Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, "Aramıza Fitne Ateşi Yakmak İsteyenlere Bizim Milletimizin Birliği Beraberliği En Güzel Cevabı Verecektir. Onun İçin Devir Kardeşlik Devridir"dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, "Aramıza fitne ateşi yakmak isteyenlere bizim milletimizin birliği beraberliği en güzel cevabı verecektir. Onun için devir kardeşlik devridir"dedi.
Bazı temaslarda bulunmak üzere Sivas'a gelen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, bu sabah Vali Veysel Dalmaz'ı makamında ziyaret etti. Ziyaret sonrası Bardakoğlu, Cumhuriyet Üniversitesi tarafından İbni Rüşd'ün ölümünün 810. yıldönümü anısına düzenlenen "Doğu-Batı İlişkisinin Entelektüel Boyutu İbn Rüşd" konulu uluslararası sempozyuma katıldı. Bardakoğlu burada yaptığı konuşmada birlik ve beraberlik mesajları verdi. Konuşmasına son günlerde tırmanan terör olaylarını hatırlatarak başlayan Bardakoğlu, şehitlere rahmet okudu. Bardakoğlu, "Son günlerde kaybettiğimiz ve yüreğimizi dağlayan şehitlerimize rahmet diliyorum. Allah bu acıları milletimize yaşatmasın birliği, dirliği miletimize hakim kılsın." dedi. Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajlarının yanı sıra barış vurgusu da yapan Bardakoğlu, bilgiyle hikmeti birleştirdiğimiz zaman barışın dalga dalga yayılacağını söyledi. Diyanet İşleri Başkanı, "Aramıza fitne ateşi yakmak isteyenlere bizim milletimizin birliği beraberliği en güzel cevabı verecektir. Onun için devir kardeşlik devridir.'' dedi.
Sivas Valisi Veysel Dalmaz da bilim ile dinin birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğine vurgu yaptı. Dalmaz "Şimdiye kadar bilim ile dini birbirinden ayırmaya çalıştılar. İnançtan ayrı bilimin kıymeti olmadığını bu millet çok iyi biliyor. İnsanları kaynaştıracak ve kültürleri birleştirecek faaliyetlere ihtiyaç var." şeklinde konuştu.
Yurt içinden ve yurtdışından toplam 99 akademisyenin katılımıyla başlayan sempozyum, üç gün sürecek. Sempozyumda, XII. Yüzyılda felsefe ile din arasında uyuşmazlık yerine bir bütünlüğün olduğunu savunan ünlü düşünür İbn Rüşd; tarih, felsefe, ilim ve din alanı başta olmak üzere on altı disiplinde değerlendirilecek. "Batıya Aristoculuğu Öğreten Bilgin" olarak da tanınan ve Batı kaynaklarında adı "Averroes" olarak geçen İbni Rüşd anısına düzenlenen sempozyumun ilk oturumuna Prof. Dr. Mehmet Bayraktar başkanlığında Prof. Dr. Hasan Hanefi, Prof. Dr. Hüseyin Sarıoğlu, Prof. Dr Oliver Leoman ve rahatsızlığı dolayısıyla programa katılamayan konuşmacı Prof. Dr. Muhammed Cabir'in tebliğini okumak üzere Prof. Dr. Galip Yavuz katıldı. İngilizce ve Türkçe sunumların yer aldığı sempozyumda, İbni Rüşd'ün hayatı, düşünceleri ve yaşadığı dönemin entelektüel bakış açıları ABD, Fransa, Fas, Mısır, İngiltere ve Türkiye'den sempozyuma katlan bilim adamları tarafından ele alınacak.
İbn-i Rüşd kimdir?
İbn-i Rüşd 1126 yılında Kurtuba'da (İspanya) doğdu. Aristo'nun eserlerine şerhler ve bir tıp ansiklopedisi yazdı. En önemli orijinal felsefi eseri Tehafüt-ül Tehafüt (Çelişkilerin Çelişkileri/İnsicamsızlığın İnsicamsızlığı) ismini taşır ve Gazali'nin Tehafüt-ül Felasife (Felsefelerin Çelişkileri/Felsefelerin İnsicamsızlığı) isimli kitabındaki kendiyle çelişme ve İslama mugayir olma iddialarına karşı Aristo felsefesini savunur. İbni Rüşd, Aristo'nun düşünce sistemini İslam ile kaynaştırmaya çalışmıştır. Ona göre İslam'la felsefe arasında bir çatışma yoktur. Kişinin hem felsefe, hem din yoluyla doğruyaulaşabileceğini düşünmüştür. İbni Rüşd en çok Aristo'nun eserlerinden yaptığı,tercüme ve şerhleriyle ünlüdür. 1150'den önce Avrupa'da Aristo'nun eserlerinin birkaç tercümesinden başkası yoktu ve bunlar da din adamlarınca rağbet görüp, incelenmiyorlardı. Batı'da Aristo'nun mirasının yeniden keşfedilmesi, İbni Rüşd'ün eserlerinin 12. yüzyıl başlarında Latince'ye tercümesiyle başlamıştır.
(CİHAN)