Yerli otomobilin Gebze'de yapılan tanıtım törenini ben de televizyondan izledim.
Yıllar önce aldığım ilk arabamın rengi kırmızı idi. Otomobil ve kravata kırmızıyı
pek yakıştırırım, belki bunun da tesiriyle kırmızı modeli göstererek şöyle dedim
yanımdakilere: Daha ne olsun, hem yerli, hem güzel, üstelik kırmızı!
Yerli otomobil konusundaki hissiyatımı sosyal medyadan yaptığım şu paylaşım
tam olarak yansıtıyor: İl bizim, yol bizim, otomobil bizim! Bu gurur hepimizin!
Evet, dünyadaki emsallerini aratmayan otoyollarda, duble yollarda direksiyonu
bile bizim olmayan araçlarla yolculuk ederken hep hayıflanmışımdır:
Bu yolları inşa eden Türk zekâsı ne zaman kendi otomobilini üretecek?
Aynı buruk hüznü her uçağa binişimde de derinden hissederim. Tarihini
hatırlamıyorum, bir gazetede Türkiye Yılda 10 Bin Adet Yerli Uçak Koltuğu
Üretecek diye bir haber okuyunca pek sevinmiş, sonra da Acaba ömrümüz
kendi uçağımızı ürettiğimiz günleri görmeye yetecek mi? diye içimden geçirmiştim.
Aradan epey zaman zaman geçti. Bir akşam hane halkını, derin bir kederime
şu cümlelerle ortak etmiştim; Biliyor musunuz aslında biz büyük iki yabancı şirketin ücretli elemanlarıyız.
Arabamız için ayda şu kadar, üçümüzde bulunan cep telefonları için şu kadar,
birkaç ev eşyası için de şu miktar taksit ödüyoruz. Bu da şu demek, bizim kredi
kartlarımızdan çatır çatır kesilen önemli bir miktar, döviz olarak dev küresel şirketlerin hesabına geçiyor. Yani bizler küçük bir aile olarak ve nüfusumuzun
büyük bir çoğunluğu bunlar için alın teri döküyoruz.
Yerli otomobil törenini izlerken zihnim böyle yumruklar attı aklıma, yeni hayaller
düşürdü gönlüme.
Yakın bir gelecekte böyle görkemli bir törenle yüzde yüz yerli, amma küresel ölçekte iddialı cep telefonunu tanıtsak. Kısa sürede de piyasaya sürsek. Elli milyon
çılgın tüketicinin kredi kartından küresel peşin vergi gibi yurt dışına akıp giden
milyarlarca doları ithalat canavarından kurtarsak.
Büyük milletlerin hayalleri hudut tanımaz.
Artık kızıl elmamızın istikamet göstergesi bilim ve teknolojiyi gösteriyor.
Mümkünatı yok mudur? Olmaz olur mu?
Bütün dünya hayal kurar, o hayalleri ancak güç, şans, imkâna sahip olanlar
gerçekleştirebilir.
Biz de çok ileri adımlar attık çok şükür bu uzun yolda. Özellikle Savunma Sanayii'nde yaşanan gelişmeler, yerli ve millî firmaların göz kamaştıran ürün ve projeleri gurur verici.
İstemezükçü kafalarla büyük okyanuslara yelken açılamaz, geleceğin ufuklarına
kanat çırpılamaz.
Her milli başarıda gönülleri kıskançlık mengenesinde sıkışıp, yürekleri ecnebilerden
çok daralanlara; ipekböceği gibi kendi hayalsizlik, umutsuzluk, vizyonsuzluk
hapishanesinin mimarı olan bahtsızlara kızmıyorum bile, sadece acıyorum.
Güzel işleri, milletin hayrına olan projeleri alkışlayalım, çünkü alkış duadan
sonra ellere en çok yakışan eylemdir.
Beğenelim beğenilmeye layık olanı. Beğenmeye beğenmeye beğenilmez hale
geliriz çünkü.