Devlet inisiyatif almayacak mı?

Ne yani? Atatürk Üniversitesi’nde giderek kabaran Kürtçülük hareketinin panzehri yalnızca ülkücüler mi?

Devlet inisiyatif almayacak mı?

Bu devlet artık ne vakit Lalapaşa’nın önünden geçenleri bile fişlemekten vazgeçip gerçek tehlikeye odaklanacak?

İbrahim Kalın’ın başında olduğu MİT ne zaman Atatürk Üniversitesi’nde alttan alta kaynayan yangının farkına varacak?

 

Haberler basında çıktı, gerek üniversite yönetimi gerekse de polis anında müdahale etti.

Bu sebepten kıvılcım etrafa yayılıp büyük bir yangına yol açmadı.

Ama…

Mesele, kamuoyunun sandığı kadar basit de değil…

Atatürk Üniversitesi’nde öteden beri alttan alta tüten ama alevi görünmeye bir yangın var.

Ve…

O yangın da:

Kürtçülük hareketi!

Atatürk Üniversitesi, artık eski yapısında değil.

Atatürk Üniversitesi, açılan bunca üniversiteden sonra, özellikle muayyen bir kesimin tercih ettiği yani kozmopolit yapıdan uzaklaşan bir üniversite…

İsmini vermeyeyim, ama bazı fakülteleri var ki Atatürk Üniversitesi’nin neredeyse adeta birilerinin ideolojik tapınağı gibi…

PKK sempatizanları alenen cirit atıyor, propaganda yapıyor.

Ülkücü öğrenciler de işte bu durumdan çok ama çok ciddi biçimde rahatsız.

Üniversite yönetimi de polis de elbette meydanı boş bırakmıyor, ama yetkileri bir yere kadar…

PKK öteden beri Atatürk Üniversitesi üzerine operasyon yapıp durdu.

Bir sonuç elde edemedi ama bir tohum da ekti.

İşte o tohum bugün meyve vermeye başladı!

PKK yancısı öğrenciler, Erzurum gibi bir yerde Ülkücülerle karşı karşıya gelmeyi göze aldılar!

Şayet devlet, bu işi Ülkücülere havale edip aradan sıyrılmak isterse, çok yanlış yapar.

Bu, bir güvenlik meselesidir ve taşeron üzerinden geçiştirilecek bir konu değildir.

Atatürk Üniversitesi’nin birkaç fakültesinde baskın biçimde olan PKK sempatizanı Güneydoğu kökenli öğrenciler artık ses yükseltiyor, “biz varız” diyor.

Bu ciddi tehlike karşısında şimdilik MHP’liler ve Ülkücü gençler bayrak gösterdi, ama soruna çözüm değil.

Çünkü mesele, sağcı-solcu meselesi olmaktan fersah fersah öte…

Bölücü ve yıkıcılar işaret fişeğini ateşlediler.

Besbelli ki devamı gelecek…

Peki bu göz göre göre gelen tehlike karşısında devlet, yalnızca Ülkücü kartını mı kullanacak?

“Haydi yiğitlerim, siz bu kitapsızlara haddini bildirin” demek, bir milli politika olabilir mi?

Ne yani yeniden 80 öncesine mi dönelim?

O birkaç fakülte var ki, o fakülteler PKK sempatizanlarının “merkez üssü” gibi…

Üniversite yönetiminin…

MİT’in…

Emniyet istihbaratının…

“Bilmiyordum” deme lüksleri olamaz.

Açık kaynaklardan aldığımız bilgiler üzerine böyle bir yorum yapabiliyorsak, demek ki devlet daha fazlasına vakıftır.

Atatürk Üniversitesi’nde birileri istiyor ki, (FETÖ ve PKK) Türk öğrenciler ile Kürt öğrenciler birbirlerini boğazlasın.

Bazı odaklar da fişleme yapsın!

Ne ala bir çözüm!

Rektör Ömer Hoca, senin nasıl düzgün bir insan olduğunu biliriz ve buna da her vakit şahitlik ederiz.

Sen asla on yıldır yönettiğin Atatürk Üniversitesi’nin bir kaosa sürüklenmesini elbette istemezsin.

Ama gör artık, isteyenler hem de ölümüne isteyenler var.

Emniyet müdürünü tanımıyorum; bu sebeple hakkında olumsuz bir yorum yapmam…

Lakin Vali Mustafa Çiftçi’ye sesleniyorum:

Sayın Vali, Atatürk Üniversitesi bir yangının odak noktası yapılmak isteniyor. O küçük çaplı gibi görünen öğrenci kavgası aslında bir siren sesidir.

Takdir sizin…

Keşke bu konuları kendine dert edinen vekillerimiz olsaydı da onlara da seslenseydik.

Ne acı değil mi?

Yarın o üniversitede kan akarsa “bu da nereden çıktı” diye dizlerinizi dövmeyin.

Çünkü Çarşamba, Perşembenin gelişini haykırıp duruyor.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Cem özen 03 Mayıs 2024 11:07

    Atatürk üniversitesi yönetilmiyor artık sürünüyor güvenlik yoksa polis çağırın kardeşim çay içmek için maaş almıyorsunuz sabahtan akşama kulübede oturup güvenlik olmaz. Özellikle yazıyorum 2 noktada polis dursun girişte kimlik ruhsat kontrolü yapmadan araç almayın lütfen canımız güvenlikte değil. Veya içme sarhoş olma fuhuş yeri brlirleyin orada ne hslt işliyorlarsa işlesinler kampüsün ortasında caminin ilahiyatın önünde bu iş yapılmaz ayıp tır.

  • dadaş 30 Nisan 2024 13:46

    atatürk üniversitesi'nde önce eğitim kalitesi eski standartlarına kavuşturulmalıdır. eş dost akraba ilişkiliyle alınan sözde akademisyenlerin üniversiteye katacağı bir şey yok. ülkemizin en köklü üniversitelerinden birinde akademisyen kalitesi berbat.

  • cemil gör 29 Nisan 2024 20:07

    hakikat ehli yazmış ama abartmamış gerçekten güvenlikçiler resmen arabada fuhuşa birşey demiyor. yanıbaşlarında aşk yolu denen hastane diyaliz yolunda gece 1 -2 de arabanın içinde ne oluyor kardeşim. hastane bahçesinde bu iş olmaz. yanıbaşında okul var. ayıptır. eskiden çamlıga inerlerdi şimdi oda yok. resmen namsusuzluktur bu. güvenlikçler çay demleyip kulübede oturarak güvenliği sağlayamaz. özellikle siyah reno megan resmen hızla geçip gidiyor sanki ralli yapıyor biraz yavaş git arabaları kontrol et kimlik sor. senin görrvin bu. gecenin 2 sinde bira şişeleri kız erkek alem yapıyor. özellikle diyalize inen yolun kapanması lazım.resmen kampüse girip kendini güvene alıp arabada görüşme yapıyorlar. engelleyin kardeşim garaj okuma salonunun ne işi var orada. resmen dışarıdan elini kolunu sallayan giriyor. etrafına dikenli tel çekin veya duvar örün. yani üniversitede aşırı bir güvenlk sorunu var. trafk sorunu var ve gayrimeşru ilşki saorunu var. çare güvenliğin yabancı araç girişini engellemesidir. saat 11 den sonra kampüste yabancı aracın ne işi var. üniversitede pkk sorunu yok namussuzluk sorunu var.

  • Eskidadas 27 Nisan 2024 07:09

    Hakikat Ehli en kısa zamanda bir piskologa başvur, sonra sakinleştikten sonra ,üniversitenin hakkında bir tezin varsa hocalara danış .

  • HAKİKAT EHLİ 26 Nisan 2024 18:13

    30 Yıllık üniversite personeli olarak yaşadıklarımdan gördüklerimden utanıyorum. Benim nazarım da üniversite demek fuhuş yuvası demek. Şişeyi alan kampüse, fuhuş yapan kampüse. Ve işin en acı tarafı da müdahale edince suçlu sen oluyorsun. Çünkü öğrencinin kampüs içinde özgürlüğü var her şeyi yapabilir serbest. Gözünün önünde fuhuş yapsa dahi senin onu uyarmaya hakkın yok. Fuhuş yapar ve canı istediği zaman gider sen karışamazsın bir şey diyemezsin. öğrenci veli nimetimizdir bir şey demeye ne hakkımız var. Allah sonumuzu hayır etsin nesil çok ama çok bozuldu. DİN YOK,NAMUS YOK,AR YOK,EDEP YOK,AHLAK YOK...Biz anne babalar eserimizle gurur duyabiliriz. Öyle ye hukukta, tıpta, eczacılıkta, edebiyatta, ziraatta, güzel sanatlarda, işletmede okuyan oğlumuz kızımız var.Ve yarın bunlar devletin üst kademelerin de yönetici olacak ve bizi yönetecek.

  • özmen bahar 24 Nisan 2024 22:25

    sayın yazar pkk yı erzurumda üniversitede değil. ülkenin göbeginde mecliste arayın. üniversitede dediğiniz eylem olmaz ama trafik de kan akabilir gerçekten defalarca girdim çıktım kimse ruhsat falan istemedi. kimsenin talaşaında deil.

  • Akademik yorumcu 23 Nisan 2024 23:38

    Üniversitede 1 tane Pkk riski yok nereden çıkarıyorsunuz bilmiyorum ama bu vebaldir. Trafik var trafik karmaşası var ama dediğiniz pkk tehlikesi yok. Trafiği bozanda yabancı araçlar. Girişte ruhsat verseler aslında em ufak sorun yaşanmayacak

  • Mustafa temi 22 Nisan 2024 20:11

    Daha yeni kampüsten geçtim gerçekten de rektörlük arkası kortlarda abartılı bir kalabalık var. Ve her gelenin kampüse alındığını ilk burada görüyorum. Hele bir araştırma üniversitesi olmuş bir kurum böyle elini kolunu sallamanın girebileceği bir yer olmamalı. İlahiyat önü resmen üniversite değil de sanki bir eğlence yeri bar disko gibi. Yabancı araçların ne işi var. Güvenlik zafiyeti var gibi bu kadar yabancı araç normal değil. Kimlik kontrolü veya ruhsat kontrolü yapılsın resmen rezalet bir durum. Kampüse arabayla girilmez yabancılar içeri alınmaz park edip girmeli. Bir öğrenim kurumunda yabancı aracın ne işi var.

  • KEREM 22 Nisan 2024 15:14

    Erzurum birileri için artık sansasyonel eylem ve hareketlerin odağı olmuş ve nitekim birileri için sürekli manipule edilerek gündeme getirilmeye çalışılmaktadır. Tabiki akıllara neden Erzurum sorusu gelmektedir.Bunun birçok nedeni olmakla birlikte milliyetçiliğin ve kardeşliğin bir arada yürüdüğü farklı etnik kökenleri bünyesinde şimdiye kadar sorunsuz bir şekilde yoğurmuş ve kaynaşmış bir şehir yapısına ve kültüre sahiptir.Tabiki de her yeni duruş,oluşum birilerinde cezbedici etki yaratsa da heyecan uyandırsa da toplumda buna ayak uydurmaya çalışır ise o zaman bu kültürde yeri ve anlamı olmayan bir durum ortaya çıkacaktır.Bu da bu şehre ve bu şehirde yaşayan onurlu insanlara bir ihanet niteliği taşımaktadır.Gelelim sayın editör sizin konunuz olan ülkücülerin tutum ve davranışına tabiki de şu akıldan çıkmamalıdır ki ülkücüler vatanına milletine sadık ocaklarda fikri mücadeleye özümsemiş, fikrin oluşum evresinde milli ve manevi duyguları yüreğinde cesaret örsünde ezmiş yiğit insanlardır.Ancak şu bilinmelidir ki tabiki de ülkücüler her türlü ortam ve platformda bunu savunabilecek kabilliyet ve feragate sahip insanlardır kimsenin de bir tereddüte yada endişeye düşmesine gerek kati surette yoktur.Netice itibariyle günümüz şartlarında devletimizin kolluk kuvvetleri her zamankinden daha güçlü,kararlı ve mütekabiliyet yetkisi ve haberalma gibi olguları yeterli seviyededir, konunun gerek ünv yönetimi gerekse kolluk kuvvetleri nezdinde çözüme kavuşturulması herkes için daha hayırlı olmakla birlikte ileriye dönük oluşacak kin ve nefret duygularının da önüne geçmesi adına daha doğru bir davranış olacaktır.Üniversiteler güven ve sükunet ortamının en iyi olması gereken kurumlardan biri olmakla birlikte geleceğimizdir ve yeri etnik çatışmalar değil bilimsel yarışlar ile adından söz ettirmelidir.ben gerek ülkücü hareketin büyük bir vakar ve sükünet ile konudan uzak duracağına kışkırtmalar ve ayrılıkçı düşüncelere değer vermeyerek feraset ile bu süreçleri atlatacağına inanıyor ve Allah o günleri bize göstermesin devletimizi başımızdan eksik etmesin en ufak tereddüt ve düzensiz ortamda ülkücülerin her daim hazır ve devletinin emrinde, milletinin dualarında, ülkesinin bütünlüğü içerisinde hareket etmekten vazgeçmeyecek cesarete de gözü karalığa da sahip serdengeçtiler olacaklardır.Ama şimdi değil Allah o günleri bu ülkeye bir daha yaşatmasın Devletimiz ve devletimizi besleyen damarlar olan unsurlar görevinin başındadır.

  • ali er 22 Nisan 2024 11:20

    Üniversiteyim dediğiniz gibi kürtçülük pkk ile tek oluşum burada yok. Üniversiteyi karalamayın lütfen. ülkücüler de yok artık güzel atlarına binip gittiler ülkücü de yok ülkücü reisler de yok. Üniversitenin tek sorunu şu an trafik sorunu özellikle rektörlük ilahiyat arasındaki tenis kortları artık bizi huzursuz ediyor gece gündüz bayram ramazan dinlemeden o bölgede aşırı bir kalabalık oluyor trafik kilitleniyor yola konulan atlatmalar bu trafiği daha da kilitliyor ve kazalara kavgalara sebep oluyor. Atlatmalarda yavaşlıyorum arkamdan korna çalıp duruyor kavga mı edeyim. Niçin bir trafik lambası koymuyorlar. Tüm dünyda trafik lambasıyla trafik düzenleniyor koskoca 60 senelik kampüste köy yolu gibi yola atlatma atıyorsunuz. sanayiden adam gelip aracının amortisörlerini burada test ediyor atlatmalardan hızla geçiyor amortisörü patlak mı değil mi test ediyor ve olan bize oluyor. lütfen derya hanım bu konuyu dile getrin. can ve mal güvenliğimiz bu kampüste kalmadı. Trafik terörü var ve sayın rektörümden, emniyetten, valimizden rica ediyorum lütfen bu atlatmaları kaldırıp modern bir trafik ışığı takılsın. trafik teröründen canımız yanmasın.