Dün, "...görün bakın bu Mehdi Eker, Tarım Krediler Genel Müdürü hemşerimiz Abdullah Kutluyu görevden alır" demiştik!
Bu öngörüde bulunurken elbette ki ne fal açmıştık, ne de kendimizi kâhin pozlarına yatırmıştık.
Her şey o kadar ayan beyandı ki, biz sadece muhtemel sonucu bir gün önce ilan ettik o kadar...
Mehdi Eker, Tarım Bakanı olduğu ilk günden beri Abdullah Kutluyu almaya programladı kendini.
Önce zannetti ki siyasi bir presle karşılaşırım. Sonra baktı ki Erzurumun siyaset erbaplarının cephesinde "Abdullah Kutlu" diye bir şey yok.
Durup dururken de "seni aldım" diyemezdi; derdi de biraz ayıp olurdu sanki...
O da benzer durumlarda kullanılan metoda başvurarak, hakkında soruşturma açtırıp teftiş kurulunu üstüne saldı.
Nasılsa artık üzerinde tutmasa da bir şaibe oluşmuştu!
Dün yalnızca bir vekilimiz aradı ve bu meseleyle yakından meşgul olduklarını söyledi!
Üzülerek ifade edeyim ki, o vekilimizin bir şeyden haberi yokmuş.
Meğerse aynı saatlerde Abdullah Kutlu zaten çoktan alınmış!
Dün de ifade etmiştim: Bendeniz Tarım Bakanı Mehdi Ekerin, Erzurumda milletin gözünün içine baka baka hakaret edip sonra da salonu terk etmesinden itibaren biliyorum ki, Erzurumun siyasi gücü, Ankarada en çok hademe, küçük memur ve hısım akraba tayinine yetiyor.
Abdullah Kutlu, bu iddiamın en çarpıcı örneğidir.
Sonuç olarak, bir gol daha yedik; fakat bu kez o gol doksandan filan değil, düpedüz "folluk"tandı.
Haydi afiyet olsun!
ALİ SAİD FIRATA ÇOK AYIP ETTİLER
Dün Tekmandaydık. Hikâye uzun, asıl yazacaklarımızı yarına sakladım. Ama bir husus var ki sıcağı sıcağına onu yazmasam kendime olan inancımı yitiririm.
Malumunuz Tekmanlı işadamı Ali Şeker bir kaç yıldan beri doğup büyüdüğü ilçesine ve köylerine çok hayırlı bir hizmette bulunuyor.
İnşallah yarın etraflıca yazacağız.
İşte o hizmetlerden biri de Tekman ilçe merkezine yapılan yüz öğrencili yatılı kız Kuran kursudur.
Bu vesileyle yapılan törene milletvekilleri, sağlık eski bakanı, vali, belediye başkanları ve çok sayıda davetli katılmıştı. İşte o davetlilerden biri de hem de evsahibi olarak Tekmanın BDPli Belediye Başkanı Ali Said Fırattı.
İlçenin müftü vekilinden tut da belediye başkanına kadar herkesin protokol konuşması yaptığı törende, niyedir ve nasıl bir anlayıştır bilinmez, Ali Said Fırata söz verilmedi; tek kelimeyle de olsa adı zikredilmedi.
Adeta yok sayıldı!
Olur mu peki?
Büyük bir ayıp ve haksızlık...
Biz o Ali Said Fıratı çok iyi tanırız, BDPden başkan seçilmesi, Ali Saidin ne kalitesini, ne ahlakı yapısını, ne zerafetini, ne devletine, milletine ve dinine olan bağlılığını itibarsızlaştıramaz...
Ali Said son derece düzgün bir kardeşimizdir.
Bir yandan çözüm süreci diyeceksin, bir yandan milletin arına bed gelen gelişmelere göz yumacaksın... Diğer taraftan da uzattığın ele misliyle mukabele edecek çok değerli bir belediye başkanını, üstelik kendi ilçesinde yok sayacak, rencide etmeye kalkacaksın…
Taşlaşmamış hiçbir vicdan bu haksızlığı kabul etmez.
Tek kelimeyle bunun adı nezaketsizliktir.
Her kim bu nezaketsizliğe meydan verdiyse derhal çıkıp kendisinden özür dilemelidir.
Barış, kardeşlik, çözüm süreci ve benzeri evrensel değerleri ülkemizde hayata geçirmek istiyorsak -ki, hükümet o yönde güçlü bir irade sergiliyor- o halde artık kimin hangi siyasi görüşe mensup olduğuna değil, insanların temsil kabiliyetine, kişiliğine ve duruşuna bakmalıyız.
Dün Tekmanda Ali Saide çok görülen bir takdim, esasında çözüm sürecinin bilinç altlarımızda hiç bir karşılığı olmadığını göstermektedir.
Ali Said naif bir insan olduğu için, bu büyük kabalığı sorun etmedi. İsteseydi dün o tören murdar olurdu.
Ama Ali Said Fırat, kendine yakışanı yaptı: Sustu...