Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle Kocatepe Camii Konferans Salonu'nda bir tören düzenlendi. Burada konuşan Bakan Faruk Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halen bir teşikalat yasası bulunmadığına dikkat çekerek, "Başkanlık, 44 yıl önce çıkartılmış bir kanun ve yönetmelik, genelgeler ile idare edilmeye çalışılmakta." dedi.
�
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın günümüz ve gelecek ihtiyaçlarına hitap edecek bir teşkilat kanununa kavuşmasının zorunlu hale geldiğini söyleyen Çelik, "Nihayet 30 yıldır beklenen teşkilat kanunu tasarısını Başbakanlığa gönderdik." ifadesini kullandı. Söz konusu yasanın bir çok açıdan önemli açılım ve imkanlar getirdiğine işaret eden Çelik, "Teşkilat yasası ile öncelikle yasal mevzuat boşluğu doldurulmaktadır. İkinci olarak din hizmetlerinin omurgasını oluşturan imam, hatip, vaiz, müezzin, vaizelerimizde; vaiz, uzman vaiz, baş vaiz, imam, uzman imam, baş imam gibi kariyer sistemine geçilmektedir." diye konuştu.
�
Çelik, şöyle devam etti: "Buna göre bir üst göreve gelebilmek için din görevlisi iyi bir performans gösterecek, bilgisini genişletecektir ki, bunun Diyanet teşkilatına da nitelik açısından yansımalarını önümüzdeki süreç içinde göreceğiz. Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı müsteşarlık seviyesine çıkartılmakta, birimler de genel müdürlük düzeyinde oluşturulmaktadır. Teşkilat kanunuda personelin özlük haklarında iyileştirmeler yapılmakta, bu iyileştirmeler maaşlara da yansımaktadır."
�
Çelik, bu sayede kurum personelinin hak ettiği yere ulaşacağını ifade etti. Söz konusu kanun ile Diyanet İşleri Başkanlığı'na televizyon ve radyo kurma imkanı da sağlanacağını dile getiren Çelik, "Teşkilat yasa tasarısının kısa süre içerisinde yasalaşmasını temenni ediyorum." dedi.
�
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise kendileri için özlük haklarının nihai ve öncelikli konu olmadığını vurguladı. "Biz özlük haklarının hiç olmadığı dönemde de bu hizmetleri yaptık." diyen Bardakoğlu, "14 asırdır din hizmetleri hiçbir fetret devri yaşamadı. Ama biz özlük haklarını önemsiyoruz, çünkü insanlara hak ettikleri seviyeyi, hayat standartlarını vermek bizim devlet olarak borcumuz. Din görevlisinin itibarı hepimizin itibarıdır." şeklinde konuştu.