Evet; bu ülkede AK Parti’den önce de ambulans vardı.
Eskiler, “cankurtaran” derdi.
Bizim nesil artık “ambulans” diyordu.
Ambulans yahut da cankurtaran oldum olası vardı da lakin nasıl vardı?
Anlatalım…
Osmanlı’yı geçelim…
Gelelim Cumhuriyetin ilk yıllarına, hatta 60’lı, 70’li, 80’li ve de 90’lı yıllarına…
Türkiye’de hemen her ilde ve büyük ilçelerde hastane var.
İmkanları ve doktor sayısı yetersiz olsa da yine adına “sağlık kuruluşu” diyebileceğimiz üniteler mevcut.
İşte bu çerçevede çok büyük illerde belki birkaç, orta ölçekli illerde en fazla iki, küçük illerde ise bir adet cankurtaran vardı.
Bunlar da çoğu zaman ya arızalı olduğu için vazifeye çıkamazdı ya da yakıt bulunamadığı için hastaya gidemezdi.
80’li yılların ortasında yani merhum Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde, ülke çapında her alanda olduğu gibi sağlıkta da ciddi atılımlar oldu.
Tam bu noktada sırası gelmişken size, bizzat gazeteci olarak tanık olduğum bir hadiseyi nakledeyim ki ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın.
Rahmetli Nihat Kitapçı henüz sağlık bakanı olmuştu.
Bakan sıfatıyla Erzurum’a ilk kez gelecek olması sebebiyle istenmiş ki Erzurum’a bir jest yapılsın.
Tanık gösterebilirim…
Hayatta olanları söylüyorum…
M. Talat Uzunyaylalı, Kadir Sabuncuoğlu, Süreyya Çarbaş, Öztürk Akkök, Esat Bindesen, Mücahit Küleri, Tünay Şenocak, Cem Bakırcı, Fikret Dadaş, Muhammet İspirli, Vahdet Nafiz Aksu, Mehmet Güntekin, Bedri Turhan, Vedat Refayeli ve İrfan Tarakçıoğlu…
Elbette başka isimler de vardır, ben; şimdi aklıma ilk gelen isimleri sıraladım…
O gün Erzurum’da aktif olarak gazetecilik yapan bizler Numune Hastanesi’nin önünde toplanmıştık.
Bir baktık ki hastanenin bahçesinde plakaları bile daha takılmamış olan dört adet sıfır ambulans duruyor.
Heyecanlandık, herkes fotoğraf makinelerini çıkarıp bu dört adet sıfır ambulansın fotoğraflarını çektik.
Az sonra da zaten Sağlık Bakanı Nihat Kitapçı basın açıklaması yapacaktı.
Bakan açıklama için basının karşısına çıktığında, ilk ricası şu oldu:
“Değerli basın mensupları, sizden rica ediyorum bu ambulansların haberini yapmayın. Zira ulusal basın beni topa tutar: Bakan kendi memleketine dört adet ambulans göndermiş diye.”
Şimdi hatırlamıyorum; bu dört ambulansın haberini yapan oldu mu olmadı mı?
Lakin zaten konumuz da bu değil.
Konumuz; evet…
Bu ülkede AK Parti’den önce de elbette ki ambulans vardı, ama ambulans, adeta Kaf Dağı’nın arkasındaki Anka kuşuydu.
Ya benzini yoktu, ya arızalı olurdu ya da ancak ücreti mukabili size hizmet verirdi!
AK Parti işte bu ilkel gidişatı yerle bir etti ve bırakın kara taşıtını hava ambulanslarıyla bile yüzbinlerce insana sağlık hizmeti sundu.
Recep Akdağ Sağlık Bakanı olduğunda Erzurum’a muazzam hastaneler ve sağlık helikopteri hizmeti başlatırken kimseden saklama ihtiyacı duymadı.
Çünkü Recep Akdağ zamanında tıpkı bugün olduğu gibi aynı hizmetler ülkenin dört bir tarafına yayılmıştı.
Yani kimsenin kimseyi kıskanması gerekmiyordu.
Ekmek peynirle hatta kuru ekmekle dahi karnımızı doyurabiliriz.
Lakin mükellef bir sofra ise, ziyafettir…
1985 şeker fab.da ise başladım TZAF karşısında inşaat vardı ve2003 emekli oldum halen inşaat duruyordu Yalovaya göç ettim içimde uhde kaldı merak ediyorum şimdi ne oldu inşaata
Osmanlının zor dönemlerinde Turkiyede iki tane tip fakültesi vardı. Biri sivil diğeri ise askeri tip fakültesi idi Daha sonra Amerikalılar ve Fransızlar Samda misyonerlik faaliyetinde bulunmak amacı ile fakülteler kurdular.Osmanlida bunları önlemek için bir fakülte açtı ve bu okullara bir kaç lisan bilen en iyi dotorlarini yolladi Sonunda araplar osmanli okulunu basarak Türküm diyen oktorlarimiz bir otele tıktılar etmedikleri cefa ve eziyet kalmadı Onlar orada 600 e yakın doktor ve eczaci yetistirdiler.devletin durumu çok zor halde iken Erzurum fa durum farksızdı Erzurum tıbbi cografyasi Doğu beyazıysan başlayıp kemaha kadar gidiyordu ve geniş alanda sadece 11 doktorumuz görev yapıyordu onların altıda arazili arabalar yoktu hastayı taşıyacak belkide bir sedyeleride yoktu tifüs salgındı.ilac yoktu ilaçları da kendileri yapıp veriyorlardı Allah devletimizi daim etsin gücüne güç katsın ama cağa ayak uydurmak ve o seviyeyi geçmek zorundayız Türkiye nüfusu ortalama bir milyon her yıl artıyor ona göre sağlığı önem vermeliyiz Doktor ve saglik elemanı kolay yetişmiyor.Bu memlekette SSK KAPATILDI bunların ilaç fabrikaları KAPATILDI daha iyi hale getirile bilirdi Hastanelerde malzemenin alet ve makinalar varsa solüsyonları dış devletlerden alınıyor. Bence asıl çözüm bekleyen bular yıllar önce bir kış ayında ilçellere yakin hastane yapilmis bir daglik kuruluşa gittim doktor ve hemşire bi aynı odada oturuyordu önlerinde elektirik sobası vardı doktor hastayı muayene etse hasta bir hastalık daha kapacaktı. Sadece burada yapılacak iş devletin gelirlerini duzgun kullanmak ve onu israf etmemektir Ambülans var yeterlimi ?hava ambulansı var yeterlimi ? yeteri kadar yoksa bu millet kendi cebindende alır Ataturk un dediği gibi Turk çalış öğün ve güven çalışmadan hiç birşey olmaz . Giderseniz gidin demeklede olmaz saglik insana hizmettir ve durmadan kendini her bakımdan yenilemek zorundadır
20 sene önce düzgün ev araba yoktu ki ambulans olsun. her evde bilgsayarmı vardı bu çağın gerekleridir. akp değil dmp olsaydı olacaktı bunlar. özaldan önce atm mi vardı maaşlarımı elden alıyorsuk 3 sene önce korona mı vardı bunlar çağın geregidir. ama hiçbir zaman ambülansı köpekler çekmedi lütfen yandaşlıkla seviye atlamayalım.
o yılları hatırlıyorum ambülans azdı çünkü hastaneler halkın yanıbaşındaydı halkımız evinin yanındaki palandöken Devlet hastanesine veya Nenehatun kadın doğuma yada Göğüs hastanesine çok rahat ulaşıyordu. şimdi hastaneler sehrin dışına çıktı mecburen ambülans çok olmak zorunda. ambülans azdı ama doktorlar kaliteliydi hastaneye 1 defa giden şifasını bulup çıkabiliyordu şimdi defalarca gidilmesine ragmen doğru teşhis tedavi olamıyoruz. Ambülansın çok veya az olması problem değil yani.