Fransa'daki Sanayi Devrimi ile başlayan bu anlamlı yıl,neredeyse elli yılı aşkın süreden beri ülkemizde de kutlanıyor.
"İşçinin alnının teri kurumadan ücreti ödenmeli" şeklinde bir anlayışın evlatlarıyız.
Bugün var mıdır bilmiyorum, lakin geçmişte bu şehirde ve bu ülkede, işçisinin maaşını ödemeden cebine para koymayan iş sahipleri vardı.
"İşçim açsa, ben tok değilim" derdi, hakiki manadaki işverenler...
Köprülerin altından çok sular geçti...
An geldi; öyle türedi patronlar oldu ki, ne iş, ne de işçi umurunda olmadı!
Erzurum, ne yazık ki son otuz yılda, bu türden sözde patrona da çokca tanık oldu.
Erzurum; tarihinde ilk kez, dün ülke genelinde örgütlenmiş olan bir sendikanın yani Hak İş'in bir törenine tanık odu.
Kimi işçiler çalıştı, kimi işçiler de aynı saatlerde eğlendi!
Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan konuştu. Hak İş Genel Başkanı .. hiç de "beyaz sendikacılık" yapmadı, hiç de hükümetin hoşuna gedecek sözler etmedi yani!
Bilakis dedi ki, "...işçinin hakkının gasp edildiği yerde biz hükümetin karşısında olacağız!"
O sırada bile hükümetin tüm güçleri tekmili birden kürsüdeydi!
İşçisi olmayan bir şehirde, bugün İşçi Bayramı'nı kutladık... Balonlar uçtu, davul zurna çaldı, işçiler halay çekti!
Bu anlamlı operasyondan ötürü Hak-İş'e kalpten teşekkür ediyoruz.
Onlar olmasaydı biz bugün, 1 Mayıs'ı yalnızca "resmi tatil" olarak hatırlayacaktık, o kadar...
Çünkü: Bizde işçi yok; hatta bizde İşçi Bayramı diye bir gelenek de yok?
Hak İş olmasaydı eğer bu bayramı yalnızca televizyondan izleyecektik! Oysa şimdi Hak İş sayesinde meydandan izledik, işçi coşkulu, işçi mutlu, işçi muzafferdi! Öyle ya onların temsilcisi Hak İş meydanları gümbür gümbür sallıyordu!
Halbuki gerçek başka?
Şayet yasalar olmasaydı, bugün Erzurum'da, ya da ülke genelinde yüzbinlerce ve binlerce işçi yıllar yılı sigortasız çalışıyor olacaktı.
Hak İş bugün Erzurum'da, bir farkındalık yaratmak istedi! Dedi ki işçisi olmayan bir şehirde bile, işçi bayramı kutlanabilir.
Dediğini de yaptı!
Hiç de fena olmadı hani!
Meydanlar dolu, kürsü de coşkuluydu!
O kalabalık içinde işçi var mıydı, yok muydu bilinmez;lakin o kalabalık, değil miydi ki bugün kendini bayram havasına kaptırmıştı iyiden iyiye!
Balon vardı, davul zurna vardı, nutuk irat eden liderler vardı... Gök mavi'ydi, yer kırmızı'ydı!
İşçinin hakkı olmasa bile Nene Hatun, Kazım Karabekir,Kara Fatma ve daha nice kahramanlar oradaydı!
Liderler için durum tartışmasız da?
İşçi için bayram mıydı bilinmez, ama bugün Erzurum,hakiki anlamda bir arenaydı!
Birileri meydanda vur patlasın çal oynasın eğleniyordu,birileri de ellerinde kaynak makineleri o eğlenenler için platform hazırlıyordu.
Kaymak tabaka ise en üst perdeden vatan kurtarıyordu!
Kağıt üzerinde ise, ikisi de işçiydi!
Kürsüde de, belki hayatında bir ay bile işçi olarak fiilen çalışmamış olan liderler vardı!
Zaten 1800 yılından beri durum hep böyle olmadı mı?
Yani birileri meydanları doldurup, kendileri için kutlama yaptığını zannetti, birileri de hakiki anlamda bu meydanın rantını yedi!
Adına "İşçi Bayramı" dediler!
Olsun; nasılsa bayram yerini hazırlayanlar işçilerdi!
Bedava eğlence işte!