HDP, kendisinin bu ülkenin partisi kılmamak için elinden geleni yapıyor. Fakat bu ülkenin marjinal olmayan kürtleri bir türlü bu gerçeği göremiyor. Demirtaş, daha ne desin ki PKK'lı olduğunu ıspatlasın.
Başta Demirtaş olmak üzere, ne kadar HDP önde geleni varsa bi tamamı, PKK'yı açıktan desteklemekle kalmayıp, terörün daha da tırmanması için ellerinden geleni yapıyorlar!
Bunu artık sağır sultan da biliyor.
Fakat buna rağmen Doğan ve paralel medya, "...biz kandan besleniyoruz, biz terörü destekliyoruz" diyen HDP'lileri aklamak ve onların aslında birer "cici çocuk" olduklarını anlatıp durmak için kendini parçalıyor.
Bu, bana 28 Şubat Süreci'ndeki Refahyol Hükümeti'ni hatırlattı. O dönemde de Allah gani gani rahmet eylesin Erbakan Hoca, kendisine hücum eden asker, üniversite hocası, medya leşkeri ve sermaye babalarına karşı hep kendini savunur ve hep terleyen, hesap veren adam durumuna düşerdi.
(Sırf bu yüzden Ahmet Taşgetiren yazdı ya, "seni seviyorum savunan adam" diye)
Hoca'nın alnından boncuk boncuk akan terler daha yanağına düşmeden( Onlarcası vardı ama en şedit olanları bir kaç kişiydi) ya Şevki Yılmaz ya da Hasan Hüseyin Ceylan ortaya çıkıp öyle çamlar devirirlerdi ki, Hoca'nın tüm "iyileştirme" çabaları boşa giderdi.
Ve sonunda da çok üzün sürmedi zaten... Bir yılı dahi bulmayan Refahyol Hükümeti, merhumun başarısızlığı sonucu değil de içindeki provakatörlerin oluşturduğu malzemeyi çok iyi kullanan "şer cephesi" tarafından düşürüldü. Yani Hoca istifaya zorlandı!
Bugün de benzer durum HDP için geçerli, ama bu kez roller değişik. Çabalayan, iyileştirmeye çalışan parti lideri değil, tam tersi bir grup medya ve kimi entel dantel takımı...
Kim oldukları artık gizli saklı değil...
Doğan ve paralel medya...
Demirtaş'ın özgürlük, barış, demokrasi, insan hakları ve hukuk savunucusu "bir güzel çocuk" olduğunu pompalayıp dururken, o Demirtaş ise, adeta bu yandaşlarına inat çıkıp diyor ki, "Hayır. Ben PKK'nın eylemlerinin arkasındayım."
Aslına bakarsanız Demirtaş ve avenesi haklı!
Şöyle ki: Şayet PKK denilen bu eli kanlı terör örgütü olmasaydı, bu ülkede hangi Kürt, Demirtaş'ı ya da o çok bağırıp duran edepsiz kadını ciddiye alırdı ki? Adamlar, varlık sebepleri olan velinimetlerine ihanet etmiyor! Bilakis, "...o varsa biz varız, o yoksa bizler birer hiçiz" diyorlar...
Daha açık nasıl konuşacaklardı ki?
Niye böyle oluyor yahut da hangi hesabın sonucu böyle oldu bilinmez; Doğan ve paralel medya adamların bu aleni beyanlarına rağmen, hala onların aslında birer "barış güvercini" olduğu yönünde yeni imaj yaratmanın peşinde!
Herkes görüyor işte...
Bu duruma, PKK da çok fena kızıyor!
Selo'nun "barış güvercini" gibi uçurulmak istenmesi, O'na o yolları açan PKK'yı yok sayma anlamına geliyor ki, PKK, bu rol çalmaları kabul etmiyor!
"Tasması benim elimde" demesi bu yüzden...
Bu sebeple Selo, akşam sabah "...ben terörden yanayım" demek zorunda kalıyor. Yoksa, anında ipinin çekileceğini ve bir anda marjinal olmayan Kürtler'in gözünde peş para edileceğini biliyor.
Gerçeği göremeyen yalnızca Doğan ve paralelci medya!
(Görmüyor ibaresi doğru değil; tabii ki görüyor ve en iyisini de onlar biliyor. Mesele şu: Selo, onlar için sadece henüz raf ömrü dolmamış çakma bir ürün ve düşmana çevrilecek potansiyel bir silah)
Selo, "...ben hiç yalan söylemedim, kimseyi kandırmadım. Dün de terörden yana olduğumu söylüyordum, bugün de... Benim namıma gelin güveyi olanlar da hiç umurumda değil. Onlar, sadece benimle aynı düşman (Erdoğan-AK Parti) hususunda müttefiktirler o kadar... Kendileri doğrudan Tayyip'e sövemedikleri için benim üstümden kinlerini kusuyorlar. Onlarla benim yegane ortak özelliğimiz: Aynı yalanlara inanmak ve aynı düşmana kin beslemektir. Üçümüzün de (Doğan-paralel -HDP) ortak kıblesi; ülkede kaos çıkarmak, kan akıtmak ve Türkiye'yi uçuruma vermektir" diyor, mealen...
Selo, bu noktada yalan da söylemiyor, kıvırmıyor da! Selo, açık açık "ben buyum" dedi, demeye de devam ediyor.
Cevabını merak ettiğimiz soru şudur:
Marjinal olmayan Kürtler, bu gerçeği ne vakit görecek?
Selo, dedi ki, "Devlet katildir"
Tepki yağınca hemen düzeltme ihtiyacı duydu!
Bu kez de yine birlikte işedikleri aynı kanallardan seslendi:
"Yanlış ve eksik söyledim: Devlet katil değil; seri katildir!" dedi.
Ey marjinal olmayan mütedeyyin Kürt kardeşim; bu bile sana, Selo'nun dolayısıyla da HDP'nin ne olduğunu anlatmaya yetmiyorsa eğer, daha söyleyecek bir sözüm yok...
Karar senin...