Amerika derin devletinin, 1950'den beri Türkiye'ye dönük amentü haline getirdiği bir siyaseti vardır:
olursanız, durum hep aynı olmuş: Amerika ne istemişse o olmuş, Amerika hangi politikayı
politikamız da o olmuş. Amerika neye "ak" neye de "kara" demişse biz de aynen uymuşuz!
"Küçük Amerika" yahut da "Amerika'nın arka bahçesi" yakıştırmaları da zaten bu yüzden yapıldı.
Bizi NATO'ya aldılar ya, hatta güya bizi Rusya'ya karşı korudular ya, ha bire önümüze fatura koyup durdular.
"Türkiye NATO üyesi olmasaydı eğer, komünist Rusya Türkiye'yi çoktan ham ederdi" diyerek beynimizi oydular.
Korkuttular yani...
( Rusya da arada bir yaptığı saçma sapan çıkışlarla adeta Amerika'nın değirmenine su taşıyıp dururdu. )
İşin hazin tarafı ise, bizi yönetenlerin hep bu korku üzerine siyaset bina etmeleri oldu! Hatta bununla da yetinmeyip gidip Amerika'ya gönüllü asker yazıldılar!
Şimdi Türkiye'yi yönetenler "başüstüne efendim" demiyorlar ya, Amerika adeta kuduruyor: Nasıl olur da daha düne kadar bizim şamar oğlanımız olan bir ülke, bugün bizim hilafımıza işler yapar!
Herkes artık kabul etmelidir ki...
Ne 17-25 Aralık, ne 15 Temmuz, ne de daha taze olan şu not düşürme meselesi asla kendiliğinden gelişmiş şeyler değildir.
Hepsinin arkasında hatta tam göbeğinde Amerika var ve hepsi de Türkiye'yi hizaya getirmeye ve yeniden eski ayarlarına döndürmeye yönelik operasyonlardır.
Amerika atıyor, Türkiye tutuyor...
Önce yargı eliyle kısmi bir darbe yapmak istediler. Baktılar ki Türk halkı, tezgâha sunulan bu ürünü satın almadı. Üç yıl sonra bu kez hakiki manada bir darbe yapmak istediler. Bu sefer de yine hesap edemedikleri gelişmeler oldu: Türk halkı, ya tankın üstüne çıktı ya da tankın altına yattı. Yani onların rüyasında dahi göremeyecekleri bir direnç oldu.
Bir darbe girişimi koskoca Amerika'nın elinde patlar da Amerika bunu sineye mi çeker?
Çekmedi tabii ki...
Bu yüzdendir ki, dört bir koldan saldırıp duruyor.
Türkiye'nin notunun düşürülmesi o saldırılardan yalnızca biri...
Görün bakın çok yakında, sözde birlikte operasyon yaptığımız Suriye'de bir darbe vurmak isteyecek.
PYD'ye silah ve destek vererek aslında bizi "terbiye" etmeye çalışıyor. Türkiye de bu pespaye numarayı yutmayınca Amerika büstün kuduruyor!
İddiayla söylüyorum:
Yarın Tayyip Erdoğan çıkıp dese ki, "Amerika'nın yanlışları bile bizim doğrularımızdır. O ne istiyorsa biz onu yapmaya memuruz."
Görün bakın o vakit, Amerika'nın ne FETÖ seviciliği kalır, ne de Suriye'de ki terörist Kürtler umurunda olur.
Anında hepsini birden satar. Yeter ki, Türkiye eskiden olduğu gibi ona biat etsin ve onun namına tetik çeksin!
Tabii ki bedel ödeyeceğiz. Bağımsız ve dik olmak kolay değil.
Bugün Türkiye dört bir koldan işte o bedeli ödüyor. Ama bugün Türkiye, işte o bedeli ödedikçe büyüyor ve bugün Türkiye, Amerika'nın önünde boyun eğmediği için bir çok alanda hamle üstüne hamle yapıyor.
Türkiye doğru yolda...
Notumuzu düşüren o şerefsiz kuruluş, sadece kendine verilen görevi yaptı.
Başkaları da sırada bekliyor!