Bugün Palandöken’in manşetten verdiği haberi okuduğunuzda bize hak vereceksiniz.
Şayet Erzurum Turizm Müdürlüğü bünyesinde İngilizce bilen bir uzman olmuş olsaydı, Üç Kümbetler’in girişinde yeralan tanıtım tabelasında ki o İngilizce metin öylesine komik olmazdı.
Turizm Müdürü’nün, turizm için ’’haram’’ dediğini bilmesine biliyorduk da, tarihi eserlere karşı bu denli ilgisiz olacağını tahmin edemezdik.
Topu topu beş on satırlık bir tarihçe baştan sona yanlışlarla dolu…
Güya İngilizce bilen bir görevli almış kalemi eline kendince Üç Kümbetler’in tarihini anlatmış.
Bu metni okuyan bir yabancı, gördüğü rezalet karşısında hayli şaşırıyordur.
’’Yahu bu memlekette doğru dürüst İngilizce bilen yok mu acaba?’’ demek yerine, muhtemelen, ’’Yazıklar olsun size, bu kadar muhteşem bir eserin tanıtım yazısı böylesine berbat olur mu?’’ şeklinde öfkeleniyordur.
Erzurum basını geçen hafta turizmde nasıl çuvalladığımızı gösteren haberlerle doluydu. Misal; İzmir Fuarı’nda stant açmadığımız gibi, övüne övüne bi hal olduğumuz cağ kebabımızı ve kadayıf dolmamızı başka şehirler tanıtmış.
Kim cevap verir bilemem ama sormak lazım:
Erzurum, İzmir Fuarı’na niye gitmedi?
Abuk sabuk her yere koşup gidiyoruz; ama nasıl bir mantıksa dünyanın itibar ettiği böylesine önemli bir fuarda küçük de olsa bir stant açmıyoruz.
Kaynak mı yoktu, haberiniz mi olmadı?
Bu ihmalin mazereti olmaz.
Palandöken manşet atmıştı:
’’Google’a emanet Erzurum’’
Çok ses getiren bir haber oldu. Özellikle yurtdışından arayanlar, Erzurum adına duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Duyarlı vatandaşlarımız bir birinden çarpıcı mailler atmıştı. Fakat yetkililerden çıt çıkmadı.
Ne ’’haberiniz yalandır’’ diyen oldu, –ki, genellikle kamu refleksi budur- ne de ’’haklısınız bu ciddi bir eksikliktir’’diyen çıktı.
Turizm Müdürü’nden böyle bir çıkış zaten beklemiyoruz da Vali Bey’in tepkisiz kalmasına şaşırdık.
Çünkü Vali Ahmet Altıparmak, turizmde ’’uzman’’ sayılan bir vali ve Erzurum’a geldiğinden beri şehrin dört bin yanını dolaşıyor.
Ramazanda şehit ve gazi ailelerine Aziziye Tabyası’nda iftar vermesi, aslında anlamlı bir mesajdı. Çünkü hem bu memleketin düşmana karşı verdiği mücadeleyi hatırlatıyordu, hem de tabyaların tanıtımına vurgu yapıyordu.
Böylesine duyarlı bir yönetici olan Vali Bey’in, turizm müdürlüğü eksenli yanlışları yok sayması düşünülemez.
Şu vurdum duymazlığa bakar mısınız, turizm müdürlüğünün sitesinde, (bu siteyi Erzurum değil Ankara hazırlıyormuş) ’’Palandöken’de seks zirvesi’’ başlıklı haber çıkıyor. Olay aslında şu:
Sitenin programında Palandöken adı kodlanmış. Ajanslarda, gazetelerde bu adın geçtiği her haber otomatikman sitede yer alıyor. Bu haberde geçen hafta basında çıkmıştı. Kadının biri, kocasını savcılığa şikayet ediyor, beni başkalarına pazarlıyor, kendisi de izliyor diye… Bazı işgüzar gazeteler de, haberi ’’Palandöken’de seks zirvesi’’ başlığıyla duyurmuştu!
Haberi görmek isterseniz artık sitede yok. Çünkü çığ gibi büyüyen tepki üzerine, haberi silmişler.
Niye koydunuz, niye sildiniz?
Koyarken demek ki doğru olduğuna inanmıştınız, silerken mi yanlış olduğunu anladınız; yoksa basının haber yapması üzerine mi yediğiniz haltı fark ettiniz?
Görün bakın bugün yarın o İngilizce tanıtım tabelasını da kaldıracaklar.
Çünkü savunulur hiçbir yanı yok.
Metin baştan sona yanlış…
Vali Bey’in iyi derecede İngilizce bildiğini biliyoruz.
Şayet bizim meseleyi abarttığımızı düşünürse, bi zahmet Üç Kümbetler’e gidip rezaleti gözleriyle görsün.
Geçen hafta, ’’Turizme turist şehir’’ demiştik.
Doğrusu bu kadarına artık biz de ’’pes’’ diyoruz.
Lakaytlıkta son nokta!
Erzurum turizm kenti olmak istiyor, esnaf turizmden para kazanmaya çalışıyor.
Fakat gelin görün ki, bizzat kamu eliyle Erzurum ha bire baltalanıyor.
Görevi turizmi geliştirmek ve turizme hizmet olan bir kurum, art arda yaptığı yanlışlarla, bir şehrin geleceğini karartıyor.
Bunun bir yaptırımı olmayacak mı?
Çin Setti’nin taşlarına ’’Dadaş Fiko’’ yazmakla ne Dadaş olunur, ne de suyu üfleyerek içmekle dindar olunur…
Kamuda yüzlerce iş dalı var; illa da turizm müdürü olmak zorunda değilsin ki…
Belli ki müdürü olduğun kurumu da işi de sevmiyorsun.
Üç Kümbetler’in tarihçesini anlatan kısa bir metin baştan sona yanlışlarla doluysa, Erzurum’un tarihini anlatacak bir çalışmanın nasıl korkunç bi şey olacağını hayal bile edemiyorum.
Yazıktır…
Erzurum’a katkı sunmuyorsanız bari ayağından tutup çekmeyin.
Bu şehir bunu hakketmiyor.