Nasıl ki çoğumuzun annesi misal, Türkan Şoray kadar güzel olmasa da, bize canından can kattığı, bizi büyütüp beslediği, bize kol kanat gerdiği için çok seviyorsak Evlatlar da anneleri için öyledir.
Milyonlarca engelli evlada sahip o annelerden biri de Serap İstanbulluoğlu
23 yıl boyunca yılın annesi ödülü verilseydi bunu her defasında fazlasıyla hakeden bir anne
Oğlu Ömeri, sabır, özveri, cesaret, inanç ve azimle ilmek ilmek büyüttü, Onun hayatını kolaylaştırmak için bilinçli bir kadın ve yürekli bir anne olarak sinesini yıllara kalkan yaptı.
Ve Allah, emeğinin karşılığını Serap hanıma güzel bir evlat, akıllı bir delikanlı,zeki bir öğrenci olarak misliyle verdi.
Ömerin fiziksel eksiklikleri var, ama bu eksiklik Ömeri, o güzel ailesi ve tabii ki en önce annesi Serap hanım sayesinde hayattan noksan bırakmadı.
Lafı uzatmadan gelin, o elleri öpülesi annenin, evladı Ömere hitaben yazdığı mektubu birlikte okuyalım
Oğluma
İlmek ilmek dokunan bir hayat
Ben bir anneyim;kaygıları, umutları, istekleri olan, aynı zamanda çok seven
Ailesini, evini dahası yaşamı seven bir anneyim
Yaşamın en güzel tatlarından biri belki de en güzeli, en yücesi annelik duygusudur.
Ancak kimi anne adayları için hiç de kolay değildir, anne olmak
Ne yazık ki yaşam,bize her zaman rengarenk bir tablo çizmemektedir.
Cıvıl cıvıl renklerin arasında, yalnızca beyaz, siyah yok; başka tonlar ve renkler de var, diyorum
Ama, önemli olan o griyi canlandırabilmek, onları canlı tablonun renkleri arasına katabilmektir
Bizler; yani problemli olan çocuklara sahip anneler, diğer annelere göre biraz daha fazla özverili ve biraz daha sabırlı olmak zorunda
Yolumuz uzun, işimiz güç olsa da, onlar bizlerin en değerli varlıklarıdır, canlarımızdır
Onlar için yaşamayı öğrenmeli, onlar için yapabileceklerimizin en iyisi için çabalamalıyız.
Zaman ve sabır birbirini tamamlayan, dinmeyen sızıları dindiren, kapanmayan yaraları kapatan güçlü bir ilaçtır
Ben, oğlumun doğumuyla beraber büyüdüm, geliştim, olgunlaştım. Bu suretle zaman ve sabrın ne denli önemli olduğunu, zamanın sabrı körüklediğini, sabrın da beklemek olduğunu öğrendim
Sabır yürek gerektirir, yürek de sevgidir
Yürek inanmaktır.
Yürek beklemektir.
Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı da atlas demiş atalarımız
Oğlum aceleciydi; O,sabrı henüz öğrenemeden dünyaya geliverdi.
28 haftalıktı, oysa 12 haftası daha vardı.
Olsun ben ona hiç kızmadım, gücenmedim.
Ben Onu hep çok sevdim, sevmeye devam ediyorum
Doktorlar, çok zor dese de, ben Onun hayata tutunmasını çok istedim. İyi olacağına yürekten inandım, ama beklemem ve emek vermem gerektiğini de biliyordum.
İşte bu noktada zaman ve sabır birbirinin içerisine girmişti.
Neden ben? sorusunu sormadım. Çünkü yeryüzünde benden önce, benimle beraber ve benden sonra da milyonlarcası vardı.
İşte bu gerçek bana;sabrı, oğlum yaşam mücadelesi verirken o anın değil, sonrasının ne kadar kıymetli olduğunu öğretti
Yüreğinde sevgiyle bütün sıkıntılara göğüs germek hiçbir mucizenin ansızın olmayacağını bilmek,bunu bilerek acele etmeden, telaşlanmadan, vazgeçmeden beklemek
Evet; bugün değilse bile yarınların daha umut yüklü olduğunu düşünerek şükretmek
İpek böceklerini hiç düşündünüz mü?
Onlar dut ağacında yaşarlar ve o ağacın yapraklarını yiyerek büyür, sonra ipek salgılarlar. Ve o ipek ilmek ilmek dokunarak atlas olur
Oğlumun doğumuyla başlayarak yaşam ünitesine bağlı küvezdeki günlerinden bu güne kadar geçen zamanın her anını biz de ilmek ilmek dokuduk.
Oğlum kendi kendine nefes almaya çalışırken, ben de onunla nefes aldım, karnını doyururken ben de doydum
O başını dik tutunca benim de başım dik oldu.
Onunla oturdum
Onunla emekledim
Onunla yürüdüm
Sanki yürümeyi yeniden öğreniyordum.
Birlikte bisiklet sürdük. Birlikte pedal çevirdik, yılmadan usanmadan hayata adım adım birlikte tutunduk
Ellerini kullanmayı öğrenmesinden, konuşabilmesine, yaşamı öğrenmesinden, kendini tanıyabilmesine dair ilmek ilmek, teker teker birlikte dokuduk
Her şeyi inceden inceye defalarca tekrarlayarak, olmadı sil baştan yeniden deneyerek çetin mücadele verdik
Aslında ben ne kadar sabırlıysam oğlum da o kadar aceleciydi
Öylesine hızlı öğrenmek istiyordu ki, sanki kaybettiği zamanla yarışıyordu.
Onunla bu noktada ayrılsak da biliyordum ki, o da sabretmeyi öğrenecek, zamanı iyi değerlendirecek ve bir gün mükafatını görecekti.
Benim gördüğüm,görmeye devam edeceğim gibi benim mükafatım O; Onunki ise, kaliteli yaşamak olacaktı.
Sabır ve zamanla yarışırken arkama dönüp baktığımda o küçücük bedeninden kocaman bir delikanlıya dönüştüğünü gördüm
Az görme ve az işitme engeline rağmen, azmin, sabrın ve meyvesini yedik. Zamanı iyi değerlendirmek sayesinde bugün artık üniversite okumasını hatta bitirmek üzere olduğunu keyifle izliyorum.
Anne demeyi öğrettiğimde harfleri tek tek saymamdan, tüm eğitimi boyunca yanında olmaktan nasıl mutluyum bilemezsiniz
Oğlum, iyi ki doğdun
İyi ki tüm zorluklara göğüs gerip yaşamayı başardın
Varlığınla sen de bizleri büyüttün, olgunlaştırdın, eğittin ve hayata sımsıkı bağlanmamıza vesile oldun
Oğlum, sen doğduğun andan itibaren benim yolum uzun hedeflerim büyüktü.
Bu yolda ilerlerken kaygılarım arkamda, umutlarım ise, önündeydi.
Oğlum, 23 yılı geride bıraktık
Baban, kardeşin ben ve sen hep birlikte güzel bir aile olarak bugünlere geldik.
Teşekkürler güzel evladım
Şükürler olsun Onu bize bağışlayan Allaha
Serap İstanbulluoğlu
3 Aralık 2020 Erzurum