Bugün, ulusal ölçekte yayın yapan gazetelerden birinde “Güneydoğu’da İmam Krizi” manşetiyle yerel düzeyde gerçekleştirilen birtakım hadiselerden hareketle, Başkanlık personelimiz, din görevlilerimiz ve hizmetlerimiz hakkında teşkilatımızı ve tüm milletimizi rencide eden yakışıksız birtakım değerlendirmelere yer verilmiştir. Başından beri meşruiyetini aziz milletimizin samimi teveccühünden alan Başkanlığımız, hiçbir ayırım yapmadan toplumun dinî taleplerini yerine getirmek ve bu bağlamda onları bilgilendirmek görevini her durumda ifa etmektedir. Esasen din ve Diyanet, milletimizin hem bireysel hem de toplumsal barışına, özgüvenliğine katkı sağlamak, ebedi mutluluğu elde etmesi için hizmet vermek üzere vardır. İslam’ın inanç ve ibadet umdelerini yüzlerce yıllık bir gelenekle özümsemiş olan halkımız, bu türlü istismarları dün olduğu gibi bugün de çok iyi bilmektedir. Vatandaşlarımız bu türden girişimleri şiddetle reddettikleri gibi Yüce Dinimizin insanlara huzur, barış ve refah taşıyan mesaj ve esaslarını siyasi rekabetin, ayrımcı politikaların bir enstrümanı olarak kullanmaya yeltenenlere de asla itibar etmeyecektir. Din ve dince mukaddes bilinen hususların siyasi çıkarlara, gündelik politikalara alet edilmesi asla kabul edilemez. Din hizmeti veren güzide görevlilerin hak etmedikleri sıfat ve nitelemelerle dile getirilmesi de en hafif deyimiyle kadirbilmezliktir. Halkımız, Müslümanları Allah’ın dini ile aldatmaya cüret edenlerin cehalet ve çaresizlikleri karşısında, dini sadece ve sadece Allah’a hasretmenin değer ve faziletini yüzyılları aşan bir tecrübe, birikim ve engin sağduyusuyla geleceğe taşıyacaktır. Bu vesileyle küresel ölçekte Yüce dinimiz ile ilgili olarak gündeme taşınan olumsuz imgeler ve Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan fütursuz saldırılarla birlikte ülkemizde, halkımızın dinî hassasiyetini politik hasılata tahvil etmek isteyen girişimler karşısında İslam Alemi’nin ve Yüce milletimizin sükunet ve itidalini yitirmeyeceğine olan inancımız tamdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.