Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutta gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
diyerek “Bu Vatan Kimin” sorusuna yanıt veriyordu şair.
***
Bir karış toprağı için binlerce can feda olsun diye nefes almak; “Vatan sağ olsun, elimde bir evladım daha olsa onu da gönderirim şehadet için.” Diyebilmek...
Bu herkese nasip olacak bir güzellik değildir. Yüce Rabbimiz bu necip duyguyu, İslam sancağını yüzyıllar boyunca emanet ettiği bu aziz millete nasip kılmıştır.
***
Sakarya akarken, Çoruh coşarken, Ağrı Dağı göğsünü imanla bayrağa açarken, Erzurum Ovası’ndan Trabzon’a, Meriç Nehri’nden Fırat’a uzanan bir ülküdür bayrağa duyulan bu sevgi.
***
Yıldızlar hilale yanıp tutuşurken ona meftun gözle bakar dururlar.
Sultan Alparslan’dan, Ertuğrul Gazi’ye; Fatih’ten Abdülhamit Han’a; Kurtuluş sancağını taşırken Mustafa Kemal’den Nene Hatun’a, Kazım Karabekir’den Fevzi Çakmak’a şanımızla, kanımızla, onurumuzla suladığımız bu cennet yurdu son nefesimize kadar savunup yücelteceğiz. Bu bizler için hem bir miras hem şanlı şerefli bir vasiyettir.
***
Bölücüler, tuzakçılar, sömürgeciler ve medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarlar!!!
Kirli ellerinizi kıracağız.
Kirli emellerinizi yıkacağız.
Bu topraklar için kiraladığınız katil ve leş sürüsü olan dağ böceklerinizin, dağlarda başlarını bir bir ezeceğiz.
***
Sahibine zincirle ve tasmayla bağlanmış, olmayacak hayallere girmiş, toprağımıza yan gözle bakan haysiyetsiz, aşağılık yaratıklar... Akif’in dediği gibi sırtlan kümesi...
Unutmayın, bu sancak İslam’ın sancağıdır, bu kale İslam’ın kalesidir.
***
Sizlere bu aziz vatanın bir karış toprağına bile göz dikmenin bedelini hem bu dünyada hem ahirette ödeteceğiz.
Yüce şehitlerimizin ruhu şad olsun, mekânları cennet olsun.
Bu vatan kimin bilmiyorum ama çalışıp çabalayan devleti için canını tehlikeye atan vatanı koruyanların değil bu kesin. bu vatan çalıp çırpanların torpil yapanların paradan para kazananların vatanı. vatana ihanet edenlerin vatanı.