SAĞLIKHaber Girişi : 03 Mart 2010 18:26

Diyanet-Sen;Kuruluşunun 86. Yılında DİB'in Hala Yasası Yok

Diyanet-Sen;Kuruluşunun 86. Yılında DİB'in Hala Yasası Yok

Bu gün Cumhuriyet’in en köklü kuruluşlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşun 86. yıl dönümünü kutluyoruz.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı, Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak,  milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirmek amacı ile kurulmuş  Anayasal bir kuruluştur.

            Bu gün Diyanet İşleri Başkanlığı merkez, taşra ve yurt dışı kuruluşları ile gerek ülkemizde gerekse Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri’nde din hizmeti ve eğitim hizmetleri sunmaktadır. Bir çok başarılı hizmete imza atan başkanlığımız 100 bini aşkın personeli ile halkımıza ve yurt dışı birimleri ile de yurt dışında hizmetlerine devam etmektedir.

Bu güzide kuruluşumuz ne yazık ki 30 yıldır  Teşkilat Yasası olmadan çeşitli yönetmelik ve düzenlemelerle yönetilmektedir. Anayasa mahkemesince 1979 yılında 633 sayılı teşkilat kanununun birçok maddesi iptal edilmiş, geçen süre içerisinde söz verilmesine rağmen teşkilat yasası bir türlü çıkarılamamıştır.

           

            Diyanet İşleri Başkanlığı Anayasamızda ifade edildiği gibi milletimizi dini yönden aydınlatmak ve din hizmeti sunmak için vardır. İnanç yönünden ülkemizde birliği ve beraberliği temsil eden DİB olmazsa olmaz bir devlet kurumudur.

 

Türkiye Cumhuriyetinin en eski ve köklü kuruluşlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığı personel sayısı itibari ile yüz bini aşmış ülkemizin en önemli kurumlarından biridir.

Böylesi  önemli bir kurumun henüz bir Teşkilat Yasası’nın olmaması büyük eksikliktir.  Diyanet-Sen olarak,  Diyanet İşleri Başkanı’nın seçimle iş başına gelmesini ve özerk bir yapıya kavuşturulmasını istiyoruz. Nitekim 1993 yılında gerçekleştirilen I. Din Şurası’nda DİB’in yapısal olarak değişmesi, kendisini yenilemesi, YÖK ve RTÜK gibi özerkliğe kavuşturulması ve Diyanet İşleri Başkanı’nın seçimle işbaşına gelmesi görüşü benimsenmiştir. Kısaca;  “Özerk Diyanet, Seçilmiş Başkan ve Etkin Din görevlisi” diye ifade ettiğimiz bu görüş kamuoyunda da  destek bulmaktadır.

 

Hazırlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat  Yasa Taslağı bazı yeniliklerin yanın da teşkilatımızın beklentilerine cevap veremeyecek konumdadır. İlgili kişilerin tekrar bu yasa tasarısını  ele alıp geniş katılımlı bir şekilde tartışılarak   eksikliklerin giderilmesi  temennimizdir .

 

Hazırlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda maalesef üst seviyedeki çalışanlar ile alt kademede çalışanlar arasında  ücret konusunda denge kurulamamıştır. Bunun yanında Din İşleri Yüksek Kurulu’nun  işlevi bozulmaktadır ve kurulun uzmanları asli görevlerinden uzaklaştırılmaktadır.    Murakıplık kaldırılırken yerine konulacak sistem maalesef belli değildir.  Genel İdare ve yardımcı hizmetler sınıfında hiçbir iyileştirme yapılmamıştır. Eğitim merkezi müdürlüklerinde kısmi iyileştirmeler vardır, ancak yeterli değildir.

 

            Bunun yanında kurumdaki 10 bine yakın kadro ihtiyacı din hizmetini sıkıntıya sokmaktadır. Din hizmeti boşluk kabul etmez gereğince bu boş kadrolarının bir an önce doldurulması gerekmektedir. Kurumda 4/B statüsünde çalışanların sıkıntıları devam etmektedir. Özellikle farklı şehirlerde çalışan eşler tayin konusunda büyük sıkıntı çekmektedir. Diğer kurumlarda 4/B statüsünde çalışanlara sağlanan tayin, eğitim, ek ders ücreti  gibi konulardaki kolaylıkların kurumumuz çalışanlarına da sağlanması isteklerimiz arasında yer almaktadır. 

 

            Diyanet-Sen olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumun gerisinde kalmamasını, toplumun beklentilerine daha iyi cevap vermesi için yapısal bir değişimin şart olduğuna,  kurumumuzun özerk bir yapıya kavuşturulması ve başkanının seçimle iş başına gelmesi  gerektiğine inanıyoruz.
        
            Sendika olarak dini hizmetlerin cemaatlere bırakılmasından ziyade idari bakımdan siyasi otoritenin etkilerinden arınmış, dini esasları yorumlamasına müdahale edilemeyen  özerk bir yapı ile  yürütülmesini hem dini hassasiyeti olan kimselerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılama,  hem toplumun birlik ve bütünlüğünün korunması açısından daha elverişli görüyoruz.  Bu tür bir çözümün vatandaşıyla barışık bir siyasi otorite için de en iyi çözüm olduğu düşüncesindeyiz.  

Netice olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı ciddi bir devlet kuruluşudur. Siyasi ve ideolojik çekişmelere alet edilmemelidir. Laik devlet yapısı içerisinde DİB’e  yer ve ihtiyaç vardır. Laiklik DİB’in  mevcudiyeti aleyhine bir gerekçe olamaz. Çünkü laik olan devlettir. Halk’ın çoğunluğu  Müslüman’dır. DİB de bu halkı dini yönden aydınlatmak ve din hizmeti sunmak için vardır. İnanç yönünden ülkemizde birliği ve beraberliği temsil eden DİB olmazsa olmaz bir devlet kurumudur. Onun için DİB’in verimli ve yararlı çalışmalarına herkes yardımcı olmalıdır. 1979 yılından itibaren bir türlü çıkarılamayan “DİB Teşkilat Yasası” bir an evvel çıkarılmalı ve Diyanet’in daha verimli ve daha etkin hizmet sunması sağlanmalıdır.

Bu güzide kurumuzu kuran ve gerekli değeri de en güzel şekilde veren başta Cumhuriyetimizin kurucucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu güne kadar kurumda çalışarak hizmet veren ve halen hizmet sunmaya devam eden tüm  meslektaşlarımıza ve yöneticilere hizmetlerinden dolayı şükranlarımızı sunar bu anlamlı günün hayırlı ve başarılı hizmetlere vesile olmasını dileriz.

 

 

 

 

  

                                                                                                     Mehmet BAYRAKTUTAR

                                                                                                  Genel Başkan