Çığ mı öldürüyor, ihmal mi?

28 yıl önce altı yavrumuzu, şimdi de bir milli sporcumuzu kurban verdik…

Çığ mı öldürüyor, ihmal mi?

Takvimler, Aralık ayının 29’nu gösteriyordu; yıl 1996’ydı…

Palandöken’deki Dedeman Oteli’nin pistlerinde, binlerce kişi kayak yapıyor, kışın ve karın keyfini çıkarıyordu.

Otele ait bir kar aracı ise, kalabalıktan biraz uzakta pist eziyordu. Aşağıda da kayak eğitim alan 10 öğrenci, hocalarının nezaretinde antrenman yapıyordu.

İşte ne olduysa o esnada oldu, yüksek bir tepeden kopan çığ, önce kar aracını altına aldı sonra da hep beraber öğrencilerin üzerine yıkıldı.

O acı kazada ne yazık ki, 10 öğrencinin altısı can vermiş, dördü de ağır yaralanmıştı.

Aradan 28 yıl geçti.

Takvimler yine Aralık ayının son günlerini gösteriyor.

Yine çığ, yine öğrenci, yine acı dolu bir son…

Bu sefer de, judo milli takımın sporcularından Emre Yazgan’ı kaybettik ne yazık ki…

Emre’nin İkizi başta olmak üzere, dört sporcu da yaralandı.

Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi, maalesef ülkemizdeki kayak merkezlerinde de elim hadiseler vukuu buluyor.

Öyle ki…

Dağlarda bir ses önce çığlığa, sonra da çığa dönüşebiliyor.

Palandöken’de de olan bu…

Pekii çığ gelmesi olmasa bile ölümlü sonuçlar engellenebilir miydi?

Tabii ki evet; engellenebilirdi.

Mahkeme kararıyla da sabitti, 28 yıl önceki facia tamamen insan ihmalinin neticesiydi.

Çığ düşmesi muhtemel bir alanda siz motorlu araç çalıştırırsanız, olacağı felakettir.

Bu son olayda durum nedir?

Kendimi bilirkişi ya da yargı yerine koymuyorum.

Zaten bu hususta adli ve idari soruşturma anında başlatıldı. Daha net bilgiler, o soruşturmanın nihayetinde belli olacak.

Lakin…

Çığın geldiği Sultan Sekisi tabir edilen o mevkii ne kayak yapmak ne de başka etkinlik için tavsiye edilen bir yer değil.

Hatta çıkılmasında kayda değer mahsurlar var.

Öte yandan tam bir gün önce Erzurum Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, Erzurum için çığ uyarısında bulunuyor, sanki de kırmızı alarm veriyor.

Bu iki gerçeğe rağmen, o sporcuları alıp tekin olmayan sahaya götüren kimse, işte kişinin ciddi bir ihmali söz konusudur.

Elbette ki kastı yoktu, elbette ki muradı kimsenin hayatını tehlikeye atmak değildi.

Çünkü o kişi de aynı grubun içerisindeydi…

Kasıt yok; ama ciddi sorumsuzluk mevcut.

Millet olarak, “bize bir şey olmaz” anlayışını ne neredeyse amentü bellemişiz.

Aşırı ölçüde özgüvene sahibiz.

Ve fakat görüyoruz ki, tabiatın şakası da yok, toleransı da…

Nerede olursa olsun…

Siz, karla yüklü bir tepenin dibinde ses oluşturacak biçimde yürürseniz, çığa davetiye çıkarmış olursunuz.

28 yıl önce altı, şimdi de bir evladımızı kaybettik.

Geride onlarca acılı insan kaldı.

Acı tecrübelerle bedel ödememize rağmen…

Toplum olarak ihmallerimizi, sorumsuzluklarımızı, cehaletimizi tekmili birden kadere boca edip, işin içinde sıyrılmaya çalışıyoruz.

Yok; kader öyle bir şey değil.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali er 25 Aralık 2024 18:13

    Belediye lütfen teleferik ücretlerini indirsin 150 tl ye çıkıp kayamıyoruz bu konuyu dike getirirseniz seviniriz. 150 tl ne demek bir öğrenci 4 defa çoksa 600 eder yemesi çayı kayak takımı ulaşımı derken astronomik bir ücret tutuyor veya öğrenci indirimi olsun lütfen