Makul ve mantıklı bir eleştiriye diyecek sözüm yoktur. Öyle ya, ne ben başkaları gibi düşünmek zorundayım, ne de başkaları benim gibi...
Lakin birader, şu hakaret ve iftiralar yok mu işte bunlar,Reyhani'nin deyimiyle insanı kahrediyor.
Tam üç hafta önce Palandöken'in manşeti, "AK Parti, Sekmen'le devam edecek" şeklindeydi.
Sonraki hafta ise, MHP'nin adayı belli olmuştu. O zaman da,"31 Mart seçimleri Erzurum'da Sekmen'le Sevimli arasında geçecek" diye yazmıştık.
Vay sen misin bunları yazan...
Daha ne satılmışlığımız, ne ucuz biri olmuşluğumuz ne de algı operasyonu yaptığımız kalmıştı.
O sanal dünya denilen kepazelik çukurunda gırtlağına kadar lağıma gömülen ne kadar pislik varsa hepsi topyekün saldırıya geçip hakaret üstüne hakaret yağdırmıştı.
Ben yalan ve yanlış yazıyormuşum, meğerse AK Parti'nin adayı Sekmen değil de filanca kimse olacakmış!
Bir iki saat önce sonuçlar açıklandı:
AK Parti Erzurum'da Mehmet Sekmen'le devam kararı aldı.
Ne oldu şimdi?
Biz bunu üç hafta önce yazdığımızda hani kıyamet koparılıyordu,hani biz yalan ve yanlış yazıyorduk, hani filanca kişi aday gösterilecekti...
İçlerinde kendi meslektaşlarımız da olan o dangalaklara diyeceğim şudur:
Aslan parçaları,siz hala Palandöken'i tanımadınız mı? Palandöken,bir mesele hakkında bir şey diyorsa bu, birilerinin işkembeden salladığı şey değil, doğruca hakikate işaret eden bir gelişmedir.
Palandöken, "Yeni dönemde de aday Mehmet Sekmen" yazarken, kişisel temennisinden öte güncel gerçeğe dayanarak bu öngörüde bulunmuştu.
Palandöken'i o dangalaklardan ayıran yegane özellik şudur:
Palandöken, haberin kokusunu her nerede olursa olsun alır ve onu bulur. O dangalaklar ise, yalnızca hayallerini, ucuz beklentilerini ve beş para etmeyen çıkarlarını haber yaparlar.
"Biz demiştik" demekten zerre kadar hazetmem, fakat Palandöken'in öncü haberciliğinin hakkını da kimseye çiğnetmem.
Sanal ortamda, sahte isimlerle günlerdir bana saydırıp duran o klavye sahtekarları haydi şimdi de konuşun.
Hani ben çuvallayacaktım, hani benim istihbaratım benim kendi beklentimdi, hani ben AK Parti gerçeğini bilmiyordum, hani ben olup bitenleri okumaktan acizdim.
Ne oldu, kağıttan aslan parçaları niye dip köşe kaçtınız?
Aşırı tevazu da kibirdendir demiş eskiler. Haklılar...
Bu sebeple günlerce sabırla bekledik ve bize edilen ama hiçbirini haketmediğimiz bu küfürlere katlandık.
Kendini güya bir bilen ya da önceden haber alan kimseler olarak yutturan o adamları biz dün de biliyorduk bugün de... Biz onların yalan söylediklerini görüyorduk, bu yüzden de ısrarla "bu erketeciler çuvallayacak" diyorduk da derdimizi makul insanların dışında o militanlara bir türlü ulaştıramıyorduk.
Sevgili dostlar son yıllarda Erzurum'da eniğini yiyen itler türemişti, kimi zaman meydanı boş bulduğunda bu itler enine de boyuna da havlayıp duruyorlardı.
Palandöken ise, bu şehirde gazetecilik denilince, zirve bir isim olduğunu unutan kimi hadsizlere kendini hatırlattı.
Hani Palandöken Paralel Yapı'yı yazarken, hani Palandöken FETÖ ile ölümüne mücadele ederken kafasını kuma gömüp sonra devlet duruma vaziyet ettiğinde ortaya çıkan kimi çakallar var, onlar kendilerine "basın mensubu" diyor! Neyse ki ne halk ne de devlet o çakalları gazeteci olarak kabul etmedi.
Görüyorum, o çakalların cürmü meşhut çocukları, sütre arkasından bize sövüp sövüp kaçıyordu.
Size yüzde yüz garanti veriyorum, yarından itibaren o çakallar,Sekmen'in eteklerine tutunmak için olmadık şaklabanlıklar yapacak ve mide bulandıracak riyakarlık içinde olacaklar.