Cumhuriyetimizin 98. yılı kutlu olsun! 1923'te yanan bağımsızlık ateşi hiç sönmeyecek...
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Benim en büyük eserimdir" dediği Cumhuriyet 98. yaşında...
Cumhuriyetimizin 98. yılı kutlu olsun! 1923'te yanan bağımsızlık ateşi hiç sönmeyecek…
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yaktığı bağımsızlık ateşiyle kurulan Cumhuriyetimizin 98. yılı kutlu olsun!
Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda "Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir." ifadeleriyle tanımladığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta aynı heyecan ve coşkuyla kutlanıyor.
Koronavirüs salgını önlemleriyle ülkenin dört bir yanında düzenlenecek törenlerin yanında; sokaklar, caddeler ve binalar Atatürk posterleri ve bayraklarıyla doldu.
İLK TÖREN ANITKABİR'DE
29 Ekim nedeniyle ilk tören Ankara'da Anıtkabir'de düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki devlet erkanı, sabah saatlerinde Ata'nın huzuruna çıkarak çelenk bırakacak.
Devlet erkanının Ata'nın huzuruna çıkmasıyla başlayacak kutlamalar, gün boyu sivil toplum örgütleri ve belediyelerin etkinlikleriyle devam edecek.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin ilanının 98. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile kahraman silah arkadaşlarını minnetle andığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında "Cumhuriyetimizin 100. yılı ufukta belirmişken, Türkiye'yi tökezletmeyi amaçlayan hiçbir sinsi saldırının bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
CUMHURİYETİ KURAN VE YAŞATAN KADINLAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhuriyeti Kuran ve Yaşatan Kadınlar" programında yaptığı açıklamada "Türkiye'nin demokrasi ve kalkınması davasına beşeri sermayemizin güçlendirilmesine, kültüre, sanata, spora katkı sağlayan, alın teri döken, anne, eş ve evlat olarak başımızın tacı tüm kadınlarımızın Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Kadınlarını dışlayan bir toplum gücünün ve potansiyelinin yarısından vazgeçmiş demektir." diye konuştu.
ADALET BAKANI GÜL: GÜÇLÜ BİR GELECEĞİN TEMİNATIDIR
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “İstiklal Harbimizi Cumhuriyetle taçlandırarak, milletimizin tarihe vurduğu bağımsızlık ve egemenlik mührünü tüm dünyaya 98 yıl önce bugün ilan ettik. Egemenliğine kurulan her türlü tuzağa rağmen, iradesine, ülkesine ve demokrasisine sahip çıkan, birlik ve beraberlikle pek çok badirenin üstesinden gelen aziz milletimiz, bugün bir 29 Ekim’e daha kavuşmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve şanlı ecdadımızın bizlere bıraktığı bu kutlu mirasa ebediyen sahip çıkacaktır. Cumhuriyet, vatan sevdalısı ve istiklal aşığı milletimizin güçlü ve güven dolu bir gelecek inşa etme arzusunun tükenmez ilham kaynağı, sarsılmaz teminatıdır” ifadelerine yer verdi.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖZER: MİNNET VE SAYGIYLA
Cumhuriyet'in, tüm imkansızlıklara, zorluklara ve umutsuzluğa karşı milletin yeniden ayağa kalkması, bir milletin özünde var olan birlik ve beraberlik iradesinin gerektiğinde tek söze ihtiyaç duyulmadan ortak bir bilinçte vücut bulması olduğunu vurgulayan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Cumhuriyet'in, demokrasinin ve bağımsızlığın bu güzel vatanda insanca, özgürce ve onurlu yaşamanın güvencesi olduğunu aktardı.
Cumhuriyet'in çocukların gözlerindeki umut, yarınlara duyulan güven ve fikri, irfanı, vicdanı hür yaşamanın değişmez gereği olduğunu dile getiren Özer, şunları kaydetti;
"Bizler, bugün bu faziletleri gelecek nesillere anlatmanın ve aktarmanın büyük sorumluluğunu taşıyoruz. Bize Cumhuriyet'i armağan etmek için hayatlarını ortaya koyan, başta Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kahramanlarımızın, aziz şehitlerimizin hatıralarını rahmet, minnet ve saygıyla yad ediyorum. Bu duygularla öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, velilerimizin ve tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum."
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: YAŞASIN CUMHURİYET
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim nedenyile yayınladığı mesajında şu ifadelere yer verdi;
"Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki milletimizin, binbir emek ve fedakarlıkla kurduğu Cumhuriyet, ‘Bilhassa kimsesizlerin kimsesi’ olmak üzere inşa edilmiş, egemen güçlere karşı kazanılan zaferlerin ardından, milletimizin hiçbir ferdi öksüz kalmamıştır. Günümüzde, ekonomik ve siyasi bir buhranın içerisinde bulunan ülkemizin, yine aynı ilkeye, sıkı sıkıya bağlanması şarttır. Milletimizin kara kışı atlatabilmesi için, Cumhuriyet’in en temel değerlerinden biri olan ‘Sosyal Devlet’e ihtiyaç ne kadar fazla ise, mevcut iktidarın uygulama ihtimali de o kadar azdır. Bu nedenle, kalbinde millet ve Cumhuriyet sevdası taşıyan bizlerin ilk hedefi, aç ve açıkta tek bir kişi kalmayacak şekilde halkımızı kucaklayarak, kara kışı atlatmaktır. Ardından yapılacak ilk seçimde millet iradesi tecelli edecek, Cumhuriyet, ‘Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti’ ilkesi temelinde, tüm kurumları ile tesis edilecek. İşte o büyük gün geldiğinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetleri aşmak üzere, Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandıracağız. Milletimize söz verdik, başaracağız. Bu duygu ve inançla 98’inci yaşını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’mizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı Önderleri ve şehitlerini, terörle mücadelede şehit olan kahramanlarımızı rahmetle anıyorum. Gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet.”
CUMHURİYET'E GİDEN YOL!
Osmanlı Devleti, 1876 yılına kadar mutlak monarşi, 1876-1878 ve 1908-1918 arasında meşruti monarşi ile yönetilmişti. I. Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğramasının ardından işgale uğrayan Anadolu'da halkın işgalcilere karşı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verdiği Millî Mücadele, 1923 yılında millî güçlerin zaferi ile sonuçlandı. Bu süreçte, "Büyük Millet Meclisi" adıyla 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanan halkın temsilcileri, 20 Ocak 1921'de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adlı yasayı kabul ederek egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu ilan etmiş ve 1 Kasım 1922'de aldığı kararla saltanatı kaldırmıştı. Ülke, meclis hükûmeti tarafından yönetilmekteydi.
27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve yerine meclisin güvenini kazanacak yeni bir kabinenin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, yönetim biçiminin Cumhuriyet olması için İsmet Paşa ile birlikte bir yasa değişikliği tasarısı hazırlayarak 29 Ekim 1923'te Meclis'e sundu. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda yapılan değişikliklerin kabulü ile Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiş oldu.
101 PARE TOP ATIŞIYLA DUYURULDU
Cumhuriyetin ilanı, Ankara'da 101 pare top atışı ile duyuruldu ve 29 Ekim gecesi ile 30 Ekim 1923 tarihinde başta Ankara olmak üzere tüm ülkede bir bayram havasında kutlandı.
Cumhuriyetin ilanından ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi.
ATATÜRK: TÜRKİYE CUMHURİYETİ MESUT, MUVAFFAK VE MUZAFFER OLACAKTIR
Cumhurbaşkanı unvanıyla kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın Meclise hitabı TBMM kayıtlarında şöyle yer aldı;
"Efendiler; asırlardan beri Doğu'da haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu.
Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti.
Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Arkadaşlar; bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı'nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.
Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde yapışarak, kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır."
CUMHURİYET BAYRAMI'NIN KABUL EDİLMESİ
Cumhuriyet ilan edildiği sırada henüz 29 Ekim günü bayram ilan edilmemiş, kutlamalar konusunda bir düzenleme yapılmamıştı; 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günündeki şenlikleri halk kendiliğinden organize etti. Ertesi yıl, 26 Ekim 1924 tarihli 986 numaralı kararname ile Cumhuriyet'in ilanının 101 pare top atılarak ve planlanacak özel bir programla kutlanmasına karar verildi. 1924 yılında yapılan kutlamalar, daha sonra yapılacak olan Cumhuriyet’in ilanı kutlamalarının başlangıcı oldu.
2 Şubat 1925'te, Hariciye Vekaleti'nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı; 19 Nisan'da ise teklif TBMM tarafından kabul edildi. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, Cumhuriyet'in milli bir bayram olarak kutlanması resmi bir hüküm şekline geldi. Cumhuriyetin ilan edildiği gün, 1925'ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde resmî bir bayram olarak kutlanmaya başladı.
Hükûmet 27 Mayıs 1935'te milli bayramlar hakkında yeni bir düzenleme yaparak ülkede kutlanan bayramları ve içeriklerini yeniden belirledi. Daha evvel Meşrutiyet'in ilan günü olan Hürriyet Bayramı ile Saltanatın kaldırılış günü olan Hâkimiyet Bayramı milli bayramlar arasından kaldırılarak kutlanmasına son verildi. Cumhuriyet'in ilan edildiği gün 29 Ekim "ulusal bayram" olarak ilan edildi ve devlet adına yalnız o gün tören yapılması karara bağlandı.