Başkan Erdoğan Azerbaycan dönüşü İdlible ilgili, Bizi buraya Suriye halkı çağırdı. Kimse İdlibde ellerinde Rus, ABD, Alman, Fransız bayraklarıyla dolaşmıyor. Türk bayraklarıyla dolaşıyor dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycanda katıldığı Kafkas İslam Ordusunun Baküyü hürriyetine kavuşturmasının 100. yıl törenlerinden dönerken, uçakta gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Suriyenin toprak bütünlüğünden bahsedenlerin ülkede parselasyon yaptığını ifade eden Erdoğan, Bizi Suriyeye halk çağırdı dedi. Erdoğanın açıklamaları şöyle:
SURİYEYİ PARSELLEMİŞLER
Lafta herkes Suriyenin toprak bütünlüğünden söz ediyor. Ama uygulamaya baktığınız zaman, herkes parselasyonu yapmış. Bir ülkenin 22 üssü, bir diğerinin 5 üssü var. Türkiye olarak bizim ise öyle bir derdimiz yok. Parselasyon, şu, bu derdinde değiliz biz.
BİZİ ORAYA HALK ÇAĞIRDI
Nihai düşüncemiz: Bir, anayasanın hazırlığı; ikincisi ise seçimlerin içeride ve dışarıda tüm Suriyelilerin katılımıyla yapılması. Bunun neticesinde hep beraber Suriyeyi terk edelim. Bu meselede en sıkıntılı olan Türkiyedir. O nedenle kusura bakmasınlar, biz de Adan Zye kendi tedbirlerimizi almak durumundayız. Diyorlar ki: Bizi buraya rejim çağırdı. Biz de diyoruz ki: Sizi rejim çağırdıysa bizi de buraya Suriye halkı çağırdı. Biz rejimi tanımıyoruz, onlar tanıyor. Biz Suriye halkını tanıyoruz. Şu anda kimse İdlibde ellerinde Rus, ABD, Alman ya da Fransız bayraklarıyla dolaşmıyor. Türk bayraklarıyla dolaşıyor. Bunun bir anlamı var.
DEAŞı, YPGyi temizlemek için kimseden izin almadık. Biz sadece Suriye halkının davetine icabet ettik. Sözümüzde durduk. Soçide de bazı şeyleri konuşacağız, yolumuza devam edeceğiz.
YÜKÜMÜZ AĞIR
İdlibden yeni bir göç dalgası olursa insanların geleceği yer yine Türkiye olur. Bizim davranışımız koruyucu olacaktır. Fakat yük de hafif değil, ağır.
İdlibde bu süreç böyle devam ederse bunun katlanılması ağır sonuçları olabilir. Buna fırsat vermeden, hem Rusya, hem koalisyon güçleriyle bir çözüm bulmamız lazım. Koalisyon güçleri içerisinde malum ABD farklı bir yerde duruyor. Almanya ve Fransa ile daha önce görüşmelerimiz oldu. Rusyayla zaten işin içindeyiz. İdlibde durum iki üç gündür sakin. Yapılan girişimlerin neticesini aldık gibi görünüyor. Fakat hâlâ tatmin olmuş değiliz. 3,5 milyon mülteci bizim ülkemizde.
BATI GİBİ DAVRANAMAYIZ
İdlibden göç olursa insanların geleceği yer yine Türkiye gözüküyor. Biz Batı gibi davranamayız. Bizim davranışımız koruyucu olacaktır. Fakat yük de hafif değil, ağır.
GÖZLEM NOKTALARINI GÜÇLENDiRiYORUZ
İdlibde bizim 12, Rusyanın 10 gözlem noktası var. İranın da az sayıda var. Oradaki masum insanları koruma gayretindeyiz. Tahranda Sayın Putini daha olumlu gördüm. İdlibdeki gözlem noktalarımızı güçlendirdiğimiz doğrudur, devam edeceğiz.
CHPYE İŞ BANKASI MERCEĞi
CHP, Mustafa Kemali istismar ederek İş Bankasının yüzde 28inin sahibi durumunda. Yönetimde dört üyesi var. Bunlar ne iş yapar bakılması lazım.
Başkan Erdoğan, iftira atan Kılıçdaroğlu ve CHP kurmaylarının mahkeme mahkeme sürüneceklerini söyledi. CHPnin, Mustafa Kemal Atatürkü istismar ederek, İş Bankasının hisselerinin yüzde 28ini elinde tuttuğuna işaret eden Erdoğan şunları kaydetti: CHPnin bir TV kanalı aldığı tartışmaları var. Çok önemli değil. Partili birinin televizyonu olabilir. Ama daha önemli bir suç var. Siyasi partiler banka kurabilir mi? Hayır, kuramaz. Ama şu anda CHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü suiistimal ederek, onun Cebi Hümayunundan dediğim, İş Bankası hisselerinin yüzde 28inin sahibi durumunda. Oradan para alamıyor ama yönetim kurulunda dört üyesi var. Bu dört üye ne iş yapar? Buna bir bakılması lazım. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün bu tür bir varlığı herhangi bir siyasi partinin etiketi altına giremez. Girse girse hazineye girer. Öyle mi? Basın mensupları olarak siz de inceleyin bu konuyu.
VAKIFBANK İÇİN TALİMAT
Vakıfbankta da, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ciddi hissesi var. Bunu Genel Müdürlüğe aktarmak için gerekli talimatı verdik. Oradan gelecek gelir, vakıf yatırımlarında kullanılsın. Zaten haram. Vakıflar Genel Müdürlüğünün haramla ne alakası olur? Olmaması lazım. Bu talimat verildi.
CHP UÇAKTAN NiYE RAHATSIZ?
Sağırları incitmek istemem. Ama duymuyorlar, uyduruyorlar. Katardan gelen uçak konusunun aslı nasıl peki? Katar bu uçağı satıyordu, rakam 500 civarındaydı. Biz de ilgilendik. Katar Emiri, haberdar olunca Türkiyeye hibe etti; Türkiyeden para almam; hediye ediyorum dedi. Uçak şahsımın değil devletindir. CHPyi niye rahatsız ediyor?
Onların TV kanalları niye rahatsız? Bunlara davalar açtım. Bunlar mahkeme mahkeme sürünecekler. Genel başkanları da öyle atar iftiraları. Biz davaları kazanıyoruz; o ödemekten bıkmıyor. Biz de kazanmaktan bıkmayacağız. Uçak şu anda boyanıyor. İnşallah bir seyahati de onunla yaparız. Türkiye Cumhuriyetinin uçağına bineceksiniz, benim uçağıma değil.
GEREKiRSE KKTCDE ÜS KURARIZ
Bizim KKTCde üs diye bir sorunumuz yok. Niye? Bizim topraklarımızdan oraya ulaşmak, Doğu Akdenize varmak dakikalarla konuşulacak bir şey. Orası bize çok yakın mesafede. O işin sadece psikolojik boyutu var. Bu açıdan ihtiyaç duyacak olursak üs de kurabiliriz. Araç gereç konusunda da güçlü olmak durumundayız. Yok, efendim neymiş,
asker sayımızı azaltmalıymışız! Kusura bakmasınlar, biz orada asker sayımızı azaltmayacağız, artıracağız. Laf dinlemiyorlar; dinleselerdi, Kofi Annanla biz bu işi çözerdik. Annan Planında biz her şeyi kabul ettik, ama onlar sattı. Onları tuttular ABye aldılar bizi dışarıda bıraktılar. Bundan sonra bizim için orada kendi ilan ettiğimiz reçete ne ise uygulamaya koyarız.
Soçide Putinle Karabağ görüşmesi
Erdoğan, Putinle bugün Soçide buluşacak. Gündemde İdlib ve enerji konuları var.
Aliyevle yaptığım görüşmede Yukarı Karabağ meselesini özellikle gündeme getirdim. 1992den bu yana sürüncemeye bırakılmış durumda. Soçi ziyaretim var. Sayın Putine orada bu konuyu da açacağım.
ALMANYA CiDDiYE ALIYOR
Almanya ziyaretimde münasebetlerimizi, siyasi, askeri, ekonomik, ticari, her açıdan değerlendireceğiz. Terörle mücadele de ele alacağımız konulardan bir tanesi olacak. Almanya bizler gibi bu işi çok ciddiye almış vaziyette. Uzun bir aradan sonra Almanyayla böyle bir görüşme, bundan sonraki süreci inşallah çok daha olumlu etkileyecektir. Ben ümitliyim. Gerek Almanya Cumhurbaşkanı gerek Şansölye ile yaptığımız telefon görüşmelerinde de bu havayı gördüm. Alman şirketleriyle bir araya geleceğiz.
ZARRABIN KELEPÇELERi
Amerikalı hukukçular, Reza Zarrabın serbest kalmasının hukuken mümkün olmadığını söylüyorlar. Demek ki o hukukçular bu işi iyi bilmiyor, çünkü görüntülendiği yanındaki bayan onun avukatı zaten. Serbest kalması tabii ki mümkün değil, mümkün olur mu? Bir taraftan öyle diyorlar, şu diyorlar, kelepçeli diyorlar ama demek ki orada bu kelepçelerin dışında başka kelepçeler de var.
İTTiFAKTAN YANAYIM
Yerel seçimlerde MHP ile ittifak konusunda yaptığımız hiçbir şey yok. Gönlümüzden geçeni söylüyoruz. Her zaman ittifaka hazırız. Bu, belli yerlerde mi olur, bütünüyle mi olur, daha belli değil. Bu bir genel seçim değil, yerel seçim. Yerel seçimde özellikle adayların muhatabı ya da adayların durumu çok önemli. Cumhur İttifakından yana olduğumuzu hep söyledim, hâlâ da söylüyorum.(Akşam)