Bilindiği gibi 1-7 Ekim tarihleri "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" olarak çeşitli faaliyetlerle kutlanmaktadır. Bu sene Kurban Bayramı sebebiyle "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" 12-19 Ekim tarihlerinde İl ve İlçe Müftülüklerimizin çeşitli etkinlikleriyle kutlanacaktır. Ana tema ise "Cami ve Namazla Arınma".
Cami; "Toplayan, bir araya getiren" manasına gelen ve "cem'an" mastarından türeyen bir kelimedir. Dini anlamda; belirli bir amaçla insanları bünyesinde toplayan mekâna cami denir. Bu amaç da Allah'a kulluktur. Cami kelimesi, başlangıçta sadece Cuma namazı kılınan "El mescidü'l Câmi" (Cemaati toplayan mescid) tamlamasının kısaltılmış şekli idi.
Camiler dinî ve millî kültürümüzden ayrı düşünemeyeceğimiz değerlerimizin başında gelir. Camilerimiz, çok çeşitli fonksiyonları ifa etmesi bakımından önemli müesseselerimizdendir. Camilerimiz mabet olarak görev yapmanın yanında, halk eğitimi merkezleri olarak da görev yapmaktadır.
Camilerde, müminlere her türlü kötülüklerden uzak durmalarının yanında; her türlü iyilik ve güzellikler, insan sevgisi, vatan, bayrak, ezan, Kur'an sevgisi, ana-babaya, öğretmene, ulu'l-emre itaat anlatılır! Camiler, zengin-fakir, köylü-şehirli, amir-memur, resmi-sivil, yaşlı-genç, siyah-beyaz, yerli-yabancı... Herkesi bünyesinde toplayan mekânlardır. Bir ülkenin, Müslüman ülkesi olmasının mührü ve tapu senetleridir.
Camiler; aynı safta omuz omuza, diz dize namaz kıldığımız mabetlerimizdir. Üzüntülerimizi giderdiğimiz, moralimizi müspet anlamda düzelttiğimiz, birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik duygularımızı, hoşgörü anlayışımızı güçlendirdiğimiz ve pekiştirdiğimiz yerlerdir. Birbirimize merhamet etmeyi, acıları paylaşmayı, kimsesiz-yoksul, dul ve yetimlere yardım etme duygularını kazandığımız mabetlerdir. Kâmil manada insan olmanın yollarını ve esaslarını, camilerimizde yapılan telkin ve nasihatlerden öğrenmekteyiz
Cenabı Hakk şöyle buyurur: "Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazlarını dosdoğru kılan, zekatlarını veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte, doğru yola erenlerden olmaları umulanlar bunlardır." (Tevbe Suresi: 18)
Cami ve mescitlerle ilgili hadislerden bazıları da şöyledir:
"Kim Allah rızası için mescit yaparsa, Allah benzerini onun için cennette inşa eder." (Buhari, Salat: 65)
"Bir mü'mine öldükten sonra amelinden ve yaptığı iyiliklerinden ulaşacak şeylerden biri de, yaydığı ilim, geride bıraktığı iyi evlâd, miras olarak bıraktığı mushaf-ı şerif, yaptırdığı mescid, yolcuların barınması için inşa ettiği ev, akıttığı su, sağlığı yerinde iken malından çıkarıp verdiği sadakadır. Bunlardan hangisini yapmış ise öldükten sonra onun sevabı kendisine ulaşır." (İbn Mace)
"Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse Allah'ın ziyaretçisidir. Ziyaret edene Allah ikramda bulunacaktır." (Et-terğib vet-Terhib)
Bu vesileyle şu husuları da hatırlatmak isterim :
-Camileri cemaatsiz bırakmayalım. Camileri yaşatmanın yolu budur.
-Cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletli olduğunu unutmayalım.
-Camilerin süsü cemaattir.
-Camilere çocuklarımızı da götürelim.
-Camilerin temizliğine, bakımına dikkat edelim.
-Camilere gelenler arasında bir ayrım yapmayalım. Zengin- fakir, köylü- şehirli herkes omuz omuza camilerde saf tutar.
-Camiler bulundukları bölgelerin manevi sigortalarıdır. İnsanları uyarmaya fecirle başlarlar. Bu uyarı, gecenin alaca karanlığına kadar sürüp gider.
-Camiler, İslam toplumlarının simgeleridir. Bir beldenin İslam beldesi olduğunun en güzel kanıtı, göklere yükselen minaresi ve ezanı ile camilerdir.
Yazımızı İbrahim Nadir CİNTAŞ'ın bir şiiriyle bitirelim:
Camiye Gel !
Ezan ile gelmezsen,
Sala ile gelirsin.
Dik gelmezsen,
Yatay gelirsin.
Elbise ile gelmezsen,
Kefen ile gelirsin.
Canlı gelmezsen,
Ölü gelirsin.
Anla artık,
Mutlaka gelirsin.
Gel Camiye,
Canlı gel!
Yoksa mevta gelirsin.