Kamudan Özel Sektör Borcuna Limitli Garanti...
Geçtiğimiz hafta sonunda EKK'da alınan merakla beklenen kararlar Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklandı.
Açıklanan kararlar arasında en dikkat çekici olanı özel sektör kredilerine 250 milyar TL tutara kadar Hazine garantisi verilecek olması. Bu kefalet ihracat firmaları için aldıkları kredi için %100, Kobiler için %90, ticariler için %85 olacak.
Bu garantiler ile Hazine'ye gelebilecek yük 17.5 milyar TL ile sınırlanmış (Bu kredi hacminin %7'sine denk geliyor, yani %7 oranında bir takipteki alacak oranı varsayılmış. Bu miktarın üzerini Hazine karşılamayacak. Kredilerin 3 yılda verildiği varsayılırsa Hazine üzerindeki yıllık yük 5-6 milyar TL ile sınırlı oluyor. Bununla ilgili kaynak ihtiyacının yapılacak tasarruflar, bir kereye mahsus gelirler ve bütçede kaydırmalar ile karşılanması hedefleniyor.
Alınan bu önlemin piyasadaki nakit sıkışıklığını aşmaya yardımcı olacağını, kredi büyümesi ve ekonomik büyümeye olumlu katkı yapacağını düşünülüyor (2017 tahmini kredi büyümesinin %15'in üzerine çıkabileceğini düşünülüyor).
Öte yandan, bu ve ileride buna benzer alınabilecek önlemler bütçe üzerindeki riskleri arttırıyor. Dolayısıyla faizler ve enflasyon üzerinde olumsuz etki yapabilir. Ayrıca TL dış şoklara karşı kırılgan olmaya devam ediyor.
Avrupa Merkez Bankası beklentilerin aksine aylık varlık alım miktarını 60 milyar Euro'ya düşürürken alım programını yıl sonuna kadar uzattı. Gerektiğinde alım miktarını arttırabileceğini söylemesi ilk açıklamanın ardından yükselen Euro/ Dolar paritesinde yönü aşağı çevirdi.
Alınan önlemlerin bankacılık sektörüne olan etkisi;Kararların en önemlisi firmaların nakit sıkıntısını rahatlatmak amacıyla Hazine Kefaleti getirerek (Kredi Garanti Fonu vasıtasıyla) 250 milyar TL'ye kadar kredi hacmi oluşturulacak. Bu konuyu biraz açmakta fayda var.
Kamu tarafından bir kredi verilmesi söz konusu değil. Hazine, Bankalar tarafından sağlanan kredilere kefil olacak. Bu kefalet ihracat firmaları için aldıkları kredi için %100, kobiler için %90, ticariler için %85 olacak. Üç yıllık kredi maliyetinin 17,5 milyar TL'ye (17,5 milyar TL'lik bir karşılık ayrılacak) ulaşabileceği belirtildi. Yani 3 yıl içinde bütün bu imkân kullanılsa da Kamu Garantisi olası bir geri ödeyememe durumunda 17,5 milyar TL'ye kadar sınırlı olacak.
Başbakan Binali Yıldırım bu maliyet için bütçe açığının arttırılmayacağını, bütçe kalemleri arasında bir kaydırma ve ilave tasarrufla karşılanacağını söyledi. Bu banka kredi büyümesi için çok önemli. Çünkü sağlanan bu hazine garantisiyle bankalar takibe dönüşme riski olmadan ve risk ağırlık sınıfı TL için %0 ve YP için %50 olan bir kredi verme imkanı bulacaklar.
BDDK Bankacılık sektörünün reel sektöre kredilerinin yeniden yapılandırması için yetki ve imkan veren kararname yayınladı. Daha önce turizm için yapılandırma olmuştu. Diğer sektörlerde de benzer yapılandırma izni bankalara verildi. Artık Bankalar daha rahat bir şekilde yapılandırmaya gidebilir. Bu durum aynı zamanda YP kredilerin ödenmesinde TL'deki değer kaybı nedeniyle oluşan riskin de yapılandırma sayesinde azalmasına yardımcı olacaktır. Bunun karlılığa katkısının olumlu olacağı öngörülüyor.
Genel karşılıkların da hem standart hem de II. Grup krediler için düşürülmesi banka karlılıklarına yıllık bazda %3-4 düzeyinde (yeni krediler için geçerli olacak) olumlu katkı yapması beklenebilir.
Açıklanan önlemlerin genel olarak bankacılık sektörü için olumlu, döviz hareketliliğiyle ilgili direk bir müdahale söz konusu değil. Bu konuda Merkez Bankası politikaları ve kararları etkili olacak.