Haber Girişi : 13 Haziran 2016 00:51

BİR OYUN OYNUYORUZ!

BİR OYUN OYNUYORUZ!
Zamanında bir dergide okumuştum.  Yurtdışı kaynaklı bir bilimsel çalışmaya atıfta bulunarak özetle şöyle yazıyordu:
 " Tarihin ilk çağlarında yaşayan insanlar (Cro-magnon) daha silah kullanmayı bilmediği ve avcılık özelliklerinin gelişmediği dönemlerde, açlıklarını gidermek adına otla besleniyorlardı.
Bu nedenle ağrılı hastalıkların yanında ölümcül vakalar da yaşanıyordu. Haliyle ota karşı bir iticilik insanoğlunun genlerine işlendi. Bu yüzdendir ki, o dönem ot tadını andıran pırasa, ıspanak ve benzeri otlar genelde sevilmez. Olay tamamen genetik kotlamayla ilgi?"
 Ya da bu mealde bir şeylerdi. Gerçek ya da değil. Ama genetik kotlamanın varlığı şaşmaz, tartışılmaz bilimsel gerçek.
Sadece ota değil, açgözlülük ve ego tatmini de bir genetik kotlamadır. Bazı insan ya da topluklar siyasi, ekonomik, kültürel, siyasi, çevresel etkilerle bu genetik kotlamayı zamanla iyi yönde mutasyona uğratarak, otçul taraflarını bir damak zevkine, açgözlülük ve ego gibi zaaflarını asgariye indirgeme yolunda ilerlemiştir.
 Bu mutasyonda siyasi, ekonomik, kültürel, siyasi, çevresel ve sosyal yaşam tarzı etken faktörler olarak görülürken; insanın aklına şu sorular geliyor nedense!
Bizim genetik kodumuzda neler var?
Biz ne kadar açgözlü, bencil, çıkarcı, ego tatminkârı insanlarız?
Biz ne kadar sosyal, kurallara uyan, başkalarına saygılı, kendimizle barışık, gerçeklerle yüzleşmekten korkmayan, eleştirilere açık insanlarız?
Biz ne kadar konuşma adabını bilen, tartışma kavramını yeni ve daha iyi bir doğru bulmanın en kestirme yolu olarak görüyoruz?
 Sorular uzatıldıkça uzatılabilir. Şimdi bu yazıyı okuyanlar açısından düşünce panoramasını resmedelim!

Biliyorum birçoğu hak verecek yazılanlara. Evet diyecek içinden. Bazılarının uğradığı haksızlıklar, birileri tarafından götürülen paralar, müdürü veya amiri tarafından aşağılandığı olaylar aklına geldiğinde ağzından galiz bir küfür çıkacak.
Benim için;  evet ya adam ne güzel yazmış deyip. " Konu komşunu aklına getirecek. Torpille işe giren arkadaşını, müteahhitlikten köşe dönen simitçiyi, kayınbiraderi siyasetçi olması sayesinde gayrimenkul zengini olanı, birilerinin sırtından geçinen asalakları."
Bir daha çıkacak ağzından lanet dolu cümleler. Peşine ekleyecek; ne olacak bu memleketin hali?
Ama hiç aklına getirmeyecek; bir devlet kapısına kapak atmak için el etek öptüğü siyasetçiyi! Getirmeyecek aklına, on liraya aldığı malı yemin billâh çekerek yüz liraya sattığını! Hele bilmem hangi ihalede o kadar koşuşturup aracılık yaptıktan sonra payına düşen parayı alamadığından en yakın arkadaşı hakkında attığı iftiraları hiç getirmeyecek aklına!
Of! Daha neler neler! Herkes birbirinden korkuyor, herkes birbirini suçluyor, herkes karşısındakini kötülüyor, herkes yaptığı yanlışları ve günahları meşrulaştırıyor, herkes başkasını bir şekilde ezmenin zevkini yaşamanın ihtirasıyla saldırıyor?
Elbet kimsenin suçu yok(!) bu durumda? Tek suçlu genetik kotlama(!)
Mademki bu iyi yönde mutasyona siyasi, ekonomik, kültürel, siyasi, çevresel ve sosyal yaşam tarzı faktörler etken, bir başka soru geliyor akla; neydi bu etkenler fazlasıyla bizde mevcut iken, yaşam tarzımıza uyarlanmasına engel olanlar?
Neden yıllardır kendimizi düzeltmek yerine iç çekerek, "helal olsun elin gâvuruna" deyip duruyoruz
Etiketler : ibrahim sami
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.