalışan Türkiye,bir yandan da kendi içindeki hainlerle boğuşuyor.
O hainler ki, gün bu gündür diyerek...
Stokçuluk yapıyor!
Karaborsacılık yapıyor!
Tefecilik yapıyor!
Zam üstüne zam yapıyor!
Bu alçaklar, her dönemde vardı. Öyle ki üç kuruş daha fazla kazanmak adına, düşmanla bile işbirliği yaptılar.
Rusların Erzurum'u işgalinde, isimleri bugün çok çok büyük puntolarla yazılan kimi ailelerin büyükleri, sırf ihale alabilmek için Rus "kamandar"larına jurnal verip, hemşerilerini sattı!
Kardeşini dahi ihbar eden şerefsizden tutun da, komşusuna iftira atana kadar çeşit çeşit alçak vardı. Öyle ki Rus kamandarlar dahi bu alçakların ihanetine, şaşırıp kaldıkları için özel günlüklerine, "Bu insanlar nasıl bu kadar alçaklaşabiliyorlar?" diye not düşmüşler.
Yüz kusur yıl önce milletine ve devletine ihanet eden o alçakların torunları, bugün dedelerinden devraldıkları hainliği sürdürmeye çalışıyor.
Ortada ciddi bir sorun yokken, kendi kendine kriz üreterek önce sattığı (daha doğrusu stokladığı) mallara yüzde yüzlere varan zamlar yaptı.
Niyedir bilinmez bu alçaklar, başta Maliye olmak üzere devletin her kademesinde öyle bir itibar görürler ki, alenen stokçu ve karaborsacı olmalarına rağmen el üstünde tutulurlar.
Bu şerefsizler....
Birinci Dünya Harbi'nde de vardılar, Kurtuluş Savaşı'nda da..
Namuslu her insan, devletin ve ülkenin içine düştüğü bu kumpastan kurtulması için lokmasını bölüp verirken, arkasına devlet desteği almış o domuzlar, sırıtarak para istiflemeye devam ediyor!
Bir yıldır dükkânındaki rafta duran ürüne, anında yüzde yüz hatta yüzde iki yüz zam yapan bu stokçu ve karaborsacılar, bu ülkeye Trump'tan daha büyük zarar veriyor.
Elbette ki Türkiye bu badireyi de atlatacak ve Allah'ın izniyle er ya da geç düzlüğe çıkacaktır.
Lakin, eğer devlet hafızası diye bir şey varsa, o hafıza,kendisine ve millete meydan okuyan o karaborsacıları asla unutmamalı ve günü geldiğinde onların hesaba çekilmesini sağlamalıdır.
Ne yazık ki Maliye, birkaç bin liralık vergi borcunu ödeyemeyen elli yıllık bir mükellefini hapse tıktırmak için sarf ettiği çabanın yüzde birini bu şerefsiz ve alçak karaborsacılara karşı kullanmıyor!
Şimdi söyleyin bana, bu Maliye mi bu millet için daha tehlikeli,yoksa emperyalist odaklar mı?
Hükümet, ülkenin içerisine düştüğü ekonomik krizden en az zararla çıkılması için tedbir üstüne tedbir alırken, bu alçak karaborsacılar, yasaların boşluğundan faydalanarak milletin kanını emiyor, hem de en acımasız vampir gibi...
Yüz yıl önce kendi kanından ve canından olan kardeşini Rus'a satan hain işbirlikçilerin torunları, bugün de yine aynı duygularla ihanet etmeye devam ediyorlar.
Milleti asıl üzen ne ekonomik kriz ne de yoksullaşmaktır. Milleti asıl üzen, bu alçakların her şart ve ahvalde tekerlerini düze çıkarıp göstere göstere milleti kazıklamalarıdır.
Gerekirse günde bir öğün yeriz, gerekirse ne kadar lüksümüz varsa hepsinden vazgeçeriz...
Lakin bu karaborsacı şerefsizlerin devlet eliyle korunduklarını gördükçe çıldırıyoruz.