Bu seçim kıran kırana geçecek

İYİ Parti Erzurum’da meydana indi; dört bir yanda sokağın nabzını tutuyor…

Bu seçim kıran kırana geçecek...

Eskilerin ifadesiyle Türkiye artık iyiden iyiye seçim sath-ı mailine girdi. Yani parti liderleri ve yöneticileri karargahlarından çıkıp meydanlara ve halkın arasına karıştı. Haksız da sayılmazlar hani öyle ya, seçime şunun şurasında beş ay kaldı.

Beş ay sonra Türkiye yepyeni bir dönemin eşiğinde olacak.

Siyasetin de seçimlerin de akıl sır ermeyen cilveleri ve beklenmedik neticeleri olmuştur hep…

Bundan mütevellit, yeni bir seçim öncekinden daha az sancılı olmaz; seçmenin reyi de asla çantada keklik değildir.

Daha önce defalarca dile getirdiğim için bir kere daha ihsas-ı reyde bulunmakta beis görmüyorum:

Ben kurulduğundan buyana AK Parti’ye oy veriyorum ve AK Parti’nin politikalarını savunuyorum. Lakin parti holiganı filan da değilim. Merak edenler için peşinen ilan ediyorum, önümüzdeki seçimde de siyasi tercihim aynı istikamette olacak.

Buna rağmen, başka seslere, başka partilere, başka dünya görüşlerine karşı da asla kapı duvar olmadım.

İnsanları, peşin hükümden arınarak dinlerim, doğrularına “benim de doğrudur” derim.

Neyse sözü daha fazla uzatmadan bu yazının öznesi olan meseleye gelelim.

Önceki gün sağolsun eski ama eskimeyen dostum Narman eski Belediye Başkanı Yücel Ahmet İşleyen, yeni yol arkadaşları Doç.Dr. Zeynep Kamalak, ( Mustafa Kamalak’ın kızı ) Doç.Dr. Ufuk Aydın ve genç avukatlarımızdan Tuba Aladağ olduğu halde gazeteye ziyaretimize gelmiştiler.

Yücel Ahmet İşleyen’in yeni siyasi adresi, bir vakitten beri İYİ Parti’dir. Yani AK Parti ile yollarını ayırdı.

Yücel Ahmet İşleyen, Narman’da adından uzun yıllar söz ettirecek belediyecilik hizmetlerine imza atmış bir isimdir.

Hani derler ya dili varsa dilceği de var; işte o kabil bir siyasetçi…

Mustafa Hocanın kızı akademisyen Zeynep Hanımı da, yine akademisyen Ufuk Aydını ve avukat Tuba Hanımı de ilk defa gördüm ve bu vesileyle tanıştım.

Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti saflarında olmalarından ötürü müthiş keyifli ve özgüven sahibiydiler.

Misafirlerimin müşterek bir özellikleri vardı:

AK Parti’yi destekleyen bir gazeteci ile konuştuklarını biliyorlardı ve asla nezaket sınırlarının ötesine geçmeye tenezzül etmediler.

Ben de onların siyasi tercihine ve anlayışlarına tabii ki azami ölçüde saygılı davrandım.

Güzel bir sohbet oldu.

Ben de onlar da hem gözlemlerimizi hem de temennilerimizi ifade ettik.

Şevklerini kıracak değildim; çünkü inanmışlar, günün sonunda Türkiye yeniden parlamenter sisteme geçecek ve Meral Hanım da başvekil olacak.

“Sokağın nabzı bize bunu söylüyor” derken hepsinin de gözlerinin içi gülüyordu.

Hoş hayal kurmak kanuna ya da ücrete tabi değil ya…

Yücel Ahmet kardeşim sohbet esnasında ben bazı tespitlerde bulunurken titizlikle not alıyordu, defterine…

Ne yazdı bilemem elbet; sormazdım da zaten…

Lakin bir tespitimi sizinle de paylaşayım:

Diyorum ki, önümüzdeki seçimlerde kim karşısına çıkarsa çıksın Tayyip Bey yine Cumhurbaşkanı seçilir ama aynı başarı muhtemelen Meclis’e yansımaz.

Kesinlikle İY Parti’yi yabana filan atmıyorum; bilakis ciddi bir sıçrama yapacağı da aşikar…

Yine de kim bilir kaç fırın ekmek yemeleri lazım ki AK Parti’nin kıyısına yaklaşabilsin.

MHP var bir de… Hem de öyle böyle değil, esaslı biçimde var. Siz Devlet Beyi kolay lokma mı zannediyorsunuz?

Ezcümle:

Önceki gün ki sohbetten kendi adıma hem yararlandım, hem de sokağın nabzına dair bir ok ipuçları yakaladım.

Yücel Ahmet İşleyen’i özlemiştim, gördüm hasret giderdik. Yetmedi, birbirinden kıymetli üç güzel insan tanıdım ve ajandamın dostlar sayfasına isimlerini kaydettim.

Demokrasi ne güzel bir sistem…

Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi sevip saygı gösterebiliyoruz…