Uzun yıllar önceydi. Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer sanırım Nokta dergisi yapmıştı.
Her salataya maydanoz olan ve milyarda bir de olsa bilmediği hiç bir şey olmayan entellerimiz
var ya hani...
Ha işte, Nokta tam da bu entel dantelleri büsbütün madara edecek bir muziplik yapmıştı.
Dergi önce Latince'ye benzer bir kelime uyduruyor, sonra telefonun başına geçerek, o günün Türkiye'sinde bi hayli ünlü olan bazı tiplere, "... Efendim malumunuz dünyada artık böyle bir hastalık var, en çok da gelişmiş toplumlar bu hastalığa yakalanıyor. Ülkemizde de baş gösterdiği söyleniyor. Bu hususta neler söyleyebilirsiniz?"
Ne böyle bir hastalık var, ne de öyle bir kelime ya da isim...
Entel sazanların neredeyse tamamı, iri iri harflerle bu hayali kavram üzerine ahkam kesip, görüş serdediyor. Galiba bir iki kişi, "... hayır kardeşim böyle bir hastalık duymadım, dolayısıyla hiç bir bilgim yok" demişti.
Dergi, o haftaki kapağında bu trajediyi işledi ve "işte bizim entellektüellerimizin hali budur" demeye getirmişti.
"Çorum dünyanın merkezi" başlıklı A.A. haberi bana işte bu eski gazetecilik cinliğini hatırlattı. Fakat A.A'nın yaptığı tabii ki ramazan şakası filan değildi. A.A düpedüz zokayı yemiş!
Şakacı bir genç, geçtiğimiz ocak ayında bir internet sitesine, ilmi tabirlerle de süslediği bir bilgi koyuyor. Diyor ki, "NASA tespit etti. Dünyanın merkezi Çorum"
Elbette bu kadar yalın değil, dedik ya bi hayli süslemiş. Anlaşılan o ki, A.A'nın haber peşinde koşan(!) ama aradığı haberi hayatın içinden değil de, masa başında bulmanın derdinde olan muhabir, internet sitesinde bulduğu o bilgiye balıklama dalmış.
Keşke sadece A.A dalmış olsaydı, televizyonlar da tekmili birden içtima oldu, aynı haberi Çorum'dan yaptıkları canlı yayınlarla köpürte köpürte verip durdular.
Yaptıkları habercilik televizyonculuk adına tam bir kara mizahtı...
Peki Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ve Çorum Hitit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Reha Metin Alkan ve daha bir çok önde gelen Çorumlu dostlara ne demeli?
Belediye Başkanı Külcü, değil mi ki siyasetçi; mümkün ki, bu türden bir habere bigane kalamazdı. Kaçacak yeri de yoktu ayrıca, çünkü televizyon mikrofonları burnunun dibine dayanmıştı!
Peki aynı zamanda bir bilim insanı olan rektör Alkan'a ne demeli?
Televizyonda gördüğüm kadarıyla, aynı Çorum'da yapılan sokak röportajında, sade vatandaşlar meseleye daha ihtiyatla yaklaşıyordu. Hele bir vatandaş vardı ki, Çorum'un dünyanın merkezi olamayacağını söylerken, coğrafyaya dayalı gerekçe sunuyordu.
Rektör ve başkan ise, en az kendilerinden emin oldukları kadar aldıkları haberin doğruluğundan da emindiler!
Bir an varsayın ki haber doğru.
Bu durumda başkan da rektör de övünmekte çok haklı olurdu. Gerçi kendilerinin bir başarısı ya da tasarrufu belki olmayacaktı, ama birer Çorumlu ve de kamera görünce dayanamayıp konuşan iki kocaman adam olarak ne kadar gurur duysalar azdı!
Eskiler demiş ki, "Kadın, erkeği rezil de eder vezir de." Şimdi aynı şeyi internet dünyası ve de o internet dünyasının kuyruğuna takılıp giden A.A ile saçmalıkta yarışan televizyonlar yapıyor!
Alın size kapak olsun...
Hadi görün bakalım ki dünyanın merkezi neresiymiş!
O hınzır gencin yaptığını, Çorumlu bile Çorumluya yapmamıştı...
