İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde; "15 Temmuz yargılamaları nasıl gidiyor?", "FETÖ, Pensilvanya'da hangi yeni önlemleri aldı?"
40 yıldır kök salmış bir yapı tabii ki parmak şıklatarak bir anda ortadan kaldırılamaz
Ciddi bir mücadele devam ediyor.
Davalar başladı.
FETÖ'nün algı yönetimi işe yaramadı ve elinde patladı:
1-Ergenekon ve Balyoz yargılamalarına göre çok daha düzenli oturumlar,
2-Jandarmanın çift sıra halinde sanıklarla salona girişi,
3-İddianamelerdeki maddi delillerin kamuoyu ile paylaşılması (Mürtet görüntüleri, Harun Biniş, Kemal Batmaz kayıtları, F-16'lar ve Boğaz Köprüsü'ndeki telsiz konuşmaları)
İşte tüm bunlar FETÖ'de kırılmalara sebep oluyor.
Yalan da bir yere kadar!
İstihbaratın örgütü yurt içi ve yurt dışında yakından takip etmesiyle elleri kolları bağlandı.
"Badem kurusu rengindeki" tek tip kıyafetlerin devreye girmesiyle her şey çok daha güzel olacak.
Nasıl da ciyak ciyak bağırıyorlar.
Örgütbaşı Gülen'in malikânesindeki önlemler zaten arttırılmıştı... Ama son 15 gündür güvenlik önlemleri had safhada...
Arabalar içeri alınmıyor. Gelenler indirilip üzerleri arandıktan sonra yürüyerek malikaneye geçiyor.
Suikast söylentilerinin yayılmasıyla görüşmeler asgariye indirildi.
Dikkat ettiniz mi? FETÖ uluslararası medyada hep isminin önüne "dini lider" yazdırıyor.
Ama bu işler yazdırmayla filan olmuyor.
'Şarlatan' ve 'ileri derece sapık' olduğunun ortaya çıkmasından sonra bile hâlâ imaj çalışması yaptırmaya çalışması çok dikkat çekici.
Ne yaptı biliyor musunuz?
"Rehber-mürşit ilişkisini ön plana çıkartan yazılar yazın... Sosyal medyayı kullanın... Dinî lider olduğum algısını güçlendirin" dedi...
Sadece bu da değil, çıkış yolu olarak ilk zincir içinde bulunanlardan örgüte yılda 7 kişi kazandırmaları istendi.
"Hücreleri küçültün" dedi...
Birbirini tanıyan örgüt mensuplarının azaltılması talimatını verdi.
Rüyaları esas alan müjde ve sabır çağrılarının ters teptiğini de belirtelim.
FETÖ tabanı, "Bir şey olduğu yok... Bunlar yalan, dolan, oyalamaca" demeye başladı.
Bildik/tahmin edilebilen talimatlar tabandaki beklentiyi artık karşılayamıyor
Türkiye'nin son 1 yılda yaptığı en iyi şeylerden biri de FETÖ'nün yurt içindeki para kaynaklarını kurutması oldu.
Örgüt Türkiye'den gelen gelirleri kesildiği için dünya çapındaki faaliyetlerini fonlamakta zorlanıyor.
Afrika'da maaşlarda kesinti yapılıyor.
Balkanlarda aynı şekilde.
Mesela Prizren'de maaşlar ödenemiyor.
Afrika demişken Somali'de Türkiye kazandı. Bu ülkedeki FETÖ okulları Maarif Vakfına devredilecek...
Örgüt bu okulları Almanlara satmaya çalışmıştı.
FETÖ bu iki ülkede maddi olarak çok iyi durumda.
Para kaynaklarını oluşturmuşlar.
Almanya'da ayakları yere o kadar sağlam basıyor ki bütün Avrupa'yı buradan fonlayabiliyorlar.
FETÖ'nün yeni nesline Avrupa Birliği ve AİHM'de işe başlamaları için her şeyi yapın talimatı gittiğinin de altını çizelim.
Bu kadar darbeye rağmen hâlâ 5-10 yıllık planlar yapabilmeleri dikkatlerden kaçmamalı, önemsenmeli...
Türkiye, özellikle Berlin, Londra, Brüksel, Paris ve Viyana'da tedbir almalı...
Karşı hamlelere başlamalı.
Türkiye içindeki başarılı mücadeleyi yurt dışına da taşımalı.
Devlet eliyle değil tabii ki...
Sivil toplum kuruluşları neyi bekliyorsa.
FETÖ'yü hepimiz çok yakından tanıyoruz.
En iyi yaptıkları ne?
Kara propaganda.
Hiç hafife alınmamalı. Son dönemde kafalarını tekrar kaldırdılar.
Türkiye aleyhinde kara propaganda hamlesine başlayacaklar.
Davalarda boşu boşuna "Hayvan bakmaya, film çekmeye gittim, tarla bakıyordum" demiyorlar.
Cezaevindeki çocuklu annelerle ilgili sosyal medyada başlattıkları algı operasyonlarına gezici sergilerle devam edecekler.
Alman istihbaratı ile paslaşıyorlar.
Alman siyasetçilerle iç içeler.
Örgüt lideri Gülen'den geçen hafta ilginç bir talimat daha geldi:
-"ABD ve Almanya gibi büyük ülkelere iltica etmeyin.. Buralarda sayımızın artması bize avantaj sağlamaz... Aksine zor durumda kalabiliriz... Afrika'ya gidin, yayılın"
Ezcümle:
FETÖ henüz tam manasıyla güçten düşmedi... Mücadele 15 Temmuz sonrası olduğu gibi kararlılıkla sürdürülmeli.
Bu yükü sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sırtına bırakmamalıyız.
Hepimizin bir ucundan tutması gerekiyor.
Tutar gibi yapanlara aman dikkat.
Kimse merak etmesin örgütün insan kaynağı ve finansal gücü günbegün azalıyor.