Temellerini attığı eserine gururla sahip çıkıyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 28 Ekim’de arkadaşlarına, “Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi.
Ancak bu tarihten neredeyse dört yıl önce, Erzurum’da işaret fişeğini ateşlemiş yaverine, “Yaz çocuk, yeni kurulacak devletin şekli cumhuriyet olacak” demişti.
KURTULUŞ MEŞALESİNİ TUTUŞTURAN ŞEHİR: ERZURUM
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Erzurum’a, Erzurum da O’na çok güvendi. Bu iki babayiğit sırt sırta vererek, işgalci emperyalistlere karşı kıyam etti. Tıpkı bugün olduğu gibi o gün de himaye ve mandayı savunan ruhsuz ve vicdansızlar vardı. Lakin tıpkı bugün olduğu gibi yüreklerini vitrinde satışa sunan hainlere karşı, vatanperverler, milli düşünen aydınlar, yürekli devlet adamları, kahraman askerler ön saftaydı, cephedeydi ve bu güzel insanlar öylesine inanmışlardı ki, en zifiri bir karanlıktan bile korkmadılar. Çünkü biliyorlardı ki, Erzurum’da kurtuluş ve hürriyet meşalesi artık tutuşturulmuştu.
ATATÜRK, ERZURUM’A İNANDI VE GÜVENDİ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk gerek Nutuk’ta gerekse muhtelif konuşmalarında sık sık Erzurum Kongresi’nin ehemmiyetine vurgu yaparak, Anadolu’nun çatısı bu kadim şehrin, bir milletin mukadderatının tayininde nedenli tesirli bir vazife gördüğünü söylerdi. Bugün artık ikinci yüz yılından gün alan asırlık genç cumhuriyet, milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesini taçlandıran bir abidedir ve işte bu abidenin temellerinin atıldığı şehir de elbette ki Erzurum’dur. Bu sebeptendir ki, Cumhuriyet Bayramı, Erzurum’da emsalsiz bir coşkuyla idrak edilir ve cumhuriyetin umdelerine sahip çıkılır.
ERZURUM CUMHURİYETİ, CUMHURİYET DE ERZURUM’U SARIP SARMALADI
Erzurum, tarihteki kültürel birikimiyle nasıl ki kadim bir vatandır; Erzurum, aynı zamanda bir cumhuriyet şehridir. Hürriyet aşkına kapılarını Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya açmış O’nu ve arkadaşlarını 52 gün misafir etmiş, sonra da çizilen yol haritasının öncü neferlerinden biri olmuştur. Dolayısıyla 99 yıl sonra da aynı duygu ve heyecanla bugün eserine sahip çıkıyor, bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor, gözünü budaktan sakınmıyor. Hilton Otel’deki cumhuriyet resepsiyonu ve bundan önceki törenler, etkinlikler bunun bir timsalidir. Hani yediden yetmişe deniliyor ya, hakikaten de öyle… Erzurum, izzet ve ikbalinin muhafızı olan cumhuriyeti canı gönülden seviyor.
ERZURUMLU DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE AYNI KUTLU DAVANIN SAVUNUCUSU
Erzurum bugün de laf olsun diye değil, inandığı ve içselleştirdiği için haykırıyor: “Yaşasın cumhuriyet, yaşasın tam bağımsızlık, yaşasın özgürlük.” Gururluyuz ve sevinçliyiz. 99 yıl sonra milletimizin ortak paydası olan cumhuriyetimiz ve devletimiz öyle büyük işlere imza attı, öylesine hayali bile kurulamayan plan ve projeleri kuvveden fiile geçirdi ki, bu yüzden çocuklar gibi şeniz. Tabii ki işte tam da bu yüzden ceddimize karşı mahcup ve boynu bükük değiliz. Elbette durmayacağız, elbette rehavete kapılmayacağız, elbette çağın dilini konuşup zamanın gereğine göre hareket edeceğiz. Çünkü biz Türkler, “suyun uyuyup düşmanın uyumadığını” en iyi bilen bir millettir.
Sayın Şener, Atatürk' ün vefat saatinde Erzurum da ilk defa sirenler çalınmadı. Yani saygı duruşu yapılmadı. Bunu kınıyorum. Sebep olan kimse Erzurum halkına şikayet ediyorum.